Muhtelif çağrışımlarda tatil keyfi

Tatil... Beş harfli bir kelime ama çağrıştırdıkları muhtelif…

Bazıları için yoğun iş temposundan sonra birkaç günlük bir kaçış.

Bazıları için farklı yükler getiren angaryalı günler..

Bazıları için mavi turla pembe günler...

Bazıları için hem iş hem alışveriş…

Bazıları için yine iş dolu günler…

Kimisi içinde hiçbir şey ifade etmeyen olağan günler...

Yoğun iş temposu içinde yorgun düşenlere bayram tatili ilaç gibi gelir. Kafasını boşaltacağı takım elbise, kravat yerine rahat bluejeanlerini giyip doğa yürüyüşlerine katılacağı, cep telefonu, TV, bilgisayardan uzak kalacağı günlerin hayaliyle kesesine en uygun tatili düşlemeye başlar...

Memlekette ki ailesine yardım için ailecek gitmek zorunda olanlar içinde tatil angaryadır. Anası, babası yaşlanmış; çifte, çubuğa, tarlaya, bağa, bostana, öküze, ineğe yetişememektedirler. Diğer kardeşlerde gurbete ekmek parasının peşine gitmişlerdir. Yaz tatilinde köye gelip kocamış anasına, babasına koltuk çıkmak zorunda hissederler kendilerini. Ekinler biçilecek, dövenle sürülecek, buğdayı, samanı ayrılacak. Buğdaylar su değirmenine, götürülecek, samanlar samanlığa yerleştirilecek. Un çuvalları ambara taşınacak. Nohutlar, fasulyeler, mercimekler yolunup, dövülüp temizlenecek çuvallara doldurulacak. İneklerin sütü sağılıp; peynir, kese yoğurdu , kaymak, çörekotlu sade yağ, yapılacak. Peynirler tenekeye, sade yağ küplere , tulum peyniri oğlak tulumunun içine doldurulacak. Tarhana, erişte, salça, bulgur, turşu, pekmez, şıra, yaprak salamurası, pestil, kak yapılacak. Çayırlar biçilip malların kışlık alafları için samanlığa konulacak. Buna benzer bir sürü angarya iş... Böylelikle yaz tatili bitip işe ve okula başlamak üzere yorgun-argın şehre dönülecek...

Gözde tatil yörelerinde ki beş yıldızlı oteller, tatil köyleri yazın dolup taşar. Her türlü çılgınlığın yaşandığı geceler, animasyon gösterileri ve revü kızları... Gençleri içine çeken eğlenceler.

Kimisi için tatil; deniz, güneş, havuz, mehtap, dans, iyi soğutulmuş buz gibi bir kadeh içki demek...

Daha sakin, ailece yaşanan kampingler,yazlıkçılar, kamu kuruluşlarına ait kamplarda da yaşanır deniz sefaları. Her gün alınan deniz banyosu, teknelerle yakın adalara, koylara, turistik mekanlara yapılan eğlenceli turlar, akşam canlı müzik, hareketli danslar, buz gibi içecekler, deniz ve mehtap el ele, gönül gönüle, göz göze bakışan kalpler...

Mavi tura katılanlar; toz pembe düş dünyasına adım atarlar İstanbul'un Haydarpaşa Liman'ından... Ege'nin ılık sularında seyredip ilk durak olan Atina' nın Pire Limanı, Girit Adası' nın Catania Limanı, aşıklar şehri Roma , Cenova Limanı, gondol sefasını başka bahara erteleyip Fransa ‘nın meşhur Nice Kentine, Monoco'ya, Balear Adaları, Barselona ve Cebelitarık Boğaz'ını ziyaretten sonra değişik limanların uğranacağı dönüş yoluna, kaptanın çizdiği rotaya uyarlar... On günlük tatil balayı tadında rüya gibi gelip geçer...

Yurt dışına hem iş, hem tatil için gidenler; boş zamanlarını müzeleri, katedralleri, sarayları, köprüleri, cafeleri, alışveriş merkezlerini, tiyatro ve gösterileri, anıtları, kuleleri gezerek eşe dosta bol, bol hediye alarak geçirirler...

Tatile gidenler dönüş yoluna bedenleri ve cepleri iyice yorulmuş olarak girerler...

Bütçesindeki deliği bir türlü kapatamayan, ilistire dönen cebini ısıtıp, eşinin, çocuğunun yüzünü biraz olsun güldürmek için ek iş yapmak zorunda kalanlar içinde tatil iş dolu günlerdir...

Tatil günleri bazıları için hiçbir şey ifade etmez. Ahir ömründe zaten hiç tatil yapmamıştır onun için özlemini çekmeyi bile akıl etmez hep çalışmak zorundadır, çoluğuyla, çocuğuyla.Tatil onun için sadece beş harfli bir kelimeden ibarettir...

Kimisi içinde tatilin adı eve dönüş yolundaki trafik kazalarında yok oluştur, feryattır, gözyaşıdır, felakettir, acıların en büyüğüdür Allah muhafaza …

Kazasız, belasız herkese gönlünce geçirebileceği iyi tatiller...