- Kategori
- Şiir
Namludaki Sevda
Jakub Schikaneder – Last Rites, 1891
------------oğul dedi ana
--etme eyleme, tetiği düşürürsün kendine
-yanar ciğerim, dağlar inler benim derdime
devrilmeyen son ağaç sensin ocakta
baban gitti, geldi kanlı kucakta
kor hançer saplı durur, sanki hâlâ göğsümde
soluğum yeşilindedir benim, nefesimi kesme
-------------murâdın var ise kısmette
------------Ayşe’n olur elbet sana yar
koma gönlüme yeniden, alevli bir hâr
boy ölçme zenginle / fakirliğinle
pervâsız yellere, salma kendini
sararıp soldurma, böyle kendini
gidip de, virâneye döndürme evimi
kahrolası pistolu bırak elinden
/
gölgelenmişti bir kez, sevdâ cenneti
--------kanına girmişti, yılanın zehri
------silinirken, ufuktan güneşin rengi
-------şaklattı kırbacı Ali, küheylanın sırtında
kuş uçmaz yollardan, sürdü yel gibi
kalbine batanlar, sanki ok gibi
bir mevzi buldu sindi pusuya
bekledi durdu sabırsız, ay çıkasıya
saatler / yaşamla ölüm arası
sınırda, bir bıçak sırtı
süzüldü Ayşe’nin gölgesi mehtapla
----------dedi, Ali’m geldin mi
------kaçalım bu gece hemen
o zengin yaşlıya, verecekler beni
sarmışken kolları, henüz birbirini
uzak kapıları açıldı ölümün
pistolden çıkan kurşunun sesi
söndürdü birden, dünya ışıklarını
siper olmak isterken, Ali’nin önüne
önce Ayşe devrildi yere
henüz onyedisinde o güzel peri
davranamadan belindeki silaha
kan sızdı şakağından, düştü toprağa
yırttı geceyi, Ayşe’m diyen feryâdı
sustu onsekizinde, Ali’nin yaşam avazı
kurşunu, tam isabet atan o nâmert
duygusuz, taş gibi, soğuk boşluktan
yok oldu gecenin ıssızlığında
iki atımlık kahpe kurşunla
kendi kanıyla, yıkandı sevdâ
yas'a durdu sevdâ bahçelerinin şenliği
sessizlik senfonisinde, vurdu ateşin sesi
iki genç fidan düştü toprağa
kendi gölgelerinde, yasını kazdı zaman
yarıldı iki ocak damı, âni yıldırımdan
eller uzandı, verildi omuzlar
sükûnlu bahçede, ebedî uykuya daldı fidanlar
toprağın nefesine, acı bir su süzüldü...
24 Haziran 2009
Hâdiye Kaptan
- (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.