Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ağustos '15

 
Kategori
Futbol
 

Nani, son anda gol attı, neredeyse kendini de attıracaktı!.

Nani, son anda gol attı, neredeyse kendini de attıracaktı!.
 

Puan yitirmek ya da yenilmek...

Fenerbahçe’nin de, Antalyaspor’un yenilgisi yok/tu; ama Fenerbahçe’nin beraberliği var/dı. Buna göre, iki olasılık, sadece Antalyaspor için geçerliydi. Fenerbahçe’ye ise, tek olasılık kalıyordu: Yenilmek...

Şampiyonlar Ligi’nden Avrupa Ligi’ne “makas değiştiren” ve “gruplar durağı”na varan Fenerbahçe için “yenilmek” olur mu?

Futbolun her üç olasılığı da, her an başa gelebilir; ama Kadıköy’de daha başlarda ilk yenilgi, gürültü koparırdı. O zaman, öyleyse, gürültü koparacak, tribünleri ayağa kaldıracak bir oyun tutturmak gerekirdi.

Fenerbahçe'nin havası oydu.

Gel gör ki, maçın ilk şutu Fenerbahçe’den, o da 40. dakikada geldi.

Gol de 42’de...

Antalyaspor’un kaleyi bulan ilk şutu 70. dakikada geldi; o da gol oldu.

İzlemeyenler, bunlara bakarak, maçın durgun geçtiğini sanırlar. Oysa maçta hareketlilik vardı. Fenerbahçe, orta alandan başlayarak ileride hareketliydi, ama sonuç yoktu.

*****

Antalyaspor, Kadıköy’e bir puan için gelmişti. 

Kapanıyor, açılmıyor. Oysa açıldığı zaman, görüldüğü gibi, pozisyonlar bulacaktı. 

Kaleyi bulan ilk şutun 70. dakikada gelmesi ve gol olması değildi bir puan için gelindiğini gösteren. Sık sık yere yatmalar, dinlenmeler, özellikle kalecinin son dakikalarda oyalanması, buna hakemden bir tepki gelmemesi... 

Ötede yandan da sertlik, yıldırma...

Nasıl olsa kart yok, penaltı için düdük çalma, o da yok; zaman çalma var. Hakem desen, bu konuda da kaleciye çok hoşgörülü. Buna sığınarak, çalmaya kalkar, yerden kalkmazsan; uzatırsan zamanı, zaman bitti dediğin anda, usta bir ayak çıkar, kale kapısını çalmakla kalmaz, o kapıyı devirir!

Bir başka usta ayak, Antalyaspor'un gol umudu Eto’o'ya, Kjaer’in denetiminde, adım atmasına fırsat verilmiyor. Zaten Eto’o, Kadıköy’e oynamaya, mücadele etmeye değil de, denetlemeye gelmiş bir görüntüdeydi.

*****

Süper Lig’in 3. Hafta’sı geride kaldı; Fenerbahçe, “liderlik koltuğu”nda...

“3 Büyükler”, ilk iki haftada üçünün birden bulamadıkları 3 puanı bu haftada buldular. Geçen haftayı “karavana” geçenlerden Şenol Güneş, 4-0‘lık skora karşın oyundan memnun değil, ama Hamza Hamzaoğlu 4-1‘lik skora bakarak “Galatasaray bu, zor dönemlerde mücadele eden bir takımız.” diyor.

Hamza Hamzaoğlu, taraftara “gaz”, Şenol Güneş ise “umut” veriyor.

Roller değişiyor mu ne?

Ya Vitor Pereira?

“Eğer puan kaybetseydik, adaletsiz bir sonuç olurdu.” diyor.

*****

Çok “baş” yakacak, “adam” kollayacak hakemler...

Daha Lig’in başı.

Kaflarına göre maç yönetme, düdük çalma... Benzetmek gibi olmasın,“kadroya geçerek”, işini sağlama alan memur/ işçileri anımsatanlar...

Dün de, o kadar sertliğin olduğu maçta, rakibe kart yoktu. Kart görenler ise, Hasan Ali Kaldırım ve Nani'ydi.

Nani, santrası yapılmayan o golü, firikikten attıktan sonra, kendini attıracaktı, neredeyse. Çünkü sevinçten ne yapacağını bilemedi. Tribünlere koşarken formasını çıkarmak istedi. Sonra, sarı kartı olduğu aklına gelmiş olmalı ki, ilk düşündüğünden vazgeçti.

Son söz:

Süper Lig, bu sezon ilginç geçeceğe benziyor; yolu kesilen, yarı yolda kalacak gibi.

 

https://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..