Eğitim ve eğitim tanımı

Eğitim üzerine söylenecek o kadar çok şey var ki, onun değerini çok önceden kestiremeyenler başkalarının kulu kölesi oluyorlar.
Eğitim alanına yapılan yatırım meyvesini geç verdiğinden, eğitim bilincini yeterince alamamış politikacılar eğitime yatırım konusunda oldukça cimri davranıyorlar.
Ülkemizde eğitim konusunda, Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana çok yol alınmış gösterilmesine rağmen, gelişmiş ülkeler ile kıyaslandığında pek öyle olmadığı anlaşılmaktadır.
Çoğu kez kalıplaşmış doğmaları ezberletmek eğitim olarak görülüyor. Günümüzde okuma yazma veya adını yazabilme becerisini gösteren oran ile ülkemizdeki eğitim seviyesini kıyaslama yanılgısına düşülüyor.
Eğitim tanımının belli bir kalıp içine sokularak verilmesi oldukça zor.
Eğitim, sosyal yaşam içindeki bireyin, yetenek ve becerilerinin keşfedilerek bunların işlenmesi, sezgi , kavrama, düşünme, ifade etme gücünün bir program dahilinde geliştirilip, ortaya çıkarılması , bireyin, toplumun sosyal yaşamına katılma sürecidir.
Eğitim, aynı zamanda bilgiye ulaşma ve onu kullanabilme hünerlerini kazanma olgusudur. Eğitim süreci içindeki bireye bir yandan teknik veya Akademik bilgiler ve bu bilgiye ulaşma yolları verilirken, diğer yandan sosyal yaşama uyum gösterme becerisi kazandırılır.
Eğitimin asıl amacı, insandaki eğitilebilirlik sınırı zorlayarak, insanın bizzat kendini, hem kendi için, hem de toplum için kazanıma dönüştürme gayretidir.
Eğitim tarih boyunca yaşanan bir süreç olmuştur. Programlı eğitimin günümüzden yaklaşık 5-6 bin yıl önce yaşamış Sümerliler'le başlamış olabileceği tahmin edilmektedir.
Bu açıklamalardan yola çıkarsak; eğitim, yaşamın esas damarlarından biridir. Bu damarın bilinçli bir şekilde iyi beslenmesi ve sağlıklı olması gerekir.
Ulus olarak, çağdaş ve bilimsel eğitimin önemini kavradığımız ve bunu uygulamaya koyduğumuz sürece ileri ülkeler düzeyine ulaşmamız mümkün olacaktır.