Mutluluk

Tanrı, insanı yaratırken mutluluğu da beraberinde yaratmış. Mutluluk çok önemli olduğu ve korunması gerektiği için ilk zamanlar onu koyacak bir yerler aramış. Dağların en yüksek tepesine koymayı düşünmüş. Fakat insanların buralara ulaşması çok zor gözüküyormuş.

“Mutluluğu yere indirsem ezerler, kıymetini bilemezler” demiş. Düşünmüş, taşınmış, en sonunda mutluluğu insanların içlerine koymaya karar vermiş. Mutluluk burada insanlara hem daha yakın olacak, hem de tehlikelerden korunacakmış.

Ne yazık ki o gün bu gündür halâ bazı insanlar, içlerinde saklanan mutluluğu göremiyor veya görmek istemiyor, onu dışarılarda arıyorlar.

Mutluluk, sahip olduğumuz güzelliklerin kıymetini bilmektir. Güzel bir yaşamda her zaman karşımıza aşılması gereken engeller çıkabilir. Yaşamın zaten engellerden oluştuğu, mutluluğun sırrı bu engellerin aşılmasında olduğunu görmeliyiz.

Daha fazla mutlu olmak için bir araba almayı, markalı giysiler giymeyi, okulu bitirmeyi, zengin olmayı, güzel bir evde oturmayı beklemeyin.

Faturalarınızı ödeyebiliyorsanız, bir işiniz var demektir.

Ev işlerinden şikayetçi iseniz, bir yuvanız var demektir.

Hastahanelere gitmiyorsanız, sağlıklısınız demektir.

Fazla kilolarınızdan şikayetçi iseniz, aç kalmıyorsunuz demektir.

Yazdıklarımı okuyabiliyorsanız, görüyorsunuz demektir.

İşinize otobüsle gidiyorsanız, yürüyebiliyorsunuz demektir.

Gelecek için planlarınız var ise, yaşıyorsunuz demektir.

Tüm bunların farkına varabiliyorsanız, mutlusunuz demektir.

Mutluluk sorunsuz bir yaşam değil, onlarla başa çıkabilme yeteneğidir. Sahip olduğumuz bütün güzellikler bizim mutluluğumuz olmalıdır.