Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Şubat '09

 
Kategori
Mizah
 

Mükâfat almayacaksın!

Mükâfat almayacaksın!
 

Dün elime geçen ve eski dostum Cemal' den aldığım mektubu yorumsuz yayınlıyorum.
Sevgili arkadaşım...

Beni pek fazla merak etme, en kısa zamanda geleceğim, bizimkilere bi haber veriver sana anlatayım;

Şimdi içeriden demir parmaklık arkasından yani mahpustan yazıyorum. Geçenlerde başımdan geçen, bir hadise yüzünden. Yok, canım erevisyona çıkacak Hadise değil, başımdan geçen bir olay. Neyse ki başımdan olay geçti, ya başka bir şey geçseydi. Buna da şükür, hem de çok şükür. Uzatmayalım da anlatayım;

Her şey Kâmilin telefonla beni Cuma gece araması ile başladı. Önemliydi! Hem de çok önemli! Neyse bende Hasan ve İdris’i aradım. Hepimiz benim evde toplandık. Kâmilin işini halletmemiz gerektiği sonucuna vardık. Planlarımızı yaptık. Her şeyi ayarlayıp öbür hafta pazar sabah yola çıktık. Samsunu geçtiğimizde öğle olmuştu. Hepimiz bir nebze olsun rahatlamıştık. Kavakta durduk ağaç olan kavak değil. Samsunun ilçesi Kavak canım. Öğle yemeğini bir lokanta da yedikten sonra ben bu strese dayanamayacağım deyip, bakkaldan iki bira almama İdris kızsa da aldırış etmedim. Yemeğin arkasına iki birayı içtim. Tekrar yola koyulmuştuk ki Kavak çıkışında trafik polisleri durdurdu;

Sağa çektim, camı açtım. Araca yaklaşan polis memuru güler yüzle;

“ Şimdiye kadar yaptığım kontrollerde, ilk defa hem yanınızdaki hem de siz emniyet kemerinizi takmışsınız tebrik ederim. ” Dedi.

Teşekkür ettim. Polis memuru;

“ Samsun İl Emniyet Müdürlüğünün aldığı bir karar doğrultusunda emniyet kemerini takan sürücülerimize 300 TL ödül veriyoruz. Lütfen bir form var onu dolduracam. ” deyip, ekip arabasına gitti. Ekip otosundan formu alıp geldi. Polis arkadaş soruları soruyor, ben cevaplıyordum. Form doldurma bitmişti ki ben imzamı atıp gidecekken;

“ Ne yapacaksınız bu parayla? “deyince;

O ana kadar soğuk kanlılığımı korumuştum ki bir an boşta bulunarak;

“ Ehliyet alacam ” dedim.

“ Ne senin ehliyetin yok mu ? “ diye sorunca, durumu düzeltmek isteyen yanımda oturan İdris;

“ Siz ona bakmayın memur bey bu iki bira içti de! ” deyince, polis memuru iyice hiddetlendi;

“ İnin lütfen arabadan hem ehliyetsiz, hem de alkollü, adama bak yahu! Sizi alıkoyacağım. Ruhsatı verin çabuk! “ dedi. Ben de arkaya döndüm plana göre arabayı Hasan bulacaktı ruhsat ta ondaydı.

“ Ver Hasan ruhsatı işlemler hallettirelim” dedim. Hasan bu duruma çok kızmıştı. Kızınca da ağzına geleni söylerdi. Bana bir yandan küfür ediyor, bir yandan da bağırarak;

“ Ula ben arabayı çalarken ruhsatın olup olmadığına bakmamıştım. ” dedi. Polis memuru iyice zıvanadan çıktı. Ekip otosundaki arkadaşlarını çağırarak bana, İdris’ e, Hasana kelepçeyi taktılar. Yinede şükür ediyordum. Allahtan bagajı açtırmadılar diye ki Kamil bagajı açıpda;
“ Ula uşaklar! Geçtik mi sınırı? “ diye sorunca işler iyice sarpa sardı.


Sonrası hepinizce malum;
İyi ki hepimizi aynı kovuşa koymadılar, yoksa beni yerlerdi. Hala araba kullanma isteğime zincir vuramıyorum. Ama inanın o mükafat işi olmasa ele geçiremeyeceklerdi bizi, plan mükemmel idi iddia ediyorum. Çünkü ;

Pazar günü her yer tatildi. Böylelikle Kamil’i rahatça Edirne’den dışarı çıkartacaktık. Pasaportları bile almıştık, Kamil’e bagaj da yer yaptırmış, yanına köpekler bulamasın diye karabiber bile vermiştik. Karabiber burnuna kaçıp hapşurtmasın diye gaz maskesi bile bulduk. Ben ne bileyim, canım Hasan’ ın yan tamirhaneden araba çalıp böyle yapacağını. Neymiş efendim, benim ehliyetsiz araba kullanacam diye ısrar edeceğimi tahmin etmişmiş. Birde araç sahibi olarak kendisi ceza yememek için yan komşunda tamir edilsin diye duran arabayı, Kamil’ i kaçırmak için yapmışmış. Neyse buna da şükür, birde Temel burada olacaktı. Allahtan Trabzon da mide ağrısı tutup da indi. Ben size uçakla İstanbul da yetişirim demiş idi. Ancak gardiyan Mustafa, elinde bir kağıtla geldi ne yazıyordu biliyormusun?

Mektup burada bitiyor tabi benim tarafımdan sonlandırılıyor. (Senoryo gereği)

Not: Kağıt’ın ne olduğunu da siz tahmin edin .İçinde ne yazıyor? Cevabı ölmez de sağ kalırsam 10 Mart 2009 da yine burada. Evet, evet burada … Hoş ve esen kalın. Kiloya dikkat! (Issırabilir)

 
Toplam blog
: 371
: 835
Kayıt tarihi
: 14.02.09
 
 

Adalet önce kendimizde başlamalı ve haksızlıklar sorgulanmalı  ve hataların, afetlere dönüşmeden ..