Milli takım nereye? Avusturya 0-0 Türkiye

Son dakikada kazandığımız Kazakistan maçının ardından Avusturya deplasmanına Serdar Kesimal, Emre Belözoğlu ve Selçuk Şahin'den yoksun olarak gittik. İsteksiz futbolcular, isteksiz Hiddink hanemize bir puanı yazdırdı.

Henüz maçın başında Burak'la top kaybı yaptık. Avusturya üstümüze geldi, ilk pozisyon onlardandı. Daha sonra biz topu aldık, biraz da biz oynamaya başladık. Bir iki pozisyon bulduk Arda ve Umut'la. İlk yarıda bir onlar geldi, bir biz onlara gittik. Sabri'nin ortalarıyla etkili olmaya çalıştık. Yine de her iki takım da doğru düzgün bir atak yapmadı ve kendini vererek rakibin üstüne saldırmadı. "Formalite maçı"ymış gibi bir havada oynadılar. Gelen toplarla iki pas yaptılar, kaptırdılar sonra da savuma yaptılar. Bu şekilde geçen zevksiz bir ilk yarı izledik.

İkinci yarıyı iki parçada değerlendirmek gerek. 70.dakikaya kadar olan bölüm ve 70.dakika sonrası. 70.dakikadan önce yine Arda'nın bireysel çabalarıyla bir şeyler yapmaya çalıştık. Uzun paslar denedik fakat başaramadık. Tabii ki bunda Emre ve Selçuk'un yokluğunun etkisi vardı. Kısa pasları da iyi yapamadık. Takım kopuk oynadı. 70.dakikadan sonra Selçuk Şahin'in şutu olsun, Sabri'nin ortasında Burak'ın direğe çarpıp çıkan kafa vuruşu olsun oyun biraz daha hareketlendi. Tam biz bir şeyler yapıyoruz derken Avusturya geldi golü attı fakat ofsayt gerekçesiyle gol geçerli sayılmadı. Bana göre pozisyon ofsayt değildi, goldü. 90.dakikada penaltı kazandık, yine şanssızlık mı deriz artık ne dersek Arda topa vurdu ve top kaleciden kornere çıktı, sonraki pozisyonda kornerden gelen topa Arda kafayı vurdu, direkten top dışarı çıktı.

Maçta dikkatimi çeken iki notum var. Birincisi Platini'nin 77.dakikada stadı terk etmesi. Muhtemelen sayın UEFA Başkanı oynanan oyundan memnun kalmadı, zevk almadı ve maçı orada bırakmayı tercih etti. Böylesine önemli bir futbol adamına takımımızı maçın sonuna kadar izletemiyorsak gerçekten sıkıntı var demektir. Bir diğer olay da, Hiddink'in hamle yapmak için 90.dakikayı beklemesi. Gökhan Töre'yi son dakikada oyuna aldı, ne anlamı var? Madem bir hamle yapmak istiyordu, bu gerekiyordu, bana göre son derece etkisiz olan Selçuk Şahin'i oyundan çıkarıp yerine başka birini alabilirdi. Veya daha farklı bir hamleyle oyunu farklı yerlere taşıyabilirdi fakat gerçekten maçın başından sonuna kadar aynı taktik ve aynı futbolcularla oynadık.

Futbolcuları değerlendirmemiz gerekirse, Volkan'a bu akşam pek iş düşmedi. Sabri sağ kanattan iyi bindirmeler yaptı, savunmada da fena değildi fakat ileri gittikten sonra geri dönmede sıkıntısı vardı. Bu da defansta problem oluşturdu. Sık sık kademe yapmak zorunda kaldık. Servet onun kademesine kaydı, o da fena oynamadı bu akşam. Egemen de kötü değildi, atağa çıktığı pozisyonlarda iyi değildi. Hakan beklemediğimiz bir performansta oynadı, soldan top geçirtmedi, bana göre iyi bir performans sergiledi, savunmada en iyi adamdı. Üstünden yüklenmeye çalıştılar fakat başaramadılar.

Orta saha futbolcularına gelirse, Mehmet Topal etkisizdi. Birkaç uzun pas ve atağa hafif destekler dışında çok da verimli olduğunu göremedim. Selçuk Şahin dersek, savunmaya yardımcı olmaya çalıştı, hücuma da katılmaya çalıştı ama bence milli takım düzeyinde bir futbolcu değil. Yekta'ya bakarsak milli takım için tecrübesiz bir oyuncuya göre kötü oynamadı, pasları ve hamleleri yerindeydi en azından.

Hücum hattında Burak, Umut ve Arda vardı. Aralarında en başarılısı bana göre Arda'ydı. Topla bir şeyler yapmaya çalıştı ve bu maçta böyle bir şey her ne kadar olmasa da takımın lider oyuncusu olmaya çalıştı. Kanatlardan çalımlarla ceza sahasına girişleri ve attığı paslar iyiydi. Umut bu pasları değerlendiremedi, vasat bir performans sergiledi. Burak yine çabaladı, bir şeyler yapmaya çalıştı ama başaramadı. Kısacası bu hücum hattı gol çıkaramadı.

Takımda bariz eksiklikler var. Bu takım lig maçı oynamadığı için resmi maç anlamında tecrübesiz futbolculardan oluşsa da, daha dinç ve sağlam olması gereken futbolculardan oluşuyor. Fakat hiç de öyle bir şey göremiyoruz, sanki sezon sonunda oynanan bir maçı izliyormuşuz gibi. Kimsede istek yok. Oyuna baktığınızda zevk veren hiçbir şey yok. Son dakikada üç puan şansını elde ediyoruz, bir penaltı kazanıyoruz heyecanlanıyoruz, inanarak vuran bir futbolcu yok. Bir puanı Avusturya karşısında kendimize yeterli görüyoruz. İleride bizim karşımıza Hollanda, İspanya, İtalya, Portekiz çıktığında biz ne yapacağız? Kesinlikle şu halimizle EURO 2012'de oynamayı hak ettiğimizi düşünmüyorum. Kadroda sakat üç futbolcumuz olmasına rağmen bu kadar etkisiz, bu kadar halsiz ve kötü olmamızın sebebini ben değil de biraz da Hiddink düşünse iyi olur... Kadro seçimindeki yanlışlıklar olsun, maç içindeki etkisiz duruşu olsun...

İyi yolda değiliz kesinlikle ve kendimizi toparlayamazsak bizi iyi günler beklemiyor. Bunu bütün Türk halkı gördü, umarım gerekenler de görebilir. Bundan sonra her şey yoluna girmesi dileğiyle...