Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Mart '12

 
Kategori
Güncel
 

Mustafa Kemal Atatürk neden dünya lideridir?

Mustafa Kemal Atatürk neden dünya lideridir?
 

Son dönemlerde Mustafa Kemal ATATÜRK  ile Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN'ın toplumun bazı kesimleri tarafından  "mecz" edilmekte olduğu söylenmektedir.

"ATATÜRK ve ERDOĞAN aynı pota içinde değerlendirilmekte; bazıları ise iki lideri "mecz" etmektedir" yorumu yapılmaktadır..

Böyle bir karşılaştırma veya mecz etmek, kesinlikle gerçekleri yansıtmayacaktır. Çünkü, Mustafa Kemal ATATATÜRK  tüm zamanların, emperyalist güçlere karşı kazanılan "özgürlük  ve bağımsızlık mücadelesi"  ile tamamen yokolmuş bir Dünya İmparatorluğu'nun küllerinden yeni, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kurmak gibi bir başarıyı gerçekleştirebilecek başka bir lideri anneler daha doğurmuş değildir

1920'li yılların ilk yarısında Dünya Ekonomik Krizi  başta ABD olmak üzere tüm Dünya ülkelerini kasıp kavururken; emperyalist devlet yönetlmlerl Osmanlığı İmparatorluğu'nu  " manda" statüsüne almışlardır.  Avrupa'nın başlıca ticaret merkezleri tarafından Dünyanın en büyük İmparatorluğu'nun "kredi puanı" düşürülmüş, yakın geleceğin "müflis tüccarı" olarak kabullenmek zorunda kalınmıştır.

Tüm bu ekonomik ve sosyal olumsuzluklara rağmen; Osmanlı İmparatorluğu hala İstanbul'da yönetime sımsıkı sarılırken, Orta Anadolu'nun bozkır ovalarında 23 Nisan 1920'de Birinci Dönem Büyük Millet Meclisi Ankara'da toplanmıştır. 

Engin askeri dehası, stratejist Komutan Mustafa  Kemal ATATÜRK: "Bağımsızlığımızı kazanıncaya kadar, bütün milletle birlikte özverili olarak çalışacağıma mukaddesatım üzerine yemin ettim. Artık benim için Anadolu'dan hiçbir yere gitmemek kararı kesindir." demiştir.

Meclis, 01 Kasım 1922'de Mustafa Kemal ATATÜRK'ün önderliğinde aldığı radikal bir kararla Osmanlı İmparatorluğu'na son verme cesaretini göstermiş ve ulusun "gerçek önderi" olma yolunda ilk adımını atmıştır.

Yeni ve genç Cumhuriyet Devleti'nin son hali "Türkiye Cumhuriyeti" (T.C.) 29 Ekim 1923'te İkinci Meclis tarafından ilan edilmiştir.

Bu iki tarih arasında TBMM, "yasama," "yürütme" ve "yargı"  yetkilerini tek elde toplayan bir "teknokrat," "ara rejimi" ve hatta "ihtilal" meclisi görünümü sergilemiş olsa dahi; Büyük Önder ATATÜRK'ün "anka kuşunun küllerinden" sıfırdan, yeni bir "ulus devlet" kurmadaki başarısı o güne kadar hlç yaşanmamıştır.

Genç Cumhuriyet Devleti'nin 14 Mayıs 1950'de tam anlamıyla çok partili parlamenter sisteme geçilmesiyle; İkinci Dünya Savaşı öncesi ve sonrasında "Takrir-i Sükun Kanunu ve İstiklal Mahkemelerinin bir baskı aracı olmadığı; başta "devletin bölünmez bütünlüğünü" korumak ve kollamak amacıyla kurulduğu gerçeği zaman içinde doğru algılanmıştır.  

ATATÜRK, o günlerde ve sonraki dönemlerde "mazlum ülkelerin" ulusal özgürlük ve bağımsızlık mücadelesinde ülke liderlerini  "ümmet toplum"dan "ulus devlet"e  yönlendirmiş, "Cumhuriyet Rejimi'ni ezberletmiştir

Büyük Önder Mustafa  Kemal ATATÜRK'ün "ilke ve devrimleri"  yenilikçi, çağdaş ve uygar ülkeler düzeyine ulaşmış; "evrensel insan" olma özelliklerini Türk insanına daha '20'li '30'lu yıllarda kazandırmıştır.  .

Günümüz globalleşmiş dünyasında; ülkemizde özellikle son 10-15 yıdır kurumlarda , ulusal medya ve aile içinde sistemli olarak ATATÜRK'ün kişiliğinin, ilke ve devrimlerinin önce "unutturulması; sonra "yasaklanması" için her türlü alt yapı donanımı ve "alıştırma ve uyum sağlama programı" (orientation program) hazırlıkları yapılmaktadır.

T.C. vatandaşları ne ATATÜRK'ten ne de "Hak'tan vazgeçer, ama; Cumhuriyet'den günümüze kadar Okul Öncesi ve Temel Eğitim Okullarında her sabah okutulan "Andımız," ve Lise'lerde söylenen "ATATÜRK'ün GENÇLİĞE HİTABESİ"inin kadrılmasına hep birlikte engel olacağız... 

 
Toplam blog
: 392
: 908
Kayıt tarihi
: 27.11.11
 
 

1951 Muğla doğumluyum. Ege Üniversitesi İktisadi ve Ticari Bilimler Fakültesi'ni 1974 yılında bit..