Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Haziran '13

 
Kategori
Mizah
 

Muhteşem yüzyıl dizisinin önümüzdeki haftaki senaryosunu ben yazdım.

Muhteşem yüzyıl dizisinin önümüzdeki haftaki senaryosunu ben yazdım.
 

sozcu.com.tr


"Hoşgeldiniz Hünkârım"
 
"Hoşbulduk Mustafam. Payidaht'ta bir sorun yok herhalde. Şimdi sultanlarımı görmem gerek"
 
"Payidahtta bir sorun yok hünkârım. Ancak başka bir sorunumuz var."
 
"Hayrola Mustafa. Sorun ne?"
 
"Nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum hünkârım. Hürrem Sultan kayıp?"
 
"Nasıl kayıp? Hürrem Konya'ya gitmemiş miydi?"
 
"Biz de Konya'ya gittiğini sanıyorduk. Ama Konya'ya hiç gitmemiş. Selim de zaten hasta değilmiş"
 
"Peki nereye gitmiş?"
 
"Berlin'e gitmiş"
 
"Berlin'e mi gitmiş? Ne işi varmış orada?"
 
"Hünkârım kendisi çok yoruluyormuş. Orada dinlenip, tedavi olacakmış"
 
"Neden yoruluyormuş?"
 
"Günde 10 saat, haftada 5 gün dizi çekimi kendisini çok yormuş"
 
"Tamam biz de aynı durumdayız. Ben bu durumda şikayet ediyor muyum?"
 
"Ama hünkârım siz bölüm başına altmışbin lira alıyorsunuz. Hürrem dizi başlarken onikibinbeşyüz lira alıyordu. Daha sonra bölüm başına ücretini otuzbeşbine çıkardılar. Ama o sizin aldığınız miktarı almak istiyor."
 
"Peki o giderken sen neredeydin?"
 
"Ben o sıralarda  L.C. Yakiki'nin reklam çekimlerindeydim."
 
"Sen koskoca şehzadesin. Tahtın varisisin. Ne işin var senin reklam çekimlerinde?"
 
"Geçinemiyorum hünkârım. Ek gelir için daha fazla çalışmak durumundayım. Ben sizin kadar para almıyorum ki bu dizilerden. Bakın Hürrem de daha önce şampuan reklamına çıkmıştı. Ne yapacak? Mecbur..."
 
"Bana Vasviye teyze ayakları yapma Mustafa"
 
"Mehmet diyecektiniz herhalde?"
 
"Mehmet benim öbür oğlum. Kendisini senin yerine Manisa sancak beyi tayin ettim. Seni de Amasya sancakbeyi yaptım"
 
"Hünkârım asıl Mehmet benim. Mehmet Günsur. Neden karıştıyorsunuz?"
 
"Neyse benim biran önce Hürrem'i bulmam gerek. Yoksa dizi yarım kalacak. Yarım kalırsa yeni aldığım villanın borcunu nasıl ödeyebilirim?"
 
"Onu bana değil. Yapımcıya söyle Halit abi."
 
******
 
Rüstem Paşa, Hatice haydi gelin gidiyoruz."
 
"Nereye gidiyoruz Hünkârım?"
 
"Taksim'e gidiyoruz."
 
"Taksim de ne yapacağız"
 
"Gezi parkı direnişine katılacağız"
 
"Gezi parkı direnişi mi?"
 
"Evet aynen öyle. Haydi hazırlanın. Hemen gitmemiz gerek."
 
"Tamam geliyoruz hünkârım."
 
*****
 
"Ne oluyor burada? Açılın bakayım?"
 
"Sen de kimsin be adam?"
 
"Nasıl tanımazsınız beni gafiller. Ben cihan Padişahıyım"
 
"Biz tek bir padişah tanırız. O da 1. Tayyip'dir."
 
"Peki nerede kendisi şimdi?"
 
"Kendisi Afrika gezisine çıktı. Orada temaslarda bulunuyor. Daha sonra ülkeye dönüp savaş hazırlıklarına başlayacak."
 
"Savaş hazırlıkları mı? Nereyi fethetmeyi planlıyor?"
 
"Cenup seferine çıkıp Suriye'yi topraklarımıza katacak."
 
"Peki insanlar burada neden ayaklandılar?"
 
"Biz askerlerimiz için topçu kışlası yapacağız. Ancak bu gafiller bize mani olmaya çalışıyorlar."
 
"Ama kendi halkınıza eziyet etmeniz doğru mu?"
 
"Biz emir kuluyuz. Yoksa işimizden oluruz"
 
"Peki şu anda padişahınıza kim vekalet ediyor."
 
"Vezir-i azam Bülent vekalet ediyor. Kendisi ılımlı davranışlarda bulunuyor. Ancak Padişah Vezir-i azam'a da çok kızmış."
 
"Gelince kellesini mi alır?"
 
"Yok, kelle almaz da, kelle almaktan beter eder.
 
"Peki bu sizin padişahınız geri adım atmaz mı?"
 
"Hiç geri adım atacağa benzemiyor. İnadım inat diyor. Olan da biz polislere oluyor. Gerektiğinde 48 saattir uyanık kalıyoruz. Keşke sizin zamanınızdaki yeniçeri olsaydık. Şimdikinden daha mutlu olurduk."
 
**********
 
Arkadaşlar bu senaryoya daha fazla devam edemeyeceğim. Bana bi şeyler oluyor.....
 
 
Toplam blog
: 974
: 3444
Kayıt tarihi
: 16.01.07
 
 

2017 Basın özgürlük endeksine göre 180 ülkeden 155. sırada olan ülkemizde yemek tarifleri  ve tel..