Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Nisan '11

 
Kategori
Tiyatro
 

Müjdat Gezen Sanat Merkezi Ankara Konservatuar öğrencilerinden muhteşem bir prömiyer

Müjdat Gezen Sanat Merkezi Ankara Konservatuar öğrencilerinden muhteşem bir prömiyer
 

"RESİM:ALINTI" Eeeee…Ne duruyorsunuz? Acele edin çünkü onlar sizleri bekliyor.


Donald Bevan ve Odmund Trezinski tarafından kaleme alınan Stalag 17 (Kamp 17) isimli oyun 17 Nisan 2011 Pazar günü MSM/Ankara Muhsin Ertuğrul Sahnesinde seyircileriyle buluştu. 

 

Müjdat Gezen Sanat Merkezi Konservatuar son sınıf öğrencilerinin can verdiği Kamp 17 oyununun yönetmenliğini İsmet NUMANOĞLU yaptı. 

 

Seyirciler arasında öğrencilerin velileri ve yakınlarıda vardı. Oyun bittiğinde yüreklerden coşan beğenilerin alkış seslerinle bütünleştiği an görülmeye değerdi. Sevginin ve inancın emekle harmanlanıp seyirciye aktarılması ve gönüllerde çağıldaması hiç şüphesiz ki öğrencilerine gönülden inanan, onları tüm gücüyle destekleyen, oyunda kullanılan ranzadan battaniyeye, bardaktan, çatala, esirlerin yiyeceği çorbaya, kostüm seçimlerine, apoletlerden jopa, silahlardan rozetlere kadar en ince ayrıntısıyla birebir uğraşan, ortaya yüreğini koyan yönetmen İsmet NUMANOĞLU’nun ve oyundaki karakterlere can veren oyunculardan Fatih ÖZDEMİR, Nil ÖNAL, Ahmet Kürşat ÖÇALAN, İpek GİRAL, Tutku GÜL, İrem HELVACIOĞLU, Elif Gizem AYKUL, Tuğçe DÖKMECİ, Zeynep ONARLI, Ceren BEKTAŞ, Selin BİÇER, Yağmur DOĞAN, Gizem TAŞYAKA, Dilek YİĞİTER’in başarısıydı. 

 

Kostümler o dönemi tüm ihtişamıyla yansıtırken dekorlar ve kullanılan aksesuarların özenle seçildiği aşikardı. Müzik seçimleri, efektler ve ışık düzeni de oyunda anlatılan konuyu canla başla destekliyordu. Elbetteki seyircilerin olayın geçtiği barakada, esirlerin yanı başındaymış ve o anı tüm gerçekliğiyle yaşıyormuş izlenimine kapılmaları sebepsiz değildi. O esaretin altında bile olsa insanlar kendilerine anlık küçük mutluluklar yaratabiliyorlardı. Birkaç saatliğine de olsa bir radyo yada bir pikap. Sadece iki plakları olmasına karşın aynı şarkıları dinlemek bile onlara sevinç katabiliyordu. Bulundukları ağır koşullar altında bile olsa yeni yılın umutlarını yüreklerinde hissedebiliyorlardı. Çam ağacı yerine kuru dalları tuvalet kağıdı ile süsleyip anı yaşamayı becerebiliyorlardı. Tabii her şey bundan ibaret değildi. Kavgalar, dövüşler, bağırışlar, çağırışlar, sabırların tükendiği, hırpalandıkları, insanlıktan çıkılan anlar da oluyordu. Kötü her yerde kötüydü.O güne kadar Kamp 17’den kaçmaya kalkışan hiçbir esir bunu başaramamıştı. Pek çok kaçma planları yapılmış, tüneller kazılmış ama sonuç hüsran olmuştu.Demek ki aralarında bir casus vardı. Öyleyse iş, bu casusu bulmaktaydı. Ve işte ondan sonra… 

 

Neler mi oldu? 

 

Neler olduğunu Müjdat Gezen Sanat Merkezine gidip seyirci koltuklarına konuk olup heyecanla izlemeye ne dersiniz? Kamptaki havayı solumak, barakadaki esirleri anlamak, yüzbaşı, onbaşı ve Alman askeri ile tanışmak istemez misiniz? 

 

Eeeee…Ne duruyorsunuz? Acele edin çünkü onlar sizleri bekliyor. 

 

Ankara/ 21Nisan 2011 

 

NOT : Kamp 17'yi en çabuk 24 Nisan 2011 günü seyredebilirsiniz. 

 

 

 
Toplam blog
: 755
: 776
Kayıt tarihi
: 13.06.07
 
 

Ankara'da doğdum. İlk, orta, lise ve üniversite eğitimimi Ankara'da tamamladım. AÜİF iş idaresi b..