Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Haziran '09

 
Kategori
Blog
 

Milliyet Blog Dingo’nun ahırı mı?

Milliyet Blog Dingo’nun ahırı mı?
 

Kaç gün oldu saymadım, saymaya da gerek görmedim. Bir tartışmadır gidiyor. Editörler haksızlık mı ediyor, iltimas mı var, yağcılık mıdır falan-feşmekan… Susayım diyordum da insafsızca yazılanlara daha fazla dayanamayacağımı gördüm… Özellikle aşağıdaki satırları okuyunca…

Bir hanımefendi (ki kendisine bundan gayrı “Sayın Hanım” diyeceğim) editörleri eleştirdiği yazısının (1) sonunda yorumlara cevap yazarken bir şey yazmış diyor ki: <ı>“Bir de güvenilir üyeler var tabii.. Onlarda kasım kasım kasılırlar. Hemen korumaya geçmek için, editörlerin iş yükünden bahsederler. Abanın altından sopa göstererek, hak adaletten bahsederler. Ama demezler ki biz onların haklarını suistimal ediyor ve gasp ediyoruz. Editörlerle birlikte haksız adaletsiz bir uygulamanın peşinden gidiyoruz. Yaptığımız doğrumu sorusunu sormazlar. Sahtekar hocalar gibi..”

Kusura bakmasın zat-ı şahaneleri ben ve benim gibi güvenilir üyelik ile taltif edilmiş kişilere “sahtekâr” yaftası takıyorsa ben o kişiye saygımı da sevgimi de bir kenara bırakırım. Kıymeti kendinden menkul şahsiyetlerle çok fazla uğraşacak da değilim… Meramım nasıl bir alanda cirit atmaya çalıştıklarını fark ettirmek.

Gelelim meramıma:

1. Hiç kimseden güvenilir üyelik talebim olmamıştır. İnanıyorum ki kimsenin de olmamıştır.

2. Güvenilir üye olmak diğerlerinin hakkını yemek değildir. Üslubuyla, yazdıklarıyla, içerikleriyle, birikimleriyle buna “hak kazanmış” olmak hiçbir zaman “hak yemek” olarak adlandırılamaz.

3. Yarın çıkıp “<ı>güvenilir üyeliğinizi iptal ettik” deseler yine de fikrim değişmez, kimseye de gücenmem. Bu ne her şeydir, ne de hiçbir şey. Ben bildiğim yoldan yürüyüşüme devam ederim.

4. Editörlerden kimseyi ne tanırım, ne de bilirim. Eminim ki %99umuz öyledir. Editörleri savunmak için de “<ı>vay böyle çalışıyorlar, vay bilmem ne” triplerine girme ihtiyacı hissetmem. Herkesin işi kendinedir.

5. Burada yazmak ve fikirlerimi paylaşmaktan gayri bir gayem yoktur. Kendimi yazar addetmem, kimseye yaranmaya çalışmam, kimsenin tavuğuna da “kışt” demem.

6.
Bu demek değildir ki tepkisiz, şahsiyetsiz ve sahtekârın tekiyim. Fikirse fikir, yazıysa yazı, atışmaysa atışma… Ha sahtekârlığı test eden bir aletiniz varsa üzerimde deneyebilirsiniz. Bunun için gönüllüyüm. Aynı aleti sizde de denemek şartıyla tabi…

7. Milliyet Blog Dingo’nun ahırı değildir. Bunu herkes biliyor da siz kavrayamadıysanız üzülürüm. Her canı isteyen her canı istediğini buraya yazamıyor gayet tabii. Buna ben de dâhil.

8. Güvenilir üye olmak her şeyi istediğin gibi yazabilmek anlamına gelmiyor. Aksine daha çok didiklemeye, daha çok incelemeye ve yazacaklarınıza daha çok dikkat etmenizi gerektiriyor.

9. Şöyle ki belirli bir kademeye geçmişseniz oranın hakkını vermeniz lazım gelir. Sahip olduğunuz imkanı optimal şartlarda değerlendirmeniz insanlığınız gereğidir. Bu her mevkii için geçerlidir. Güvenilir üyelik bir mevkii bile değildir. Ancak insana sorumluluk yüklemektedir.

10. Bu sorumluluğu taşıyabileceğiniz kanaatini bu payeyi vermeye yetkili kişilerde oluşturamamak sizin probleminizidir. Diğer insanlara çamur atmaya, onlara “sahtekâr” demeye hakkınız yoktur. Bu, sınıfı geçemeyen öğrencinin geçen öğrencileri “kopyacılık” ile suçlamasına benzer.

11. Bu mecrada yazmak istiyorsanız buradaki kurallara riayet etmek kadar doğal bir yükümlülüğünüz olamaz. Dert ettiğiniz yazının geç yayınlanması hususunu usturuplu bir dille MB editörlerine ve hatta gerekirse daha üst düzeydeki bir görevliye kibarca anlatırsınız. Probleminizi çözümüne daha çok katkı sağlar. Yoksa suçsuz insanlara sahtekârlık yaftası yapıştırmak bir fayda sağlamaz. Aksine kerametinizin zahiri yansıması olur.

Oysaki daha evvelinde benim de buna benzer editöryal yakınmalarım vakiidir de, benim ifade şeklim ve üslubum “Sayın Hanım”dan fersah fersah farklıdır (3).

Demem o ki, sorununuzun olduğuna üzülüyor ve sorunu çözmeye gayret ediyorsanız:

• Sorununuzu ilgili mercilere münasip bir şekilde iletmeniz daha faydalıdır.

• Sorununuzu anlayan ve size az da olsa destek olmaya çalışanlara “sahtekâr” demeniz sizin ayıbınızdır.

• İnsanları insan oldukları için sevemeyenler ne yazık ki ömürleri boyunca sevgisizliğe mahkûm olurlar.

• Kimseyi sevmek zorunda olmamak ne kadar doğal bir hak ise, sahtekârlık yaftasını yemeden yaşamaya çalışmak da o kadar haktır.

Hasbelkader yazı yazabiliyor olmanız kimseye sahtekâr deme hakkını size vermez

• Sinirle yazıya oturmak kalp kıracak sözleri söylemenize vesile olarak bumerang etkisi yapabilir.

İnsanım… İnsanları ve hayvanları sevmek de insanlıktır… Anlayana tabi…

Bu arada herşeyi madde yazıyor olmam daha kolay anlaşılabilmesi içindir. Sahtekarlık vesaire gibi başka sebepler aramayınız. Aynı zamanda alıcılarınızın ayarı ile de oynamanıza gerek yoktur. Ancak arzu edenler kalemlerinin yahut klavyelerinin ayarı ile oynayabilirler.

(1) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=185514
(2) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=186384
(3) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=172127

 
Toplam blog
: 656
: 1708
Kayıt tarihi
: 08.12.08
 
 

Allah kimisine “Yürü ya kulum” demiş. Ben onu “Yürü, yaz kulum” anladım. Yürü anca gidersin manas..