Milli bakiremizden inciler...

Hani bizim ünlü bir milli bakiremiz vardı ya…

Hani evlendi, boşandı hala bakireyim diye ekran, ekran dolaştı ya…

Bildiniz mi?

Evet. Şebnem Schaefer’dan bahsediyorum. Yine bir sürü laf ediyor ve özel hayatını ortalık yere seriyor. Bakın ne diyor?

-Erkeklere güvenim kalmadı.

Güven tesis etmek başlı başına bir stratejidir. Güvensizlik tek yanlı oluşmaz. Güven aşındığı zaman eski haline getirmek; yanan ormanların yerine ağaç dikmek gibidir. Çok ama çok geç eski haline gelir. Şebnem hanım erkeklere güvenim kalmadı diyor ama acaba erkeklerin ona güveni kaldı mı?

-Önce bana yanaşıyor, sonra da benimle reklam yapmak istiyor ve beni kullanıyor.

Bu lafta çok basittir ve demode olmuştur. Geçen ay daha yeni boşanan Suat beyle bir eğlence yerinde fotoğraflanan Şebnem hanım, neyin ya da kimin reklamını yaptı. Hem kendisinin hem de erkek arkadaşının bal gibi reklamını yaptı. Karşılıklı kullanma açık ve nettir.

-Erkek arkadaşlarımdan yediğim darbeler ve kazıklardan dolayı evlenmeyi hiç düşünmüyorum. Ama çocukları da çok seviyorum ve nikahsız bir çocuk doğurmak istemiyorum. Yani mecburen hayatıma bir erkek sokmam gerekecek. Ve hayatıma giren erkeğe çocuğum için katlanmak zorunda kalacağım.

Hayda! Ne olacak şimdi?

Hem evlenmek istemiyor, hem çocuk istiyor…

Hem çocuk istiyor, hem de nikahsız istemiyor…

Hem erkek istemiyor, hem de katlanmak istiyor…

Eli ile köfte yuvarlıyor, gözü ile erkek kovalıyor diye bir söz vardır. Aslında evlenmek ve çocuk sahibi olmak istiyor ama hiçbir erkek çocuk işine dolayısıyla Şebnem hanımın yanına yanaşmıyor.

Benimkisi naçizane öneridir. Hem bir erkeğe katlamaya ne ihtiyaç var, hem de çocuk yapmak için bunca zahmete… Hani bu işlerin yasal olduğu bilinen KKTC’ye ya da ABD’ye gidersin, bir banka bulursun, kolayca bir banka çocuğuna sahip olursun…