Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Eylül '10

 
Kategori
Eğitim
 

Milli Eğitimde serbest etkinlik üstüne bir tartışma

Milli Eğitimde serbest etkinlik üstüne bir tartışma
 

Mili Eğitim Bakanlığı yayınladığı bir genelge ile İlköğretim birinci kademesinde, 1, 2, ve 3. sınıflarda haftalık ders saatini 30 ‘dan 25’e , 4 ve 5. sınıflarda da haftalık ders saatini 30’dan 26’ya indirerek, düşürülmüş ders saatlerinin yerlerine haftada 5 ve 4 saat olmak üzere “serbest etkinlik” saati koydu.
Haftalık ders programında değişiklikler yapıldı.
Değişikliğe gerekçe; bazı ders saatlerinin fazla olması, öğrencilerin ağır derslerden sıkılmaları, getirilen serbest etkinlik ile, ” öğretici ve eğlendirici uygulamalar yoluyla öğrencilerin okulu daha çok sevmelerini, bir aile ortamı gibi benimsemelerini, okulda kendilerini rahat ifade edebilmelerini ve güvende hissetmelerini, daha mutlu olmalarını sağlamak, diğer öğrencilerle etkileşimlerini artırarak sosyalleşmelerine yardımcı olmak, zihinsel, fiziksel, sosyal ve kültürel gelişmelerine katkı” sağlamak olarak belirlenmiş.
Başta Hayat Bilgisi olmak üzere, Türkçe, Sosyal Bilgiler, Beden Eğitimi, Görsel Sanatlar, Müzik, Rehberlik, Sosyal Kulüpler gibi ders saatlerinde konuların içeriği gereği, yukarıda özetlenen amaçlar doğrultusunda eğitim yapılmakta idi;
Yani, öğrencinin farklı yetenek ve becerilerini ortaya çıkarmak- geliştirmek, dersi- okulu sevdirmek, veli toplantıları ile veliyi bilinçlendirmek, öğrenciyi tanımak, öğrencinin kendini tanımasına yardımcı olmak, okuma sevgisi vermek, Ulusal ve Kültürel değerlerini tanıtmak, bilinçli Ülke sevgisi kazandırmak, seçici olmayı öğretmek, hoşgörülü, yardımsever birey olmak, iyi ve kötü, güzel ve çirkin, doğru ve yanlış gibi zıtlıklar arasında doğru seçim yapabilmek,
çalışmayı sıkıcı halden kurtararak yaptığı işten zevk alma becerisi kazandırmak, mutlu olabilmeyi anlamak, geniş ve muhakeme gücü yüksek birey olmak, yeniliğe açık olmak, kendine güven duymak, duygu ve düşüncelerini ifade edebilmek, onurlu erdemli birey olabilmek, beden, zihin ahlak, ruh ve duygu bakımından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, özgür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, kişilik ve girişime değer veren, sorumlu, yapıcı, yaratıcı verimli birey olmak gibi amaçlar, zaten eğitimin genel amaçları içinde.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın iyi niyetli bu girişimi son otuz yılın aksaklıklarını düzeltmeye yönelik gibi görünse de yukarıda açıklandığı şekilde, var olması gereken Türk Milli Eğitimi'nin genel amaçlarının özünü ve çekirdeğini teşkil eden konular.
Bu konu, eğitimcilere verilen formasyon eksikliği ve sınav sistemindeki bozukluğunun itirafı olarak yorumlanabilir.
Hem öğrenci, hem öğretmen, hatta ebeveynler bile, günümüzde sınav için yarış atı konumundalar. Dershanelerin durumu ayrı bir problem.
Normal düzeyde bir eğitimci veya öğretmen, yukarıda sayılan özellikleri öğrenciye kazandırmak zorunda. Eğer bunu ders saat ve sürelerinde yerine getiremiyor ve amaçlara ulaşamıyorsa o zaman, ” Serbest etkinlik” saatlerinde nasıl başarabileceğini derin derin düşünmek gerekecek...
Konunun en püf noktası öğretmen niteliği;
Öğretmen kalitesini artırmanın yolu, öğretmenin kendini yenilemesi, meslek hayatı boyunca belli periodlar içinde öğretmen üzerinde Objektif standartlarda değerlendirme yapılması düşünülebilir.
“Öğretmenliğe başlayan, öğretmen olarak emekli olur” düşüncesi, artık yanlış bir uygulama olduğu yılların tecrübesi ile kanıtlanmış durumda.
Eğitimde, eğitimci için, sadece diplomanın yeterli olmadığı belli. Aslında sistem, bunu çok iyi anlamış durumda. Uzman öğretmen, baş öğretmen gibi öğretmene verilen geçici statüleri buna yönelik uygulamalar sayılabilir. Fakat buna benzer uygulamaların da yeterli olmadığı açık.
Eğitim; ehil, usta ellerin dışına teslim edilemeyecek kadar hasas aynı zamanda kutsal bir konu.
 
Toplam blog
: 498
: 1546
Kayıt tarihi
: 12.08.07
 
 

Öğretmen Okulunu ve İktisat Fakültesi Kamu yönetimi bölümünü bitirdim, eğitimciyim, İyi derecede ..