Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Mayıs '09

 
Kategori
Müzik
 

Moskova'da bir peri masalı

Moskova'da bir peri masalı
 

Fairytale destekçilerinden biri..


12-16 Mayıs günleri arasında, Moskova'da 54.'sü düzenlenen Eurovision Şarkı Yarışması'nda Türkiye 4. sırayı alarak son yıllardaki üst sıra istikrarını korumuş oldu. Yapılan komşuluk ve yozlaşma ağırlıklı yorumların aksine, benim düşüncem çok eğlenceli geçen bir final oldu ve kazanmayı hak eden şarkılardan birinin zaferiyle sonuçlandı yarışma. Norveç'in, solist Aleksander Rybak ile seslendirdiği Fairytale (Peri Masalı) şarkısı gecenin akılda kalır şarkıları arasındaydı, daha puanlama başlamadan önce.

Bahis şirketlerinin de favorisi Fairytale'in kazanması sürpriz olmadı. Ancak insanları şaşırtan olay, bu şarkının 387 puan ile tüm zamanların rekorunu kırması oldu (Daha önceki rekor ise 292 puan ile Finlandiya'dan Lordi grubuna aitti). Buradan hareketle de, sanıldığı kadar komşu ilişkilerinin kazanmakta tek etken olmadığı ortaya çıkıyor. Çünkü, kazanmak için bu durum söz konusu olabilir, ama rekor kırmak için istikrar ile hemen hemen tüm ülkelerden puan almak gerekirdi. Norveç, bestesini de aynı zamanda tiyatro ve sinemada rolleri de bulunan Belarus asıllı Rybak'ın yazdığı bu şarkıyla Avrupa'nın tamamında sempati uyandıran bir şarkı ile zaferi elde etti.

Eurovision denince zaten akla ilk gelen düşüncelerden biri, bu sene Hadise'nin bile şikayet etmek zorunda hissettiği puanlama sistemi. Aslında burada bir yanlış yapıyoruz topluca. Çünkü şikayet ettiğimiz bu sistemden aslında en çok yararlanan da biziz. Misal; Norveç'ten ve yine önümüzdeki İzlanda'dan ve hatta Azerbaycan'dan eş-dost ve komşu oylarını çıkaralım.. Bir de bizim puanımızdan gurbetçi puanlarını çıkaralım. O zaman görürüz ki, birinci değişmeyecekti ama biz belki de ilk-10' a ancak girebilmiş olurduk..

Bu yarışmanın geçmişinde kanıtlanmış bir gerçek şudur; Eurovizyon'u seven herkes bu ilişkilere alışkındır, onları rahatsız da etmez bu tarz puan alışverişleri. Çünkü sonunda alttan ittirmeyle kötü bir şarkı kazanmaz hiç. Sonuçta hep iyi bir şarkı kazanır. Sertab Erener ile kazandığımızda çok mu seviliyorduk da, birden sempatimiz azaldı? Hayır, esasında o yıla kadar kuru kuru giden yarışmalara şovun gücünü hatırlatan bir performans ile “Everyway That I Can” damga vurmuştu. Biz de o sene istikrarlı bir şekilde birçok ülkeden puanlar alabilmiştik..

Fairytale şarkısına dönecek olursak; her ülkeden puan alabilen tek ülke olarak belki de bir başka rekora imza attı Norveçliler. Oy alabileceği 41 ülkenin 38'inden 5 ve üzeri puan alan Norveç'e 5'ten aşağı puan veren 3 ülkeden birisi de Türkiye oldu (diğerleri Çek Cumhuriyeti ve Bulgaristan)! Belki de bunu sorgulamalıyız. Herkesin hoşuna giden bir şarkıyı biz niye beğenmedik? Yoksa, aslında şikayet ettiğimiz sistemi en katı şekilde uygulayan ülke biz miyiz? Oysa ki Norveç'in 12 puan aldığı 16 ülke arasında Almanya, Macaristan, İsrail, Hollanda, Slovenya, İspanya gibi sıkı bağları olmayan ülkeler de yer aldı. (Almanya ve Hollanda'dan 12 puan alamamış olmamız bazılarını üzmüştür).

