Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Nisan '13

 
Kategori
İnançlar
 

Namaz evde de kılınabilir; 80 bin cami israftır

Namaz evde de kılınabilir; 80 bin cami israftır
 

—Eleştirilerimiz dinin uygulanması ile ilgilidir. Kerim Korkut İslam düşmanlarına prim veren tek satır dahi yazmaz—

Kerim Korkut “olsaydı iyi olurdu diye yazı yazmaz; böyle yazdıysak böyle olmasını istediğimiz içindir.

Bir buçuk milyar Müslüman’ı karşıma alabilirim; ama Allah’ı hâşâ! Kuran’da cami duymadım. Peygamberin mescidi ise sanki cami değildi. En önemlisi Müslümanlıkta ibadetlerin toplu yapılmasında gerek ayetler gerek peygamberin sünneti göz önüne alındığında sanki bugünkü mahşeri kalabalıklı muhteşem camiler kastedilmiyordu.

İslam’ın ilk mescidi Kâbe-i Muazzama olarak kabul edilir. Peygamberin Medine’de yaptırdığı Mescidi Nebevi yine adı üzerinde bir mescittir. Hz. Ömer tarafından Antakya’da yaptırılan Habib-i Neccar cami İslam’ın ilk camisidir. Kuran’da cami adı geçmediği gibi namaz ibadetinin de toplu yapılacağı söylenmemiştir. Toplu kılınması farz olan Cuma namazındaki “toplu” ifadesi ile bazı camilerdeki on bin kişinin kastedildiği belli değildir. Cuma namazı birkaç kişi bir araya geldiği zaman da toplu kılınmış olur.

Yani sırf Cuma namazı için böyle minareleri gökleri delen “haşmetli” camilere gerek yoktur. Burada Müslüman’ların biraz ifrata/gösterişe kaçtıkları hissi maalesef bizde uyanıyor. Büyük olan yalnızca Allah’tır, ona ulaşma araçlarını büyük yapmanız gerekmez; bir duayla bile yaratana ulaşılır.

Din dünyevi bir şey değildir, sembolü arması olamaz. Ayrıca Allah’ın varlığını göstermek için sembole ihtiyacı yoktur. Bu nedenle caminin İslam’ın sembolü olması kabul edilemez. Bu değilse Camiler daha kolay ibadet etme amacını mı güdüyor? Bir an için düşünüldü mü cami olmasaydı din nasıl olurdu?

İslam’ın ilk zamanlarında Müslüman’ların bir araya toplanıp birlikte ibadet etmeleri belki o günün şartları ile ilgili peygamberin uygun gördüğü bir durumdur. İslam peygamberi savaşlardan sonra Medine’de, Mekke’de istese bugünkü camiler ayarında ibadet yerleri yaptırırdı. Mescidi Nebevi de ibadetten ziyade savaş, kargaşa, ilk İslam devletinin kuruluşu, dinin tebliği ve anlatımı konuları için bir müşavere yeri özelliği taşıyordu.

Emeviler, Abbasiler hatta Osmanlı saltanat devletiydiler. Dertleri Allah’ın büyüklüğünden ziyade kendi büyüklüklerini ortaya koymaktı. Ayrıca bu devrin âlimleri dinin gönül işi olduğunu, gökleri delen minarelerle İslam’ın yayılamayacağını idrak edecek kadar ileri görüşlü değillerdi.

Normalde sadece bir mekân olan cami yüzyıllardır kendisine yüklenen ilahi manalarla bugün için artık kutsal bir mekândır. Bu nedenle biz yüzyıllardır ezanların susmadığı, mübarek dizlerin secdeye vardığı mevcut kutlu camilerimizle ilgili değil cami mekânı (binası) ile ilgili konuşuyoruz. Kerim Korkut İslam’ın zerresinin dahi kutsallığını savunur; münafık köpekleri affedersin cami duvarına işetmem!

Bugün değişen dünyada inançlar erozyona uğrasa da dünyada bir inanca bağlanmak isteyen insanlar olabilir. Az biraz etkilenme olsa da bir gayrimüslim ne güzel minareleri varmış diye İslam’ı seçmez diyorum.

Müslüman coğrafyaların cami ile doldurulması İslam’ı anlamayan baronların sanki yetkileri varmış gibi dine şekil verme çabalarıdır. Ben camisiz İslam’ın çok daha uhrevi bir âlem yaratacağını düşünüyorum; caminin din için mutlaka gerekli olduğunu ve işe yaradığını düşünmüyorum.

