Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Kasım '10

 
Kategori
Blog
 

Milliyet Blogda Bayramlaşma Merasimi

Milliyet Blogda Bayramlaşma Merasimi
 

Bayramlarda yaşattığımız çok hoş geleneklerimiz var. Aslına bakarsanız İslam dinini zenginleştiren ve günlük hayata entegre edebilen nadir milletlerden biriyiz. Şimdi bizden başkası yok diyemem, yalan olur. Ancak görünen o ki bizim kadar içselleştirebilen de pek yok. Ancak…

Ancağı şu ki nadide ve güzide geleneklerimiz belki kasten belki de bilmeden bir takım hurafelerle kirletilmiş. Hal böyle olunca aralarda, kıyıda, köşede kalan gerçek ananelerimiz de unutulmaya terk edilmiş. İşte bizim kuşağın ve bizden sonraki kuşakların yapacağı en önemli işlerden birisi bu gelenekleri İslam’a aykırı olan hurafelerden arındırarak yeniden yaşatmaktır.

Birçoğunuzun bildiği üzere Türkler İslamiyeti hiçbir zorlama ve baskıya maruz kalmadan kendiliğinden kabul etmişler, kabul etmek bir yana İslam’ı temsil etmeye de seve seve aday olmuşlardır. Gerek ilmen gerek fehmen yapılan bir çok çalışma ve keşifte de bunun faydasını görmüşlerdir. Siyaseten zaten yedi cihana hükmetmişlerdir.

Yıllarca İslamın sancaktarlığını yapmış ve her yere kadar ulaşabilmesini sağlamış olan necip Türk milleti 18. yüzyıldan itibaren bu alanda gereği gibi gelişme gösterememeye ve gittikçe de gerilemeye başlamış. Hem din yozlaştırılmaya başlanmış hem de içerisine katılan bidatler ve hurafelerle kirletilmiştir.

Hele ki son yüzyılda dininden iyice uzaklaştırılan kitleler yüzyılın hastalığı materyalizminde etkisinde kaldığından manevi değerlere büsbütün uzaklaşmıştır. Son yıllardaki teknolojik gelişmelerle hızlanan hayat döngüsü içerisinde zaten maneviyata ayıracak vakit bulamamış ve ruhsal çöküntülere de düçar olmuştur.

Bereket en ümitsiz anlarda bile imdada bayramlarımız yetişmiştir. Eskiden beri yaşatılan gelenekler çerçevesinde bayramlar az da olsa toplumsal mutabakat sağlanabilen güzel ve huzurlu günler getirmiştir. Bayram vesilesiyle hem insanlar birbirilerine vakit ayırabilmiş hem de dinin hayatımızdaki yerinin önemini kavrayabilmiştir.

Öyle ya adı üstünde dini bayram. Yani dine ait bir gelenek. Şunu rahatlıkla ifade edebilirim ki aslen dine ait olan bu bayramlar Türk milletinin yaşattığı ve içine kattığı güzelliklerle daha da güzel hale gelmiştir. En başta söylediğim ve ez az tahribat ile kurtarabildiğimiz adetlerimizden birisidir bayramlar. Hoş son yıllarda bayram adına yakışmayan kutlama biçimleri de peyda olmuşsa da yine de özünde hala güzelliğini korumaktadır.

Bayramlarımız her ne kadar dine ait bir çıkış noktasına sahipse de az önce de belirttiğim gibi artık milletimizin malı olmuştur. Müslüman olmayan yurttaşlarımız da bizlerle birlikte bu çoşkuya ortak olmaktadır. Bunda yıllarca kardeşçe yaşamış olmamızın büyük etkisi vardır. Bu kardeşlik Türk milletinin bir meziyetidir.

Öyledir çünkü necip Türk milleti dini bayramlarını da paylaşmıştır. Müslüman olmayan komşularını da bayrama ortak etmiştir. Çok dindar olan bayramlaşmayı az dindar (?) olandan sakınmadığı gibi dinine bağlı olan da bağlı olmayandan sakınmamıştır, tıpkı Müslim olanın gayrımüslimden sakınmadığı gibi.

Bayramlar muhabbete vesile olduğu gibi yardımlaşmaya da vesile olmuştur. Din kardeşinin yahut Yurt kardeşinin müşkülünü halletmeyi ibadet zevkiyle yerine getiren Müslüman yaşadığı bayram coşkusunu etrafına sirayet ettirebilmiş ve böylelikle hem kendisi mutlu olmuş hem de kardeşini mutlu etmiştir.

