Nahoş tesadüf…

ALES sınavındaki kitapçıklarla ilgili skandalın tam da İzmir’de vuku bulması, üstelik tam da seçim öncesi, nahoş bir tesadüf oldu!

“Taraf olmayan bertaraf olur!” sözü, itiraf etmek gerekir ki pek unutulacak gibi değildir, bu kez en azından bir kez daha akıllarına düşmüştür İzmirlilerin!

Hele ki kişiye özel kitapçık hazırlanıp da, tüm bu kişilerin İzmir’de Dokuz Eylül Üniversitesi’nde buluşmaları da bir tesadüftür; il bazında kişiye özel hazırlanıyorsa da keza…

Tabii, her tesadüf nahoş olacak değil ya, belki de “sehven” doğru yanıtların işaretlendiği kitapçıklar da araya karışmıştır; artık Manisa’ya mı denk düşmüştür, Konya’ya mı, bilinmez!

Eee, yani onlar da “Aaa, çözümlü kitapçık vermişler bana, bu ne rezalet!” demeyeceklerine göre…

******

Üst üste bu skandallar pek fena oldu; “insanoğludur hata yapar” demekten ziyade “çekirge bir sıçrar, iki sıçrar…” dememek elde değil!

Şahsi fikrim ise henüz pek yeni olan ÖSYM başkanının kendi başına böyle işlere kalkışamayacağı yönündedir; zira insanlar yeni kariyerlerinin başlangıcında oldukça temkinli davranırlar.

İnisiyatif almaktan da az biraz çekindikleri doğrudur; bu nedenle gerek yazılı, gerekse de sözel emirleri ille de yerine getirmek isterler!

Hani, bu durumda tabii ki beklenen başkanın istifasıdır, yine de demem odur ki bir önceki başkan da benzer nedenle istifa etmemiş miydi?

Yani, problemin kaynağı değişmemiş demek ki!...

******

Bir nahoş tesadüf de Anayasa Mahkemesi’nin 49. Yılı kutlamaları için ana muhalefet partisine davetiye göndermemesi!

Bugüne değin uygulanan prosedür bu yıl bertaraf edilmiş!...

Tesadüfen değil elbet, zira Anayasa Mahkemesi yetkilileri CHP’ye davetiye gönderildiğini, ancak katılımın olmadığını beyan ederken, Kılıçdaroğlu’nun “Davetiye almadık” demesi üzerine Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın “Yasada yeri olmadığından gönderilmedi” diye yanıtlaması hoş olmamış…

Nahoş tesadüf demem bundandır ki: Protokol listesinde ana muhalefet partisi liderinin yeri 4, Anayasa Başkanı’nın ise 6. Sırada!...

Haa, değişti de haberimiz olmadıysa, o artık bambaşka bir konu!... Bu pirincin taşları ayıklamakla bitmez!

Diğer türlüsü ise “Laf ola” bir savunma olarak algılanabilir ki temsil edilen kurum ile bağdaşmaz!

Hele ki o kurumun başkanına, hiç!

******

İnsanların yapılarında güvenme isteği vardır, böylelikle kendilerini daha huzurlu ve güvende hissederler; hiç kimse durduk yerde bir insana, kuruma, yasaya karşı ilk etapta tavır alma eğiliminde değildir.

Deneyimler, gözlemler, yaşanılanlar sonucunda güven duygusu zedelenip de kişiye, kuruma, yasaya kuşku belirir, sonrasını da gelişmeler belirler; ya kuşkular giderilir ve güven duygusu tazelenir, ya da her söylenenin, yapılanın altında bir bit yeniği aranır…

******

Mesela, son düzenlemelere göre Anayasa Mahkemesi’nin tarafsız kalamayacağını düşünenlerden biri olarak CHP’ye neden davetiye gönderilmediğini iyice bir merak etmekteyim!

Hayır yani, insan en azından mantık örgümde bir defo mu var diye merak ediyor, yoksa “Hah işte, buydu düşündüğüm!” diye mantığına hepten güvensin istiyor!

******

Sahi, “protokol” açıklaması tutmadığına göre, neden davet edilmedi CHP?

İkna edici bir açıklama gelene kadar: Yüce yaradan, bana bahşettiğin sağduyu, akıl ve mantık örgüsü için sana teşekkür ederim!