Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Haziran '16

 
Kategori
Deneme
 

Mutluluğumuzu yeniden kazanmak!

Bu hafta yine üzüldük, endişelendik, kaygılandık, nefret duygularımız kabardı…

Yine ülkemde karabulutlar dolaşıyor. Ne Ramazan Ayı ne de bayram dinlemiyorlar inanmasalar bile saygı duymuyorlar. Ve ne yazık ki hepimiz hemen karamsarlığa bürünüveriyoruz kötülerle kötülüklerle karşılaştığımızda… İnsani duygularla üzülmek endişelenmek evet ama karamsarlığa ümitsizliğe yer olmamalı yaşantımızda. Ümit hep vardır, yeter ki aklımızı ve mantığımızı kullanmayı bilelim, inancımızı kaybetmeyelim…

Ne oluyor insanlığa, ne oluyor bizlere…

Neden ve nasıl kaybetmiş sevgiyi bazı insanlar? İnsanca ve kardeşçe yaşamak varken akan bu kan neden? Bir karıncayı bile incitemeyen bir yapımız olması gerekirken, onlarca insanı katleden bir yapıya nasıl bürünebiliyorlar bazı insanlar?

Neyi paylaşamıyoruz? Bir başkasının derdi ile neden dertlenemiyoruz, neden ilgilenmiyoruz başka insanların sorunlarıyla?

Ağlamıyoruz, sanki ağlamak güçsüzlük alameti imiş gibi ya da dimdik durduğumuzun resmi gibi içimize atıyoruz, gözlerimiz yaşarmıyor böylece kalbimiz de katılaşmaya başlıyor.

Acaba diyorum, mutsuz olduğumuz için mi bunlar başımıza geliyor. Hemen mutluluk hormonlarını araştırıyorum. Çünkü kâinatta hiç bir şey tesadüfî değildir. Mutsuzluğunda bilimsel nedenleri olması gerekmektedir.

Bir keyif çayı ya da kahvesi içmek, ya da yıllardır görmediğiniz bir arkadaşı gördüğünüzde sımsıkı sarılıp onda bulduğunuz huzur,  iftarımızı açarken aldığımız lezzet, çeşitli yiyecek, içecek ve aktiviteler içinde saklı olan kimyasal hormonlar mutlu olmamıza neden oluyor. Melatonin, serotonin ve endorfin adı verilen hormonları bizleri mutlu etmek için yaratılmışlar. Hemen mutluluk hormonları ile ilgili bilgileri aşağıda sıralayıveriyorum.

Moraliniz bozuk ise ve kendinizi önemsiz hissediyor iseniz; hemen fındık ya da fıstık yiyerek vücudunuza dopamin almalısınız, ya da güzel bir deniz balığı ziyafeti daha iyi hissetmenize yardımcı olur. Moralinizin nasıl düzeldiğine ve hiç bir şey yapmama duygunuzun tamamen giderilmiş olmasına inanamayacaksınız. Karadeniz insanının çok çalışkan olmasının nedenlerinden biri de bu benzeri beslenme alışkanlıklarıdır diye düşünüyorum.

Depresyonda ya da sinirli halde iseniz; ilk gördüğünüz markete uğrayarak, muz ve çikolata alıp yemelisiniz, Çünkü triptofan adıyla bilinen protein sayesinde mutluluk hormonu olarak bilinen serotonin artar.  Serotoninin azlığı sizi mutsuz ve depresif yapabilir. Çikolatayı aşırıya kaçırmamak şartı ile içindeki biyokimyasal maddelerden dolayı serotonin hormonunun artmasını sağladığı bilimsel olarak da ispatlanmış. İştahsızlık ya da hafıza kaybı var ise de bunun nedenlerinden biri serotoninden kaynaklı olabiliyor.

Umutsuz bir aşka yelken açmışsanız, tembelseniz, kendinizi uyuşmuş hissediyorsanız; “doğal afyon” olarak da bilinen ve beyinde üretilen endorfin salgınız azalmış demektir. Bu hormonun çok özel işlevi vardır çünkü ağrıyan dokularda ağrının şiddetini azaltmak için sinirleri uyuşturur. Endorfin hormonunu artırmak ve uyuşukluktan kurtulmak istiyorsanız o zaman haydi tembelliği bırakalım doğru spora, örneğin yüzme, kayak, paraşütle atlama ya da yürüyüşe… Ya da çilek, dondurma, hatta üzüm yemeğe. Baharatlı şeylerle aranız iyi ise kırımızı acı biberi közleyip kendinize bir ziyafet çekebilirsiniz de…

Ya da bir şeye çok kızdınız, öfkelendiniz; o zaman ise stres hormonu noradrenalin yükselmiş demektir, stres hormonunu azaltmanın yolu da hemen spor aktivitelerine yönelmeniz gerekmektedir. Veya o stres ortamından acilen uzaklaşmanız gerekmektedir.

Adrenalini hepimiz biliriz, heyecanımızı artırmada bire bir hormon, sizi uçsuz bucaksız yerlere götürür, en uç dağ zirvelerine tırmandırır, akla hayale gelmedik aktiviteler yapmanıza neden olur.  Sıkıntı ve korku durumunda da yükselen bir hormondur. Bu hormonun ilginç bir özelliği daha var ki hafızanızı da güçlendiriyor.  Heyecanlı spor yapan kişilerin hafızalarının da güçlü olduğu bilinmektedir. Bu hormonun da yükselmesini istemiyorsanız ya da abartmayayım diyorsanız, stresten uzak yaşamanız gerekmektedir. Yapabilirseniz ne mutlu size…

Gündüzleri karşımıza çıkmasa da hava kararması ile ortaya çıkan hormonumuz melatonin. Uyku ve mutluluk hormonu olarak bilinir. Biyolojik saatimiz ile ilgilidir. Özellikle de Jet-lag olduğunuzda ya da vardiyalı çalışan kişilerde bu hormon çok problem gösterir. Spor yaparak kan şekerini dengeleyip bu hormonun düzenli salgılanmasını sağlayabiliriz. Uyku düzeniniz iyi değilse depresyona yakalanma ihtimaliniz var, aman dikkat…

Sonuç olarak, bu hormonların direk mutluluğumuz ile ilgisi olduğu açıktır. Stresten uzak yaşamak için ve mutlu olmak için kendimize çok daha dikkat etmemiz gerekmektedir. Kitap okuyarak, düzenli spor yaparak, doğal beslenerek ve uyuyarak, manevi iklimlerden beslenerek, gülerek ya da gülümseterek, kısacası kendimiz ile ilgilenerek mutluluğumuzu tekrar yakalayabiliriz. Ve kim bilir belki de mutluluğu yakaladığımızda daha güzel bir dünyanın da kapılarını aralayabilir ve mutluluğu yeniden yakalayabiliriz, çünkü mutluluk bulaşıcıdır…

 

 
Toplam blog
: 233
: 209
Kayıt tarihi
: 12.12.13
 
 

Prof. Dr. Hamdi Temel, 1966 yılında Sorgun'da doğdu, İlk ve orta öğretimini Sorgun'da tamamladı v..