Bayramlar küslüklerin, dargınlıkların son verileceği fırsatlardır. Kardeşlerimiz, akrabalarımız, dostlarımız, arkadaşlarımız arasında dargınlıkların giderilmesine vesile olmak da yine Müslüman için ibadet hükmündedir.

Bayramlar hayatımızın planlamasını yapabileceğimiz fırsatlardan birisidir. Bu güzel günlere bizi kavuşturan Rabbimize şükretmeli, şükrümüzün ifadesi olarak geçmiş günahlarımızdan tövbe ederek, bir daha işlememeye söz vermeliyiz. Unutmayın! Rahmeti sonsuz olan bir yaratıcı O. Biz ona ne kadar gidersek o bize on katı geleceğini ifade etmiştir. O halde bu fırsatı neden geri tepelim?

İşte bugün ben de Milliyet Blog camiasının; başta bu imkanı bize veren Doğan Medya’nın ilgili bütün yöneticileri olmak üzere Milliyet Blog sorumlusu idarecilerinin; yedi gün yirmidört saat kahrımızı çeken editörlerimizin; gece demeden gündüz demeden yaşadıkları ve düşündüklerini bizlerle paylaşan, yazılarımıza gerek mesaj gerek yorum yolu ile katkıda bulunan, fikirlerimizin gelişmesinde öyle ya da böyle katkısı bulunan bütün Milliyet Blog yazanlarının bayramını en içten dileklerimle kutluyorum.

Bayramın Türk-İslam alemi ve Dünya insanlığı için hayırlara vesile olmasını; bayram münasebetiyle tüm insanların kardeşçe yaşamak adına cesur adımlar atarak aradaki düşmanlıkların bir an evvel sonlandırılması hususunda önemli gelişmelere vesile olmasını; zulümleriyle hükmeden ve kitleleri tahakküm altında tutan bütün Firavunların Allah’ın gazabı ile tanışmasını; iyilikle hükmeden ve insanlığa fayda veren bütün yönetici ve alimlerin de Allah’ın rahmeti ve bereketiyle dolmasını niyaz ederim.

Rabbim her türlü melanetten, fenalıktan, fitneden ve fitnecilerden, zulümden ve zalimlerden, pislikten ve küfürden cümlemizi muhafaza etsin. Şu mübarek günlerin hatırına biz günahkar kullarının günahlarını affetsin. Azabın her türlüsünden bizi korusun. İbadetlerimizi izzet-i dergahında kabul etsin. Dualarımızı Arafat’ta, Kabe’de edilen ve kabul olunan hayırlı dualardan eylesin. Allahın rahmeti ve bereketi hepimizin üzerine olsun.

Sevgi, hürmet ve muhabbetle..

Murat HACIOĞLU

www.murathacioglu.com

Not: Bayramlar ibadet ve dua için özel günlerdir. Dualarınızı bizden de esirgemeyin.

Sizin için onlarda belli bir zamana kadar bir takım yararlar vardır. Sonra da kurbanlık olarak varacakları yer Beyt-i Atik (Kâbe)'dir. Her ümmet için, Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine ismini ansınlar diye kurban kesmeyi meşru kıldık. İşte sizin ilahınız bir tek ilahtır. Şu halde yalnız ona teslim olun. Alçak gönüllüleri müjdele! (Hac Sûresi, 33-34)

O Halde, Rabbin için namaz kıl, kurban kes. (Kevser Sûresi, 2)

Kullarım Beni sana soracak olursa, muhakkak ki Ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse, onlar da benim çağrıma cevap versinler ve Bana iman etsinler. Umulur ki irşad olurlar. (Bakara Suresi, 186)

... Sizin duanız olmasaydı Rabbim size değer verir miydi?" (Furkan Suresi, 77)

Rabbinize yalvara yalvara ve için için dua edin. Şüphesiz O, haddi aşanları sevmez. (A'raf Suresi, 55)

 
Toplam blog
: 656
: 1708
Kayıt tarihi
: 08.12.08
 
 

Allah kimisine “Yürü ya kulum” demiş. Ben onu “Yürü, yaz kulum” anladım. Yürü anca gidersin manas..