Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Eylül '12

 
Kategori
Kitap
 

Mor Salkımlı Ev

Mor Salkımlı Ev
 

KİTAP ADI: MOR  SALKIMLI  EV

YAZARI:  HALİDE EDİP ADIVAR

TÜRÜ: ANI

YAYINEVİ: CAN YAYINLARI

BASIM TARİHİ:  2011

SAYFA SAYISI:  343

Mor Salkımlı Ev Halide Edip Adıvar’ın anılarının birinci cildini  kapsamaktadır. Yeni İstanbul  gazetesinde 1915_1955 yılları arasında zaman zaman yayınlanan bu anılar, 1963’de  kitap  haline  getirilmiş, 1979’da 5. baskısına  ulaşmıştır. İngilizcesi ise “Memorıes” ismiyle 1926  senesinde yayınlanmıştır.

Mor Salkımlı Ev, yazarımızın çocukluğundan başlayarak 36 yaşına, başka bir deyişle  1918 tarihine kadar olan zaman  dilimini, hatıratın  kinci cildi olan Türkün ateşle İmtihanı  ise, 1918_1923 yıllarını kapsamaktadır.

Kitabın ilk sayfalarında, yazar kendisinden üçüncü tekil şahıs olarak bahsederken, bilinçli  olarak hatırlamaya başladığı anılarını ise, kendisi olarak anlatmaya devam etmiştir.

Çocukluk anılarında sadece mor salkımlı ev ve annesi yer alır. Küçük yaşta annesini verem  sebebiyle kaybeden yazarımız, cenazede gördüğü safran rengi örtüyü hayatının hiç bir  anında unutamayacak ve o renk, Halide Edip’in gözünde hep kederi betimleyecektir.

Yaşamını Eyüp Sultan’lı, dinine bağlı bir mevlevi olan anneannesi Nakiye hanım ve kızını  batı  kültürüyle yetiştirmek isteyen, sarayda görevli babası Edip bey arasında geçirmek,  onun  batı  ve doğu sentezini birarada  özümsemesine ve hiç zorlanmadan birbiriyle harmanlamasına sebep olmuştur. Edip  bey Halideyi İngilizlerin o koyu disiplini altında yetiştirmeye  o  kadar  kararlıdır ki, küçük kızın kıyafetlerini, okulunu, hatta beslenmesini bu yönde oluşturarak,  çocuğa şekerleme yemeyi dahi yasaklamıştır bir müddet. Bu durum, elbette ki  bir çocuk    için  en büyük eziyetlerden biridir ve küçük kızı pek sıkıntılı halde bırakmıştır.

Halide’nin, anneannesi ve babasının dışında, hayatında önemli rolü olan kişilerden birisi de,  “Saraylı teyze”  diye hitab ettiği uzak akrabadan bir hanımdır ki, küçük kızın okumaya olan  düşkünlüğü, bu kadıncağızın kendisine verdiği Afrika Seyahatnamesi adlı kitapla başlayacak  ve gitgide onu sarıp sarmalayan, vazgeçemediği bir tutkuya dönüşecektir.

 Halidecik o vakitler bunun farkına varamasa da, ona o rengarenk  şekerlemelerden  tadamamanın hayalkırıklığını unutturup, düşlerini bambaşka renkli diyarlara sürükleyen bu  kitabı çok sevmiştir.

Babası ikinci kez evlenince, yazarımız yeni ailesiyle birlikte başka bir eve taşınsa da,  geçirdiği  bir rahatsızlık sonucu, doktor tavsiyesiyle tekrar mor salkımlı eve dönecek ve bu ev hep  yaptığı gibi yine tedavi edecektir onu.

O evde yaşadıkları, tasasız geçen çocukluk günleri, okula  başlama merasimi, etrafindaki  insanlar, neşe içinde geçirilen ramazanlar, bayram günleri, hiçbiri peşini yaşamı boyunca  bırakmayacak, ruhunu hep etkilemeye devam edecek, ilerlemiş yaşında bile rüyalarını  süsleyeceklerdir.

Dayısı ve dedesini ardarda kaybedince, mor salkımlı evden ayrılma vakti gelir onlar için ve  Üsküdar’a  taşınırlar. Bir süre sonra Edip bey, Halide’nin saraylı teyzesiyle evlenmeye karar  verir. Birbirine rakip iki kadının, tarihin hiç bir döneminde aynı çatı altında yaşayamayacakları  gerçeği, saraylı teyzeyle, üvey anne için de geçerlidir elbette. Halide üvey annesi ve  kardeşleriyle tekrar döner doğruğu eve. Mor salkımlı ev bu küçük kızdan ayrılmaya  dayanamamıştır belliki!

