Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Mart '10

 
Kategori
Spor
 

Milli Takım

Milli Takım
 

Milli Takım


Merhaba sevgili dostlar, uzun bir aradan sonra bu güzel ortamda sizlerle tkrar buluşabilmek gerçekten çok mutlulk verici bir duygu benim için...

Uzun süredir spor gündemimizi meşgul eden milli takım hadisesinden hiç şüphe yokki hepimiz haberdarız. Önce Fatih hoca ile; 2010 dünya kupasına kesin gideriz, mutlaka gidicez, bizsiz bir dünya kupası düşünülemez hayalleri içerisindeki boşa kürek çekmelerimizin ardından gelen acı gerçekle yüzleşmemizin ardından, acaba en iyi 2. olurmuyuz !!? gibi hayallerimizde çok geçmeden kabusa dönüştü. Ve nihayetinde giden gitti, kalan kaldı....

Koskocaman Türkiye Milli Takımı bir anda kenara itildi, sus pus olundu, kimseden ses çıkmıyor derken, alttan alttan çaktırmadan verilen yabancı hoca gazı ile biraz kendimize getirilmeye çalışıldık. Bir yanda Türk antrenörlerinin medarı iftarı; Yılmaz Vural hoca çıktı ekranlara, " Benim bu ülkede, bu ligde çalışmadığım takım, girip çıkmadığım camia kalmadı, benden daha iyi hocamı bulacaksınız !!!! " serzenişleri, diğer yanda bizim büyük yöneticilerimiz ve yabancı hayranı spor uzmanlarımız " Mutlaka yabancı olmalı, ama Türk camiasını, ligini, kültürünü iyi bilen bir yabancı olmalı !!!! " haykırışları içinde bizde ne düşüneceğimizi, neyin daha yararlı neyin daha kötü olacağını daha tam tartıp ölçemeden bir anda gündeme çiçeği burnunda hollandalı hocamız düştü. Ne diyelim, hayırlı olur inşallah...

Biraz yabancı hocamızdan bahsedelim; kendisi Avrupa'nın sayılı hocalarından, evet, buna kimsenin diyece lafı olamaz, çünkü; o değilmiydi, hem Rusya Milli Takımının hocalığını yaparken bir yanda da Chelsea Teknik Direktörlüğü görevini üstlenen. Mutlaka haklılık payları vardır ancak madalyonun diğer boyutu da var elbetteki; nasıl olurda bu kadar büyük kulüpler, bu kadar taraftarı olan, o kadar bütçesi olan ve bünyesinde dünya yıldızlarını barındıran bir kulüp sadece kendisine ait bir teknik Direktör bulamaz !!!! Acaba bunun adı futbol sevgisi mi yoksa Rus milyarderinin saçtığı Euro aşkımı!!!!

Şimdi gelelim kendi tarafımıza; Biz olsak, kendi milli takımımızın başındaki sözleşmesi devam eden bir teknik direktörü aynı anda başka bir kulüpte çalıştırırmıyız ?? Bizmi amatörüz yoksa Rusya mı, yada Chelsea kulübümü !!!! Şu anki durumda çok farklı değil bizim açımızdan, yetkili heryerden açıklama geliyor, biz bu teknik direktörle anlaştık diye; sonra 2-3 gün geçiyor; bir bakıyoruz anlaştığımız hoca; haziran ayı sonuna kadar bilmem hangi milli takımının başına geçmek için federasyonumuzdan izin almış !!!! tabi bu süre içinde bir başka ( yada başka deyişle daha çok para veren bir başka ) takım ile anlaşmazsa!!!! Demekki profesyonellik bu ve biz bunu öğrenemedik sanırım....

Gelelim Milli takımın baş yardımcı antrenörüne; Oğuz hoca elbette profesyonel oyunculuk hayatında gerçekten de büyük bir futbolcuydu, buna kimsenin itiraı yok. ancak; iyi oyuncu iyi hoca olcak diye bir şey söz konusu değil ki zaten bunu en iyi kendisi göstermedimi bize... Milli takımdan önce alıştırdığı takımlardaki durumuna ve çizelgesine bakarsak bunu anlamamak biraz saçma olur. Ve aynı oğuz hoca değilmiydi, olaylı İsviçre maçında olaylara seyirci kalan, daha doğrusu büyük hoca Fatih Terim tarafından seyirci bırakılan !!!!! Bu ülkede 11 bin küsür antrenör belgesine sahip insan var, sizcede bu işte biraz gariplik yokmu !!!!

Son olarak; Honduras maçına değinelim; evet iyi oynadık, en azından Honduras'tan daha iyi oynadık ancak ortada çok acı bir gerçek var; O Honduras 2010 Dünya Kupasında mücadele edecek, biz nerde olucaz; elimizde kumanda tv başında....

Umarım bizde O Avrupalılar gibi en kısa zamanda profesyonelliği öğreniriz ....

 
Toplam blog
: 10
: 683
Kayıt tarihi
: 21.01.09
 
 

Futbol Antrenörlüğü yapıyorum, futbol ve spor bütüm hayatım. Bunun yanı sıra bilgisayar, internet..