Mutsuzum, kaygılıyım, üzgünüm

03 Nisan 2013 tarihinde yine bu sütunlarda yazdığım ‘ÜÇ KURUŞLUK AÇILIM HİKÂYESİ’ başlıklı yazımda canlandırmaya çalıştığım senaryonun iki gün sonra gerçeğe dönüşeceğini nereden bilebilirdim ki?  Bir yazar, gelecekle ilgili yazdığı öngörüsünün doğru çıkmasından mutlu olur. Fakat ben öngörümün gerçekleşmiş olmasından çok mutsuzum, çok kaygılıyım ve çok üzgünüm.

Bugünkü gazetelerden bir haber:

“…Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Andaç Köyü’nde oturan bazı kişilerin, Kuzey Irak tarafına geçip kaçak mazot getirmeleriyle başlayan gerginlik akşam saatlerinde sona erdi. Önceki gün başlayan olayda Andaç Köyünden bir grup, kaçak mazot getirmek için gizlice Irak tarafına geçti. Güvenlik güçleri dönüş yolunda fark ettikleri kaçakçıları durdurdu…

 Gerginlik üzerine sınırın sıfır hattına da çok sayıda asker yerleştirildi. Gerginlik, Şırnak Vali Yardımcısı, 23’ncü Jandarma Sınır Tümen Komutanı, Şırnak İl Genel Meclisi’nin BDP’li üyelerinin araya girmesiyle sona erdi. Gerginliğin bitmesi ve köylülerin dönmesinden sonra BDP’li meclis üyeleri, buradaki askeri ve sivil yetkililer ile görüşmeler yaptı. Yapılan görüşme ile birlikte çok sayıdaki güvenlik görevlisi helikopterlerle geri çekildi. Askerlerin çekilmesinin ardından, Kuzey Irak topraklarında bulunan kaçakçılar, yaklaşık 120 katır yükleriyle birlikte Türkiye topraklarına girdi…”

İşte size açılım, işte size hukukun üstünlüğü, işte size akıl dışı bir uygulama.

HANGİ ZULÜM?

Bebek katili teröristbaşının doğum günü partisinde evinin duvarlarına yüz sürülüp, toprağının öpüldüğü saatlerde Dolmabahçe sarayında akil! bir toplantı yapılıyordu. Toplantıda konuşan eşbaşkan şunları demiş:

“…Kuruluştaki milli birlik ve beraberlik ruhu ihlal edilince tek parti döneminde yaşadığımız sıkıntılar var. Acımasız bir zulüm dönemi başlıyor. Sınıfsız, kaynaşmış bir kitle imal etmek diyerek yaptılar… Bu ülkede, aynı milletin fertleri olarak hepimiz aynı zulmü iliklerimize kadar hissettik. Tarihimiz, kavramlarımız sakıncalı ilan edildi…”

29 Ekim 1923 tarihinde kimler iliklerine kadar korku ve acı hissetmiştir?  MUSTAFA KEMAL önderliğinde, Türk Milletinin gerçekleştirdiği 1923 Anadolu Devrimi kimleri rahatsız etmiştir?

- Emperyalistleri,

- Düşmanla işbirliği yapıp, kuvay-ı milliyeyi yasa dışı ilan edenleri,

- Emellerini gerçekleştiremeyen, hevesleri kursaklarında kalan Yunanlıları, İngilizleri, İtalyanları ve Fransızları,

- Derviş Vahdeti’yi, Anzavur’u, Damat Ferit’i, İskilipli Atıf’ı, Saidi Nursi’yi,

- Yabancı askerin işgalini, milli hükümete tercih edenleri,

- Kura’n-ı Kerim’in Türkçeye çevrilip, gerçek dinin halka öğretilmeye başlamasıyla sömürü düzeleri bozulanları,

rahatsız etmiştir en çok.

Kaçakçıların önünde duramayan, onları tutuklayamayan, bebek katilinin doğum günü partisini seyreden, 21 Mart’ta Diyarbakır’daki kanunsuzluğa ses çıkaramayan, ülkemde tüm bunlar olurken Pakistan’da liyakat madalyası alanların 08 Nisan’da Silivri’de toplanacak yurtseverlere nasıl davranacaklarını hep beraber göreceğiz. Bu konudaki öngörüm şudur ki (temennim doğru çıkmamasından yana); büyük bir ihtimalle gaz yutup, cop yiyeceğiz, belki de tutuklanacağız. Orada olacağım, izlenimlerimi paylaşmaya çalışacağım.