Yazarımız artık on beş yaşında bir kolej öğrencisidir. Kolej anıları da yer alır kitapta bol bol.  Ve nihayet, Halide Edip 1901’de kolej mezunu olan ilk Türk kızı ünvanına kavuşur haklı bir  gururla.

Okulunu bitirir bitirmez, kolejdeyken ona ders veren Salih Zeki ile evlenir ve iki oğlu olur.

Birinci Meşrutiyetin ilanından sonra, Tanin gazetesinde yazdığı kadın haklarıyla ilgili  yazılarından dolayı ölüm tehditleri almaya başlayınca Mısır’a gitmek zorunda kalır. Bu  olay  ne yazık ki, bir insanın fikirlerinden dolayı ülkesini terketmek zorunda kalışının ilk, ne de son  örneği olacaktır.

1909 yılında tekrar İstanbul’a dönüp, Seviye Talip adlı romanını yazar. Onu Heyula ve  Raik’in  annesi isimli eserleri takip  eder. Milliyetcilik fikirlerinden etkilendiği 1910-1912  yıllarında Türk  Ocağına girer.

Özel hayatında da sorunlar yaşamaktadır. Kendi üstüne yeniden evlenmek isteyen  kocasından  ayrılır. Bu, o dönemler için büyük bir cesaret örneğidir. Bu arada anneannesini  de kaybeden Halide Edip, hocaları ve arkadaşlarıyla birlikte vakıf okulları ve Balkan  savaşının  sona ermesinden sonra da, otuz yataklı bir hastane kurarak, buralarda öğretmen ve  hastabakıcı olarak çalışır.

1. Dünya savaşının başlaması, her zaman savaşa karşı bir tavır benimseyen Halide Edip'i  hayli yıpratmıştır. Arap ülkelerine giderek eğitimle ilgili araştırmalar yapar bir müddet. 1917  yılında ikinci eşi Adnan Adıvar ile evlenir. Artık onu zorlu bir milli mücadele beklemektedir.

Mor Salkımlı Evi  sadece bir anı kitabı olarak ele almak doğru değil. 1. Meşrutiyet, Balkan  savaşı, imparatorluğun son dönemleri, 1. Dünya savaşı, milli mücadele gibi tarihimizin en  önemli olaylarını bir kadının gözlerinden ve ışıklar saçan satırlarından takip etme şansını  sunuyor bizlere bu kitap.

Yahya Kemal, Ziya Gökalp, Fuat Köprülü, Talat  paşa, Ömer Seyfettin ve daha bir çok devlet  ve sanat şahsiyetlerine ait küçük anektodlarla karşılaştırıveriyor bizleri hiç ummadığımız bir  yerlerde.

Sadece bir yazar olarak adını duyduğumuz Halide Edip’i naif bir çocuk, öğrenmeye meraklı  bir genç kız, okuma ve yazma sevdasıyla dolu bir genç kadın, iddialı bir yazar, cesur bir  kadın  hakları savunucusu, sevgi dolu bir anne, kişilik sahibi bir eş, gayretli bir öğretmen, şefkatli bir  hastabakıcı, hararetli bir vatansever, ilkeli bir aydın, ülkesinin kadınlarına gelişmeleri  konusunda liderlik eden bir kahraman, ateşli bir konuşmacı ve milli mücadelenin cefakar  neferlerinden biri olarak çıkarıyor karşımıza.

En önemlisi de, bu ülkenin hangi şartlardan çıktığını, ne zorluklara katlanıldığını, özellikle  kadınlarımız için verilen mücadeleyi anlatıyor. 

İşte en çok da bu sebeple, haklarımıza sahip çıkıp kıymetini bilmek, onları daha iyi öğrenmek  ve  gerektiğinde kullanmaktan çekinmemek için, Halide Edip’in göze aldıklarını yüreğimizde  duyumsayabilmek için, onun anılarını okuyalım.

Aytül  Bingöl

 

 

 
Toplam blog
: 58
: 1128
Kayıt tarihi
: 26.07.12
 
 

Anadolu şehirlerine özgü o sıcaklığı havasında barındıran Tokat'da, büyük bahçeli bir evde doğdum..