Milyoner-Veto yarışmacısı, okuruma cevap

Kenan Işık'ın sunduğu bilgi yarışması, "Milyoner-Veto" nun, benim izlediğim son bölümünde, ortağı ile yarışan bir yarışmacı vardı. Rahat ve kendinden emin tavırları, espirili yaklaşımları ile eminim ki benim kadar tüm izleyenlerin de dikkatini ve sempatisini topladı. Kendisi, matematik mühendisliği eğitimi almış, özel bir eğitim kurumunda öğretmenlik ve aynı zamanda da ekonomi doktorası yapmaktaydı, yarışmaya başlamadan önceki kısa sohbette, anlattığı kadarıyla. Programın yayın süresi dolduğu için, sonraki bölümde devamı yayınlanmak üzere yarışma nihayetlendirildi. İnanın, ciddi ciddi üzüldüm. Çünkü çok hoş bir hava yakalanmıştı. Kenan Işık da, zekasının ışıltısı her halinden belli olan bu mühendis yarışmacısına ince üslubuyla eşlik ediyor ve karşılıklı bir zevk diyaloğu tesis ediliyordu.

Birkaç gün önce, sözünü ettiğim, milyoner-veto yarışmacısı beyefendiden bir mesaj aldım. Meğer kendileri benim düzenli bir okurum imiş. İsmini, kendisinden izin almadığım için yine de açıklamak istemiyorum. Arzu ederlerse, bu yazıma yorum yazarak katkıda bulunabilir, kimliklerini beyan edebilirler. Programı takip edenler zaten bileceklerdir.

Efendim, kendileri, yazılarım içinde, bilgi yarışmalarına hiç değinmediğimi, bu konu hakkında ve de özellikle "Kenan Işık'la Milyoner-Veto" yarışması ile ilgili düşüncelerimi merak etmişler, bu konuyla ilgili bir yazı yazmamı rica etmekteydiler. Bu konuda bir yazı kaleme almayı, daha önce gerçekten de hiç düşünmedim, ne yalan söyleyeyim. Halbuki bendeniz, "Kim Beş Yüz Milyar İster" yarışmasının Alman versiyonunu bile, Almanca bilmediğim halde, RTL televizyonundan takip eden bir kişiyim. Hatta geçenlerde bir soru bile bildim.

Kenan Işık, son derece karizmatik kişiliği, kültür ve bilgi birikimi, tiyatrocu jargonundan gelen müthiş diksiyonu ile önceki yarışmalarda olduğu gibi bu son versiyona da inanılmaz artı değerler katıyor.

Soruların seçiminde son derece titiz bir çalışma ve yetkin bir ekip olduğunu düşünmekteyim. Bugüne dek muallakta kalan, tartışmalı, yoruma açık bir soru, ben hatırlamıyorum.

Bu tarz, ciddi ve seviyeli bilgi yarışmalarının; gerek ebeveynler tarafından, gerekse okullar aracılığıyla mutlak suretle çocuklarımıza ve gençlerimize izlettirilmesi gerektiğini düşünmekteyim. Hatta ve hatta, gençlere ve öğrencilere yönelik tarzda hazırlanacak, junior (bu kelimeyi kullandığım için kendimle ters düştüm ama içimden geldi, yine de kullanıyorum) yarışmaların yapılabileceğini düşünüyorum.

Kimin eli kimin cebinde programlardan, kanın gövdeyi götürdüğü, kaburga-kemik seslerinin heyecanla ve iştiyakle karşılandığı turnuva gösterilerinden, aynı pozisyonu beş yüz defa seyredip, aynı şeyleri bin beş yüz defa konuşan spor yorumcularının cenge çıktığı, tv meydan muharebelerinden; kimbilir biraz olsun kurtarabiliriz insanlarımızı, özellikle de yarınlarımız, çocuklarımızı, gençlerimizi.

Değerli yarışmacı okurum, bilemiyorum sorularınıza ve merakınıza cevap olabildim mi? Muhtemelen çekimi tamamlanmış olan yarışmanın kalan kısmında da size sonsuz başarılar diliyor, bu müthiş pozitif elektriğinizin şartelleri hiç kapanmasın, temenni ediyorum.