Sürekli değişen eğitim sistemi…

2010-2011 eğitim öğretim yılı yeni bir sistem değişikliğinle başlıyor. Ortaöğretimde alan uygulaması kaldırıldı, yerine seçmeli dersler sistemi getirildi.

Yani daha biz ilköğretimde maruz kaldığımız SBS haksızlığının yaralarını saramadan şimdi de ortaöğretimde yeni bir denemeye tabi tutuluyoruz. SBS de yapılan yanlış kabul edildi ve SBS kaldırılarak sadece 8. Sınıf sonunda sınav sistemine dönüldü. Kaldırılma sebebi olaraktan öğrencilerin sınav stresini 6.sınıf itibarı ile kaldıramadıkları gösterildi. Fakat yapılan yanlış onların yanlışı olmasına rağmen ceza yine bizlere kesilerek okula yerleştirme yapılırken 6-7-8.sınıf ortalamaları alındı. Madem bu sınav stresini kaldırmadığımızı kabul ettiniz öyle ise neden bizi bu sınavlardan sorumlu tutarak o hatalı kararı sonuna dek uygulamakta ısrar ettiniz diye sormadan edemiyorum. Bunu Sayın Milli Eğitim Bakanımız başta olmak üzere tüm eğitimle ilgili makamlara yerleştirme öncesi yazmama rağmen gelen cevaplar iki kelimeyi geçmedi ‘’ Bunun yeniden düzenlenmesi konusunda bakanlığımızın bir çalışması yoktur.’’

Şimdi alınan yeni bir yanlış karar daha…

Sorarım size kaç öğrenci matematik, geometri, fizik, kimya gibi dersleri seçmeli ders olarak seçer. Yoğunluk coğrafya, tarih gibi daha çok okuyarak anlamaya yani sözel derslere olacak. Zaten kapasitesinin üzerinde öğrenci adedi olan bu sınıfların mevcutları tavan yapacak. Tahminen sınıf mevcutlarının çok yükseleceğine şahit olacağız. 50 kişilik sınıflarda ders anlatmakta zorlanan öğretmenlerimize Allah kolaylık versin.

Hani hep şikâyetçi olunan öğrencilerin başarı seviyesi tavan yapar artık. Her yıl yeni kayıtlarda % 40 oranında olan sınıf tekrarına kalma olayı bence bu sistemde çok daha üst seviyelere çıkacaktır. Tabi bu sistemde bir iki yıl denenecek ve tam bizler ÖSS ye girecekken yeni bir değişim daha…

Ve…

Sonuç ortada bu yıl 1400 küsur okul birincisi açıkta kalmıştı ya. Artık bizim zamanımızda büyük ihtimal şöyle bir gazete manşeti olacaktır. ÖSS birinci basamak sınavına giren öğrencilerin ikinci basamak sınavına girmeye hak kazanmak için gereken 160 puan barajını sınava giren öğrencilerin % 5 lik kısmı aşabildiği için ikinci basamak sınavının yapılmasına gerek kalmamıştır. Tabi bu işin abartılı bir mizahi bakışı ama gidişat olarak eğitim sisteminin sürekli değişmesi ve biz öğrencilerinde bu sistem değişiminden dolayı sürekli zarar görmesi olayın gerçek kısmıdır.

Ortada olan bir yanlış vardır ve bu yanlış düzeltilmelidir. Siyasi irade eğitimden elini çekmelidir. Bu gün ülkemizde eğitim futbol kadar önemsenmemektedir. Futbol federasyonu bile özerk halde iken eğitimin siyasi irade elinde olması yanlış değil midir? Bence artık eğitimi eğitimcilere bırakmalıdırlar. Bakan değişti eğitim sistemi değişti. Hükümet değişti eğitim sistemi değişti. Aynı hükümet içinde farklı bakanlar farklı sistemler denedi. Olan bizlere oluyor. Bırakın bu ülkenin bir sürü eğitim uzmanı ve bu işi masa başı bürokratlarından çok daha iyi yapacak eğitimcileri var. Bence artık eğitimin ülke konusu olduğunu görmenizin zamanı gelmiştir. Biz genç nesilleri ve eğitimimizi siz büyüklerin siyasetine karıştırmayın. Eğitimi eğitimcilere bırakın ki, bizlerde gereken eğitimi daha iyi bir seviyede alabilelim.

Saygılarımla.

Burçak YAZICI