Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Temmuz '08

 
Kategori
Mizah
 

Mutlu mutsuz bayanlar aranıyor

Mutlu mutsuz bayanlar aranıyor
 

Antalyalı seyyahın dikkatine


Geçenlerde bir piknik masasının üzerinde, tam da yeri ve layığı üzere olan bir gazetenin mini ilanları dikkatimi çekti. Oldum olası küçük ilanlara bayılırım. Ve hep aklıma Amerikalılarla ilgili yapılan şu espri gelir. Güya, Amerikalı bu gün yeni bir işe girmişse, ertesi gün ilk iş bir gazete alır ve yeni iş ilanlarına bakarmış. Bu espride anlatılmak istenen Amerikalının zekası mı yoksa kapitalist düzenin acımasızlığı mı belli değil. Belki her ikisi de.

Benim dikkatimi çeken bu küçük iş veya eleman arayan ilanlardan değildi. Neydi? Uzatmayayım, size ilanlardan bir tanesini aynen yazayım, sonra yorar yorumlarız.

“Ben Bursa’dan Mehmet. Uzun boylu, yakışıklı biriyim, Bursalı bayanların aramasını bekliyorum” İlanın altında da cep telefonu numarası. Hönk! Bursalı Mehmet iş aramıyor ki! “Bu ne len, ne oluyoruz!” derken; gözlerim fal taşıydı. Evin bir yerlerinde porno dergi bulmuş afacan çocuk, heyecanı ve merakıyla gazeteyi önüme çektim ve diğer ilanları okumaya başladım.

İkinci ilan da şöyle: “Antalya’da yaşıyorum, Antalya İzmir arası sık seyahat ediyorum, mutsuz bayanların aramasını bekliyorum” Güler misin ağlar mısın? Adama bakın hele, kendinden o kadar emin ki; mutsuz bayanların aramasını bekliyormuş. Her hangi bir mutsuzluk vakası varsa anında müdahale edecek. Düşünsenize, bizimki bir çadır kurmuş, üstünde “sadece mutsuz bayanlar girebilir” yazıyor. Gözü yaşlı, burnu sümüklü içeri giren her kadın, yüzünde gülücükler, gülleri beş yaprak dışarı çıkıyor. Herkes işin sırrını merak ediyor. Ulen ne oluyor içeride de bunlar bu kadar mutlu çıkıyor? (Merak etmeyin bendeniz hemen çadırın dışında, içeriden mutlu çıkan kadınlarla röportaja hazır bekliyorum.) Meğersem bizim Antalyalı o kadar gudubet, eciş bücüş ve çirkin bir şeymiş ki; içeri giren her kadın elindekine çok şükrettiği için gülümsermiş.

Yine aynı şehrin insanlarından bir başka ilan, buyurunuz:

“Merhaba, ben Antalya’dan Ali. 30 yaşında, 1.78 boyunda bir beyim. Maddi durumu iyi bayanların beni aramasını bekliyorum” Yahu buna gülünmez de ne yapılır? “Bak sen” diyesi geliyor insanın. Adam tam bir sülük. Yapışacak maddi durumu iyi hatuna, ekmek elden su gölden, gel keyfim gel. Fonda da “lüküs hayat” çalıyor. Ama maddi durumu iyi olan bu bayanların onu neden arayacağı, neden öylesi bir kamburu sırtında taşımak isteyeceği, dahası adamın vazgeçilmezinin ne olduğu meçhul. Sanırım Ali’nin sözcük dağarcığında “cigolo” kelimesi yok. Olsaydı doğrudan onu yazardı, bizde anlardık ne demek istediğini. İlgililer de daha rahat ulaşırlardı bu 1.76’lık beyni pigmeye.

Son ilan da şöyle: “Ben Mersin’den Fatih. 1.76 boyunda esmer bir gencim. Mutlu bayanların beni aramasını bekliyorum” Artık gülmekten kırılacağım. Ama çocuk haklı. Ne yapsın sorunlu sümüklü tiplerle. O gülümsemek istiyor besbelli. Ama bilmediği bir şey var. Şimdi mutlu bir bayan bu gazetedeki ilana neden baksın? Hadi benim gibi kazara denk geldi baktı, zaten mutluyken neden senin gibi muhtemelen züğürt birini arasın? Tut ki şapşallığına denk geldi aradı diyelim, sen bu mutluluğun üstüne ne ekleyeceksin? Olmuyor Fatih olmuyor…

Görüldüğü üzere bizim ilanlar, iş ilanları değil. Kesinlikle bir Amerikalının işine yaramaz. Ama iş bulma, iş kurma, elindeki işi büyütme bakımından fikir ve yasa fakiri ülkem insanlarını eğlendirme bakımından küçük ilanları tam tekmil mevcut(!)

 
Toplam blog
: 135
: 3170
Kayıt tarihi
: 23.07.08
 
 

Eğitim sürecinin bazı bölümleri Almanya ve İngiltere'de olmak üzere en son PAÜ'den eğitim uzmanlı..