Düşünün, bir baba camiye gidiyor kendisi aydınlanıyor. Evinde namazını kılsa diğer aile fertlerinden isteyenler de belki ona katılacak. Çoğu Müslüman ailelerde (İslam’ı yaşayanları tenzih ederim) baba camiye gidiyor, oğlu diskoteğe, kızı Taksim’e. Eşinin bile namaz kıldığı meçhul. Yani camili İslam insanları dine yaklaştırmıyor.

Bizler doğrusu bir dinin mensubu gibi görünmüyor, hassas bir insan yüreği ile bu yazıyı dışarıdan yazıyoruz. Türkiye’nin siyasal düzeninin yeniden yapılandırılması anlamında başlattığımız halkın aydınlatılması çalışmaları devam ederken aynı zamanda dini hassasiyetleri de korumamız gerektiğini düşünüyoruz. Bu anlamda bilinçsiz bazı sözde dindarların itirazları bizi korkutmuyor. Ayrıca İslam karşıtlarının (düşman demek istemiyorum zira bir buçuk milyar insanın dinine düşman olmak hiç kimsenin haddi olamaz) sözde ilericiliği savunmak adına dine saldırılarını kabul etmiyoruz. Hassas dindarlar bu konuda yanlarında olduğumuzu bilmeliler. Bazı yazılarımızın bu kişilerle (din karşıtları) paralel gibi görünmesi bizleri yaralıyor. Ancak şuurlu Müslümanların Kerim Korkut’u anlayacaklarını umuyorum.

Bu arada batı dünyası Hıristiyan, doğu dünyası Müslüman diye bir ayrım olamaz ki zaten coğrafi dağılıma göre bu pek de oturmuyor. Ortada dinler/inançlar vardır, dinler herkese açıktır; putperestlik de dâhil herkes istediği bir inanca girer ya da girmez. Bir inancın mensubu olmak hak olduğu gibi dinsizlik de bir haktır.

Bir itirazımız da Müslümanların dinin tebliği ile ilgili hassasiyetlerinin bittiği ya da neden bittiği ile ilgili. Din kelle koparan El Kaide’nin kılıçları vasıtasıyla mı tebliğ ediliyor yoksa? Kuran Allah’ın dini ve son din ise “İslam misyonerliği” inançlarını yaymak anlamında bir nevi insan hakkı olarak Müslümanlara verilmeli.

Camili İslam’ın ekonomik boyutu da var. Böyle eleştiriler yaptığımızda bize hemen sefahat manyaklarını örnek gösteriyorlar. Siz Müslümansınız, kendini bilmez insan değil. 320. katında şampanya patlatmak için gökdelen yapan kimselerle kıyaslama yapamazsınız. Müslüman’ın kötüyü örnek gösterme hakkı yoktur. Yani şimdi ülkemizde sayıları 80. 000 olduğu söylenen camiler parasal olarak kaça mal olmuştur? 100 milyar dolar diyelim. Caminin Müslümanlık için olmazsa olmaz olduğunu maalesef söyleyemeyiz. Cami olmasa insanlar inancını da terk edecek değiller. Sırf minareyi görüp Müslüman olduysa hiç olmasın daha iyi. Şimdi bu 100 milyar dolar başka gerekli bir alana aktarılmış olsaydı ve bizler de nerede uygun yer bulduysak (Afgan mücahidi dağda taşın üzerinde namaz kılıyor, ne olacak ki, Müslüman’a her yer ibadethane) orada namazımızı eda etseydik bilmem ki nasıl olurdu.

Bu ülkede camiyi sevmeyenler olabilir ama ben camiyi seviyorum. Bazı kendini bilmezler gibi camiye karşı affınıza sığınırım bir gıcığım (din düşmanlığı kaynaklı)  yok. Fakat caminin Allah’ın evi olduğunu düşünmüyorum. Allah’ın evi müminin kalbidir. Ama sadece seviyoruz diye 80.000 cami yapılmaz her halde.

Bu yazımızı okuyunca ellerini ovuşturan İslam düşmanlarının elleri kırılır inşallah!

Son söz, artık bu çağda camisiz İslam düşünülmeli.

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..