Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Mayıs '18

 
Kategori
İnançlar
 

Mubarek Ramazan Günü, Nefisle Terbiye, Sabır ve Allah'a İman

Mubarek Ramazan Günü,  Nefisle Terbiye, Sabır ve Allah'a İman
 

RAMAZAN - YAĞMUR - İFTAR - HURİYE BİLGİN - NAZAN ŞARA ŞATANA


Yağmur ilk damlalarını aşağılara saldığında çok hoşuna gitmişti. Yalnız yağmur mu? Ya mis gibi toprak kokusu. Bu nasıl garip bir şeydi.
 
Bu kokuyu almak için defalarca toprağa su dökmüş, eğilmiş koklamıştı. 
Ne fayda. Böyle kokmuyordu. 
Bu toprak kokusuna büyükleri 'Cennet kokusu' derlerdi haklıydılar. 
 
Yeni yağan yağmurun toprakla dansetmesi, etrafa saldığı rayiha, tek tek yüzüne damlayan yağmurun asil tanecikleri ve yağmur damlalarının çıkardığı sesler. 
"İşte budur yaşamak"
 
Gülümsemişti.
Annesi ona 'gülünce gözlerinin içi de gülüyor' derdi. Alah rahmet eylesin. Nurlar içinde yatsın. Ne müstesna bir kadındı. Herkesin annesi kendine özeldi, güzeldi. Muhakkak ki öyleydi ama onun annesi bir farklıydı. Hani bir tabir vardı. 
"Saçını süpürge etti."
Annesini hatırladığında bu kelimeler içini acıtırdı. 
Evet, annesi öyleydi.
Saç neydi ki, ömrünü sevgili eşi ve çocuklarının yolunda feda etmişti.
Onun içindir ki daha 48 yaşında bu dünyadan yıpranmış, yorulmuş olarak göç etmişti.
ne güzel kadındı annesi.
 
Şeyh Şamil'in soyundan geliyordu. Babasıydı o soydan gelen. Annesi tatardı. Oysa son zamanlarda aile kütüğünü araştırdığında yeni ve güzel bir şey daha bulmuştu. Anne tarafı aslında Selanik'ten geliyordu. Bu bir çeşit gururdu. Nasıl olmaz ki. 
 
Büyük ATA ATATÜRK'le aynı zamanda hemşehirli olmak. Vay canına bu ne güzeldi.
O zaten annesinin asil bir kadın olduğunu biliyordu. Onun çay bardağını dudaklarına götürdüğü zaman küçük parmağını kaldırdığından bilirdi, onlara daha çocuk yaşlarında çatal-bıçak kullanmasını öğrettiğinden de bilirdi.
 
Akardiyon çalardı mesela, sesi çok güzeldi türkü, şarkı söylerdi mesela,
Kafkas danslarını da yapardı, efendimsiz konuşmaz, buyurunuz ve rica hatta teşekkür ederim sözleri ne çok kullandığı kelimelerdi.
 
Çok hamarattı.
Anneler güzel yemekler yapardı tabiki, her evlat annesinin yemeklerinin lezzetini başka tatlarda bulamazları bu doğruydu. Doğru kişi ve anneler ve mahiretler arasında tartışılırdı fakat onun annesinin yemeklerinin sadece lezzeti değildiki onu çok değerli kılan onun ekonomist hali de enteresandı.
 
Beş çocuk, titiz bir eş, kira bir ev ve her övün masada çorba, ana yemek pilav. Hatta hoşaf olurdu. Salata olmazsa, cacık.
 
Nasıl yetirirdi, nasıl toparlardı, bilinmez.
 
Mubarek Ramazan'da sahur yemeklerini gece yapardı.
Börekler sahura taze çıkardı fırından, pirinç pilavı tel tel olurdu yeni ve dinlenmiş haliyle. Sahurda eşine oruç tutacak yaşta olan çocuklarına yemek servisinden kendi yer miydi acaba? yoksa geçiştirir miydi sahurunu çok da doymadan. 
 
Annesiydi o güzel kadındı Huriye Bilgin. Herkes yataklarında uykuya dalarken o bulaşık, ve ortalık toplama telaşına düşerdi ki bir de sessiz olması gerekirdi beyi uyanmasın, çocukları uykusuz kalmasın. Ah annem ah.
 
İftarlar nasıl farklıydı senin elinin lezzetinden dolayı bu günlerden. Ne güzel sofralar kurardın be annem. Nasıl beklerdik ezanı ve çocuk aklı ve kalbimizle hatta nefsimizle yiyeceğimiz yemekleri ve olmazsa olmaz iftardaki tatlımızı.
 
Ne güzel kadındın sen annem.
Allahım seni ve senin gibi mübarek anneleri cennetine kabul buyurur inşallah.
 
Hatırlıyordu da;
Bolca su içerdi annesi. Hiç bir zaman kilolu olmamıştı, her zaman gençe bir kız vücuduna sahipti. Tatarlara da benzerdi, çilleri sadece yüzünde değildi vücudunda da bezeliydi aslında çok güzel görülürdü ama o sevmezdi. Çil giderici kremler kullanırdı. 
 
Ah annem yağmurla başladım nerelere geldim. 
Sen çok severdin yağmuru.
Yağmur kokusunu bana sen alıştırmıştın.
Yağmurda evde olmanın, pencereden caddeyi, arabaların gidişini, şemsiyeli bey ve bayanların korunaklı yürüyüşlerinin zerafetini de sen aşılamaştın.
İftar oldu olacak. Ezanın sesi bekleniyor ve yağmur yağıyor.
Yağmur bereketiyle geliyor, sevabıyla geliyor.
Temizliyor, yolları, evleri, ağaçları ve insanları.
Bedenler belki değil temizlenen ama yürekler aklaşıyor.
 
Mubarek Ramazan günü, nefisle terbiye, sabır ve Allah'a iman.
Bu ne büyük saaddettir ve ne büyük saaddet ki böyle mübarek bir günde dünyalar güzeli annem seni anıyorum. Ruhun şad olsun. Mekanın Cennet olsun.
Benim güzel annem.
 
Fatiha okursanız çok sevinirim.
 
 
Nazan Şara Şatana
 
 
 
 
 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....