Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mayıs '13

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Mustafa Kemal Paşa, ‘muvaffak olacağız’

Mustafa Kemal Paşa, ‘muvaffak olacağız’
 

Atatürk Evi Müzesi (Şişli, açılış günü 14 Kasım 1925)


İstanbul 10 Mart 1919

İstanbul polis baskısı altında. İttihatçı avı devam ediyor. Dünkü tutuklananlara on bir (11) kişi daha eklendi.

İstanbul 12 Mart 1919

(Bahriye Nazırı Avni Paşa'nın Dahiliye Nazırı Mehmet Ali Bey ile beraber M. Kemal'i Şişli'deki evinde ziyareti):

Dahiliye Nazırı Mehmet ALİ BEY: "Paşa Hazretleri, bizimle işbirliği yapar mısınız?"

Mustafa KEMAL: "Niçin yapmayayım; eğer siz ülkeyi bugün içine düşmüş olduğu sorunlardan kurtarmaya kararlı insanlar iseniz..."

Mustafa KEMAL(14 Mart 1919 Hukuku Beşer Gazetesinde Ordu Kumandanlarını suçlayan bir yazı nedeniyle Harbiye Nezaretine):

Vatan ve millet için temiz ve masum duygularla her türlü yokluk ve güçlük içinde namus görevini hakkıyla yapan Osmanlı Ordularını haydut ve aynı yokluk ve güçlüklere maruz ve tek dayanağı namus ve haysiyetinden ibaret olan adı geçen ordular komutanlarını sefil ve haydut başlıkla nitelemek ve teşhir etmek ne büyük ahlaksızlık ve sefil vicdansızlıktır. Osmanlı Ordularını, onun namuslu komutanlarını bu biçimde teşhir edebilmek yeteneği, ancak vatan ve milletin çöküşünü ve yok olmasını arzu eden bir alçakta bulunabilir. (Ata ve İstanbul, Sadi Borak,   s. 123-124)

Londra 23 Mart 1919

Lloyd GEORGE (İngiltere Başbakanı):

Almanya ezilmelidir. Fransa'ya Suriye verilmelidir. Amerika, İstanbul ve Suriye'yi işgal etmelidir. İtalya Kafkasya'yı, İngiliz İmparatorluğu Alman sömürgelerini, Irak'ı ve ele geçirilmiş olan Pasifik adalarını almalıdır.

İstanbul 1919 Mart sonu

Cevat Abbas GÜRER:

Atatürk İstanbul'da bulunduğu ayların sonlarına doğru İtalya Temsilcisi Kont Sforza ve İngiliz Papaz, Mister Frew ile de ayrı ayrı görüşmüştü. Aldığı izlenim acı idi ağırdı. (Yeni Sabah Gazetesi 22.05.1941)

Muzaffer KILIÇ (Ata'dan Hatıralar):

1919 yılı Nisan ayının son günleri idi. Galata Köprüsünden geçerken Atatürk'ü öteki kaldırımda karşıdan gelirken gördüm. Koşarak o tarafa geçtim. Yüzü çelik gibi gergin ve gözleri tunç gibi parlak yürüyordu. Karılaşınca durakladı. Paşam, sizi fazla rahatsız etmemek için evinize sık uğrayamıyorum. Bir emriniz olur mu,  dedim. Durdu, gözümün içine canımı alacak gibi baktı, baktı sonra, Birkaç gün sonra Anadolu'ya gidiyorum, dedi. Bakışlarıyla benim eğilimimi öğrenmek istiyordu. Paşam, ben sizinle olmayacak mıyım, dedim.

Elini omzuma koyup gözlerini gözlerime dikerek:

Mustafa Kemal: Tehlikeli bir yolculuk yapacağız belki hiç dönmemek üzere çocuk.

Muzaffer KILIÇ: Olsun Paşam. Sizinle ben ölüme bile giderim.

Şöyle bir durdu,

Mustafa Kemal: Öyleyse, kimseye bir şey söyleme. Senide heyete alıyorum... Ailenle helalleşecek, bana uğrayacaksın, deyip, yürüyüp gitti.

İstanbul 01 Mayıs 1919

            İstanbul'da Yüksek Komiserler, Padişah'ı şımartmamak için, selamlık törenlerine hiçbir Müttefik subayının katılmamasını kararlaştırdılar.

İstanbul 01 Mayıs 1919

Kazım DİRİK:

Mustafa KEMAL: Kazım, memleketin acıklı durumu belli. Ben Anadolu'ya Ordu Müfettişi olarak çıkıyorum. Seni Kurmay Başkanı olarak almak isterim, gelir misin?

Kazım DİRİK:  Büyük iltifattır, minnetle gelirim.

Mustafa KEMAL: Fakat bu işin ağırlığı çok büyüktür. Yarın olaylar karşısında hükümet, Halife ve Padişah ile ve hatta bütün İtilaf Devletleri'yle karşı karşıya kıyasıya dövüşeceğiz, olaylar bizim üstümüze yüklenecektir. Bütün bunları düşünerek mi söylüyorsunuz? Müfettişi olarak çıkıyorum. Seni Kurmay Başkanı olarak almak isterim, gelir misin?

Kazım DİRİK: Evet büyük kumandanım. Bütün bunları düşünerek ve inanarak söylüyorum. Çünkü Türk'ün başka bir ümidi kalmamıştır.

Mustafa KEMAL: O halde tamamdır. Yarın saat onda Genel Kurmay Başkanlığında buluşalım.

İstanbul 09 Mayıs 1919

Mustafa KEMAL(Süleymaniye'de İsmet İnönü'nün evinde) :

            Ben yerleşinceye kadar sen de bana yardım edeceksin ve iş başladığı zaman yanıma geleceksin!

