Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Eylül '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Misket kadar küçük dünya kadar büyük sevgiler

Misket kadar küçük dünya kadar büyük sevgiler
 

misket oynayan çocuklar


Misket kadar küçük dünya kadar büyük arkadaşlıklar, çocukken misket oynardık. Yenilen taraf mızımaya başlardı. Öyle ki misketlerini oyunda kaybettikçe (ütüldükçe) küsme ile tehdit etmeye başlardı yenilen, görürsün gününü senle bir daha topta oynamayacağım. Miskete vururken elini yaklaştırdın kabul etmiyorum gibi serzeniş ve dalaşmalar olurdu kazanan taraf ise genelde arkadaşlığını misketlere tercih eder alır misketleri oradan ayrılırdı. Kimi zamanda al misketlerini der yere fırlatır gider di her iki şekilde de küsme ile noktalanırdı.

Bir bakmışsınız bir saat sonra beraber top koşturuyorlar ne küslük kalmış ne sözde nefret. Çünkü başka arkadaş yok. Aynı yerde yaşıyorlar kavga da etseler beraber yaşayacaklar az sonra acıkıp eve gitmeye üşenecekler gözleri çevrede bahçeleri tarayacak bir avuç erik bir elma eve gitmeden öğün geçirmelerine yetecekte artacak bile.

Sonra oyuna devam.. Evet oyunun devam büyük modelini bugün ülkemizde yaşadığımız gibi aynı coğrafya da yaşamak zorunda olan fakat bir türlü misketleri paylaşamayan taşlı sopalı kavga edenler şimdi doluyor kamyonun damperine doğru Çukurova ya pamuk, Giresun a fındık toplamaya, herşey o kavga için bütün çalışmalar, emekler birikimler ve üç kuruşa tarlada bahçe de gurbette çalışmalar mahalleye dönüp o güzel kavgaları yaşamak için, kavganın güzelimi olurmuş diyeceksiniz.. Evet tabi ki olur, bir özlemdir kavga hele hele kendi memleketinde kendi mahallende kavga etmeyi özlersin gurbette.

Şimdi ki kavgalar ise çok farklı artık al misketlerini ver misketlerimi değil senin mahallen benim mahallem kavgası. Senin insanın benim insanın kavgasını yetişkinler yapmakta belli ki çocukluklarında yeteri kadar kavganın doyumuna ulaşamamışlar eğer yaşasalardı. Kavgadan sonra beraber top oynayabilirlerdi. Şimdi oda yok kin büyüdükçe büyümekte düşünceler saptırıldıkça saptırılmakta.

Oyun kurallarına göre oynanmıyor artık hileler karıştırılıyor. Laf cambazlığı yapılıyor dikkatler başka yönlere çekiliyor. Hedefe ulaşmak için her yol mübah sayılıyor. İsmi önemli değil bölgenin tanınmış işadamı cami yaptırıyor. Sonra uyuşturucu baronu olduğu ortaya çıkıyor. Cami cemaatine mikrofon uzatılıyor nasıl bilirdiniz diye.. İyi bilirdik diyorlar. Olay bu noktalara gelmiş, bu ülkenin baronu para olmuş, siyasi erk olmuş artık paylaşmanın altında bile ne planlar olduğu ortaya çıkmış öyle al misketlerini deyip sıyıramazsın işi..

En iyisi misket oynamaya devam orada yapılan kavgalara kurban olayım nasılsa bir saat sonra kavga ettiğim arkadaşımla el ele tutuşur bezirganbaşı oynarız. Ali cengiz oyunlarından iyidir.

 
Toplam blog
: 181
: 1067
Kayıt tarihi
: 07.03.08
 
 

1957 Eskişehir doğumlu, Esk.A.Ü İşletme, İşbankası emeklisi, İstanbul Büyükçekmece de yaşayan, ST..