Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ocak '12

 
Kategori
Aile
 

Mutluluğun anahtarı

Annem genelde olayların olumlu yanlarını görebilen ve onlara odaklanmaya istekli bir insan. Onun için ben ona ‘ Memnune Hanım‘ diye hitap ederim bu özelliğini ortaya çıkardığı anlarda. O da gülümser çapkın çapkın. Bilir aslında benim o an ki isyanımı. Çünkü genelde o anları yaşarken muhakkak benim kendimi dövme seanslarımdan biri başlamış demektir. O da annece bir içgüdüyle bana olumlu yanlarını göstermeye çalışır olayın. Bunu da muhakkak dağarcığındaki bir öykü ya da deyişle destekler. Güzel bir renk, bir kokudur anacığım benim hayatımda. Öylesi sinmiştir ki yaşamımın her safhasına bütünler beni her konuda.

Dün,  Sunay Akın’ın ‘ İstanbul’ da Bir Zürafa ‘ adlı yapıtını okuyorum, yapıta adını veren öykünün içinde bana çok tanıdık dizelere denk geldim öyküsü değişik de olsa. Yine annemden dinlediklerimdi tanıdık gelen dizeler. Paragrafı aynen alıp aktarıyorum öyküden.

‘ Bizim de sohbetine kulak verdiğimiz gün, Avrupa’da kaynayan savaş kazanlarını ve dünyanın gidişini anlattığı şu fıkrayla yorumlar Nesip Bey: Doğu Anadolu’ da turneye çıkan bir Avrupa sirkinin fil bakıcısı ölür. Oldukça yüksek ücret karşılığında bu işe adam arandığını duyan çoban Memo sirke başvurur. Bu işi yapıp yapamayacağı sorulduğunda da kendinden emin bir şekilde ‘ Her gün birkaç yüz sığırı sürüp götürüyorum, bir hayvanın lafı mı olur?’ karşılığını verir. O güne kadar filin resmini dahi görmemiş olan Memo hayvanla karşılaşınca şaşkınlığından küçük dilini yutar, ama bozuntuya vermez. Çadırı toplayan sirk yola çıkarken, Memo da filin üstüne biner. Kentin çıkışında kendisine şaşkın şaşkın bakan köylüsü Haso’ ya karısına şu mesajı iletmesini söyler:

Memo binmiş alamete,

Gidiyor kıyamete,

Ya döner ya dönmez,

Hakkını helal ede!

Annemden dinlediğim şekli ile öykü ve dizeler şöyle: Adamın biri yolda giderken, yolun kenarında yere çökmüş deveyi görür. Fakat devenin deve olduğundan haberi olmadığı için merak eder bu değişik hayvanı. Yanına yaklaşır, çökmüş olduğundan haberi olmadığı için de üstüne biner. Üstüne binmesiyle birlikte ürken deve birden çöktüğü yerden doğrulmaya başlar. Doğruldukça yükselir, yükseldikçe adamın korkusu artar. Bir de hızla koşmaya başlayınca yol boyunca gördüklerine bas bas bağırır, evdeki karısına mesaj iletsinler diye.

Sülü binmiş alamete

Gidiyor kıyamete

Selam söyleyin o yâre!

Neden mutlulukla bağdaştırdım bu öyküyü? Çünkü annemin genelde bu öyküyü bizim çok üzüldüğümüz, fakat sonucunun daha da kötü bitebileceği bir olayı paylaştığımızda final olarak kullanmasıdır. Böylece bizi yumuşatır, hatta bazen gülümsetmeyi bile başardığı olur.   

Annem, yaşamın mutluluk arayışı olmadığını bilir. Ona göre mutluluk, doğru şekilde yaşamanın, doğru şeyi yapmanın bir yan ürünüdür. Mutsuzluğumuzun küçük bir parçasının tepki verme biçimimizden kaynaklandığının da altını çizer hep. Çoğu zaman işimize elvermese de deneyimlediklerimizden yola çıkarak eninde sonunda ona hak veririz. Onun hayatıma sinmiş olan kokusuna, gayet net görülen rengine minnettarım.

 

 

 
Toplam blog
: 423
: 186
Kayıt tarihi
: 10.10.11
 
 

İkbal Özlen DİNÇERLER. 14.02.1960 doğumlu. izmir Kız Lisesi Edebiyat Bölümünü okudu. Buca Eğitim ..