Mucize

Maçın gollerini çıkartıp maçı seyrettireceğiniz bir kişiye maçın 3-0 bittiğini söyleseniz tereddütsüz G.Birliği'nin maçı kazandığını söyler. İlk 10 dakika hariç maçın tamamına hakim olan taraf G.Birliğiydi. Maça 11'de başlayan müzmin sakat RVP 11. dakikada yerini Sow'a bırkırken maçin kaderini bu kadar etkileyeceğini bilemezdi. Maalesef RVP bir türlü hazır hale gelemeyecek. Advocaat devre arasında eğer iyi bir golcü bulamazsa Emenike kararını bir kez daha çok kapsamlı düşünmelidir. Her ne kadar disiplinsiz olsa da Fernandao'dan daha etkili bir forvet olduğu inkar edilemez. Yönetimin ve teknik kadronun çok iyi bir forvet alternatifi yoksa kesinlikle takıma kazandırılması gerekir. Maçın 10. dakikasından itibaren oyuna ağırığını koyan Ümit Ozat'ın talebeleri Volkan Demirel'in uzun zamandır görmediğimiz üstün performansına takıldılar. Her ne kadar maçın başında gereksiz bir topa çıkarak ilk G.Birliği tehlikesini yaşatsa da sonrasında çok zor topları çıkartarak maçın 0-0 devam etmesini sağlayan Volkan'a Advocaat geleceğini borçludur. Zaten haftalardır kötü olan Volkan Şen'e Lens ve Alper'de eşlik edince 3 pas yapamayan bir Fenerbahçe tribünlerdeki az sayıdaki taraftarı ve ekran başındakileri rakiplerimiz kaybetmişken böyle ruhsuzluk olmaz dedirtti. Adeta maçı kaybetmek için sahaya çıkmışlardı. Hem Beşiktaş hem de G.Saray puanları kaybetmişken şu maçı alalım da rakiplerimize yaklaşlım diye düşünen  bir tek Volkan Demireldi. Defansta Şener ileriye hiç destek veremiyor, Kjaer ve Skirtel ilk hamleyi hep rakiplerine bırakıyordu. Biraz H.Ali ileriye destek vermeye çalışıyor ama arkasına sürekli adam kaçırıyordu. Lens, Sow, Volkan ve Alper hiç pres yapmayınca bütün yük Topal ve Souzaya biniyordu. Ama dedik ya Demirel maçın 0-0 gitmesini sağladı ve 44. dakikada Sow Lens'in asistine çok güzel ayak koyarak devre arasına 1-0 galip girmemizi sağlıyordu.

Devre arasında Advocaat gerekli uyarıları yapar takım toparlanır diyorduk ama maalesef önce kupadaki mağlubiyet arkasından Antalya maçındaki 1-0'lık mağlubiyet ile takım yine kimliğini kaybetmeye başlamış. Kasım ayında müthiş çıkış yaparak toparlanan takım bir anda yine sezon başındaki görüntüsüne dönmüş. İkinci yarıda iyice saçmalayan Volkan Şen dururken Alper'in çıkması çok yanlış bir karardı. Oyuna giren Ozan Doğru karardı ama çıkması gereken Alper değil Volkan olmalıydı. Her ne kadar 2 asist yapsa da Lens'de çok kötü günündeydi. Daha doğrusu son sakatlıktan sonra bir türlü eski formuna kavuşamadı. Rakiplerine en az şut şansı veren F.Bahçe bu maçta 18 şut şansı vererek rekor kırdı. Volkan'ın yerine oyuna giren Fernandao hızlı kontraya çıkarak attığı gol ile TV başında tuz yumurtlayan sarı-lacivertli taraftarlara oh çektirdi. Son dakikada Lens maçtaki 2. olumlu hareketini yaparak Sow'a 3. golü attırdı. 

Maçın hakemi Fırat Aydınus yine tutarsız ve istikrarsız kararlarıyla deli etmeye devam etti. Sarı katı olan Ahmet Oğuz 2. yarının başında orta sahada 2 defa üst üste 2 sarı kartlık hareket yapmasına rağmen sarı kartını çıkartamayarak kalitesini daha doğrusu kalitesizliğini gösterdi. Ama Ümit Ozat hakemi beklemeden oyuncusunu değiştirerek takımının sahada eksik kalmasını önledi.