Geçiyorum Hadise'ye ve şarkımız Düm Tek Tek'e. Norveç'in 16 adet tam puanından sonra 6 tane 12 puanla ikinci sırayı Türkiye aldı. Bu ülkelerin hepsi de Türkler'in ağırlıklı bulunduğu yerlerdi; Azerbaycan, Belçika, Fransa, İngiltere, İsviçre ve Makedonya. Yarışmayı önümüzde tamamlayan Azerbaycan ise tek 12 puanını bizden almasına rağmen, birçok ülkeden puan almayı başararak 3. sırayı aldı. Biz ise 15 ülkeden sıfır puan aldık (ya da puan alamadık).

Hala 4.'lüğü hak ediyor muyuz bu tabloyla? Hatta çoğumuz Hadise'nin yarıştığını bilmesek, yılbaşından beri Düm Tek Tek şarkısı her platformda beynimize kazınmasaydı, Salı ve Cumartesi akşamları ekrana gelen o şarkıyı tanıyabilir miydik? Bir şarkı, koreografi ve canlı seslendirmede bu kadar mı değişebilir (kötü anlamda)? Bence tüm bu sonuçlardan sonra, dördüncü sıra için minnettar olmalıyız. Tabii ki final gecesinin eğlencesini yaşamak dışında, kazanmak gibi beklentisi olanlar için söylüyorum..

2009 yarışmasından akılda kalan bazı notlar ise; yakınlaşan Türk-Azeri / Ermeni ilişkilerinin sonucunda (her ne kadar bizim onlara verdiğimiz puan 10-12 seviyesinden 6'ya azaldıysa da), Ermenistan'dan Azerilere 1, bize de 4 puan çıkması oldu. Evet, belki Kıbrıs'tan puan alamadık ama Yunanistan da bize 3 puan verdi. Bizden Yunanistan'a ise puan çıkmadı bu sene.

Türkiye'nin yaptığı oy dağılımı ise pek tat vermedi. Televoting sonucunda halkımız ve yeni sistemle %50 söz hakkı olan jürinin ortak kararı sonucu ilk 10'a giren ülkelerden sadece 5'i puan alabildi Türk jürisinden. Onların yanında Almanya, Arnavutluk, Moldova Romanya ve Rusya gibi ülkeleri de oyladık. İlk iki sıradaki Norveç ve İzlanda'ya toplamda sadece 5 puan verdik ki; ikili dışındaki oy veren 40 ülke içinde bu sonuçla birlikte, Çek Cumhuriyeti ile beraber iyi müziğe en düşük notu veren ülke olduk!

Bu tespitlerimin yanında geçen yaz savaşan Rusya ve Gürcistan arasındaki gerilimin şarkı yarışmasına da yansıması üzücü oldu. Moskova'da yapılacak yarışmaya, “We Don't Wanna Put In”, yani Yerleştirilmek İstemiyoruz (ya da daha manidar ismiyle Putin'i İstemiyoruz) adlı şarkıyla katılmak isteyen Gürcistan, Avrupa Yayın Birliği (EBU) tarafından yarışmaktan men edildi.

2009 yarışmasını da geride bıraktık. Kendimizi fazla sıkıp, üzmeye gerek yok. Bu sene birden çok hoş melodiyi dinleme fırsatı bulduk ve Düm Tek Tek'i artık daha az dinleyeceğimiz günlere giriyoruz. Tüm Avrupa'nın bir araya geldiği nadir eğlencelerden birinin tadını çıkaralım. Ve seneye Oslo'nun da, Moskova kadar hoş bir ev sahipliği yapmasını dileyelim..

Nils Filmer

 
Toplam blog
: 27
: 1014
Kayıt tarihi
: 15.05.07
 
 

Yazmayı severim. Diğer yazılanları okumayı da... Güncel olayları takip edip, fikirlerimle kamuoyunda..