İstanbul 12 Mayıs 1919

            İngiliz Yüksek Komiseri Calthorpe, Paris'ten aldığı emir üzerine Yunan işgalini yönetmek için İstanbul'dan İzmir'e hareket etti.

Atina – Paris 13 Mayıs 1919

            İzmir'i işgal edecek Birinci Yunan Tümeni, 18 gemiyle Selanik'ten yola çıkarıldı. Paris toplantıları devam ediyor. İngiliz başbakanı, bütün Türkiye'yi İtilaf Devletleri arasında bölüşmeyi önerdi. Başkan Wilson da 12 Ada ve İzmir'den başka Aydın'ın da Yunanistan'a verilmesini önerdi. Türkiye'nin Avrupa'dan ve Ermenistan'dan yoksun bırakılması, Yunanistan'a Ayvalık'ta manda kurma hakkı, Marmaris'ten başlayıp Mersin ve Konya'yı içine alan bölgenin İtalya'ya bırakılması kararlaştırıldı.

Mustafa KEMAL (F. Rıfkı Atay Atatürk'ün Bana Anlattıkları) :

Yunanlılar İzmir'e asker çıkamazdan biraz önce, galiba Mayıs'ın 14'üncü günü, Sadrazam Damat Ferit Paşa'nın Nişantaşı'ndaki evine akşam yemeğine davetli idim. Uygun bir saatte gittim. Benden başka henüz kimse yoktu. Kısa birkaç kelimeden sonra uzunca bir durgunluk devam etti: Kendisinde Savunma Bakanı ile beraber gördüğüm zamanki samimiyetten eser yoktu. Benimle yalnız kalmaktan sıkılıyor gibi idi. Biraz sonra Cevat Paşa salona girdi. Hemen üçümüz beraber yemek salonuna geçtik. Sofrada çatal ve tabak tıkırtılarından başka ses yok.  Üçümüz de susuyoruz. Cevat Paşa'ya ve bana bakarak: "Yemekten sonra biraz görüşelim, emir buyurursunuz!"

Ortasında genişçe bir masa bulunan çok dar, fakat hoş bir salon, daha ayakta iken, Sadrazam: Bir harita getirsek de Müfettiş Paşa onun üzerinde açıklama yapsa...

Kipert'in atlası geldi, Anadolu paftasını bulduk. Sadrazam Paşa'ya baktım: Ne bakımlardan bir açıklama istersiniz?

Sadrazam: Mesela, Samsun ve çevresinde ne yapacaksınız? kelimeler adeta ağzımdan dökülmeye başladı:

Mustafa Kemal: Efendim, İngiliz raporlarına göre Samsun ve çevresinde bazı karışıklıklar varmış... Biraz abartılıdır, zannediyorum. Ne de olsa bunlar basit şeyler. Yerinde yapacağımız inceleme ile çözeriz. Şimdiden isabetli bir şey söyleyememekten korkarım.

Cevat Paşa'ya döndü Sadrazam:  Siz ne dersiniz?

Cevat Paşa çok doğal bir tavırla: Öyledir efendim, bu gibi işler yerinde çözümlenir.

Kanaat getirmemiş görünen Sadrazamın kafasında daha büyük bir endişe, soru şekli arıyordu. Derken biraz heyecanlı bir sesle sordu, Sadrazam: Pekala, siz bana harita üzerinde nerelere kadar kumanda edeceksiniz, gösterir misiniz?

Mustafa Kemal: Efendim henüz ben de pek iyi bilmiyorum, belki... Yaklaşık... (Kipert'in küçük haritasına elimi koyarak) belki şu kadar ufak bir parça" diye bazı illeri gösterdim ve anlamlı bir biçimde Cevat Paşa'nın yüzüne baktım. Ben haritadan elimi kaldırırken, o da ekledi: Cevat Paşa: "Efendim, Paşa tabii o bölgedeki kuvvete kumanda edecek... Zaten nerede kuvvet kaldı ki...

Sözünü tamamlarken, durumun hiç de önemli olmadığını anlatmak istermiş gibi oldu. İçimden Cevat Paşa'ya teşekkür ediyordum. Her birimiz birer koltuğa çekildik ve kahvelerimizi içmeye başladık.

Damat Paşa ferahlamış gibi idi: Ne zaman hareket edeceksiniz?

Mustafa Kemal: Ne zaman emir buyurulursa... Ben hazırım, arzu ederseniz yarın ya da öbür gün.

Damat Paşa: Zat-ı şahaneyi ziyaret ettiniz mi?

Mustafa Kemal: Hayır efendim.

Damat Paşa: Ziyaret etmeden mi gideceksiniz?

Mustafa Kemal: İrade buyurulmadı.

Damat Paşa: Ben irade-i seniyeyi bildiriyorum.

Mustafa Kemal: Peki efendim!

Sadrazamın konağından çıktıktan sonra, Cevat Paşa ile kol kola karanlıkta, Nişantaşı Caddesinden Teşvikiye'ye doğru sık adımlarla ilerliyorduk. Cevat Paşa içten bir dile bana sordu: Bir şey mi yapacaksın Kemal?

Mustafa Kemal: Evet Paşam, bir şey yapacağım.

Cevat Paşa: Allah muvaffak etsin!

Mustafa Kemal: Kesinlikle muvaffak olacağız!

Bu dramatik belgesel çalışmanın gelecek konusu: Mustafa Kemal, ‘Anne başarılı olamazsam...’

 
Toplam blog
: 570
: 1034
Kayıt tarihi
: 14.09.08
 
 

1974'te H.Ü. Sosyoloji ve İdare Bölümü'nü yüksek lisans tezi ile bitirdim. 1976 yılında yapımcı y..