Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Kasım '08

 
Kategori
Sinema
 

Mustafa

Mustafa
 

Herkes yazdı. Blogerlar, eleştirmenler, köşe yazarları... Eee... Benim başım kel mi? Şaka bir yana benim penceremden görünen manzara nedense yazılıp çizilenlerden farklı biraz.

29 Ekim akşamı koşa koşa gittim sinemaya. Kızımı da götürdüm yanımda. Ki duydukları ders kitaplarındaki klişelerden ibaret kalmasın diye.

Filmden çıktığımda suratıma bir tokat yemiş gibiydim. Aptallaşmış bir vaziyette. Kafamın içinde yer çekimine direnen bir sürü fikir. Bir ara arabayı hangi kapı yakınına park ettiğimi unuttum. Durdum ''Nerden çıkacaktım?'' diye bir düşündüm.

Derken ertesi günden itibaren gazete ve tüm yayın organlarında yer alan olumsuz eleştriler.

İşin en üzücü, en sahte tarafı da filmi1 kez bile izlememiş, tirajı yüksek gazetelerde yazılar yazan sözüm ona aydınların acımasız eleştrileriydi.

Ama dün çok güzel birşey oldu. Nil Karaibrahimgil'in köşesini okudum. Ohh! bee.. dedim. Nihayet birileri de benim gibi düşünüyor. Farklı pencereden aynı manzarayı görüyoruz.

Bizim manzaramızın tasviri kısaca şöyle;

Bir adam var bu manzarada annesinden asker doğmuş. Okumuş-yazmış, okumuş-yazmış, okumuş-yazmış. Bir evi bile olmamış. Hayatının 11 yılını sürgünlerle, göçlerle geçirmiş. O adam bir yola baş koymuş, canını koymuş. Yaklaşık 14-15 yıl gibi süre sonunda ortada hiç olmayan bir ülkeyi TÜRKİYE CUMHURİYETİ'ni kurmuş. (İnsanlar açken, hastalıktan kırılırken, cep telefonu, bigisayar-internet yokken, hatta doğru dürüst bir gazete bile yokken milleti aynı hedefe kitlemeyi, örgütlemeyi sizce nasıl başarmış?)

Şimdi bu insan koskoca bir TÜRKİYE CUMHURİYETİ'ni kurdu diye;

Rakıyı sevemez mi?, Dans edemez mi?, Annesini özleyemez mi?, Gençken parasızlıktan harcamalarına dikkat etmek zorunda kalıp, bir hesap defteri tutmuş olamazmı?, Bir hayvan sürüsünün tozunu düşmanla karıştırıp sonra buna kendisi de gülemez mi? Bunlar O'nun yaptıklarının hangisini azaltır?

Ben O'nun Selanik'te doğduğunu öğrendim. Kemal adını öğretmeninin koyduğunu, savaştığını ama hep savaştığını, bir sürü askere komuta ettiğini, oluk oluk kanlarımız da aksa bunu başardığını ve başarısını da Türk'ün asil kanına fatura ettiğini öğrendim.

Ama Can Dündar beni Mustafa'yla tanıştırdı. O'nunla tanışmak , O'nun sevgi dolu yumuşacık bir tarafının da var olduğunu bilmek, içindeki çocuğu çok zaman gizlemediğini, kızıyla oyunlar oynadığını, salıncakta sallanırken mutluluktan uçtuğunu görmek, ATATÜRK'ü gözümde daha büyük bir kahraman yaptı.

O'nu tanıdım. Ezber bozdum. Anladım. Yakınlaştım. Şu çok önemli; İnsan bir tek kendini bilir. Kendine benzeyene ısınır. Ne yaparsak yapalım, insan olarak birbirimizden fazla ayrılamayız. Bu çok seyrek olur. Atatürk gibi bir dehanın çıkagelip, insan olmasına rağmen, insan üstü bir performansla bir ülkeyi yoktan var etmesi tam da bu yüzden inanılmaz ve unutulmaz olur. Tarihe geçer.

Malesef benim Ülkem'de bir şeye yeniden , başka bir gözle bakmayı sevmeyen, istemeyen tahammül edemeyen insanlar çok. Kendilerini belli sabitlerin arasına hapsetmiş insanların , en ufak bir değişikliğe gösterdikleri tepkiler çok yaralayıcı olabiliyor.

Bu gün Amerika bile tabularını yıktı. Düne kadar köle olarak kullandığı, tarlalarda işçi olarak çalıştırdığı, yıllarca 2. sınıf vatandaş muamelesi yaptığı esmer tarafını baş yaptı. Başkan yaptı.İnsanların bakış açısı değişti. Başka türlü baktılar bir şeye. Bazı şeyleri kabul ettiler.Sanki toplumun %52'si diyalize girdi.Değişime EVET dediler. Bu bağlamda Atatürk'e de Mustafa yanından bakmak benim için onu daha da devleştirdi.

Her konuda sevdiğim ve saygı duyduğum Can Dündar'ı da blogumdan tebrik ediyor, kucak dolusu teşekkür ediyorum. Beni Mustafa'yla tanıştırdığı için ona minnettarım.

Geceleri karanlıkta uyumayı sevmeyen ama cebinde mum alacak parası da kalmadığı için birilerinin verdiği gaz lambasının ışığında uyuyup, zehirlenen, hiç bir zorluktan korkmayan, yılmayan, Selanik özlemiyle yanıp tutuştuğu halde Türkiye'sini doğumun da yalnız bırakıp gitmeyen ve bu vatan için, bizim için doğduğu yerlere hasret ölen büyük insan , ulu önder Atatürk'e, Mustafa'ma sonsuza dek hayran ve minnettarım..

Cennet mekanın olsun ATAM!
 
Toplam blog
: 14
: 1345
Kayıt tarihi
: 08.11.07
 
 

Sıdıka ben. Her zorluğuna rağmen hayatı, ağlamayı bilmeme rağmen gülmeyi, unutmamama rağmen kin t..