Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Haziran '12

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Nar ve Adalet

Nar ve Adalet
 

   Derslerden birinin final ödevi için Platon'un erdemlerini okuduk bu dönem bol bol. Ölçülülük, bilgelik, yiğitlik, adalet diyor işte, en çok da adalet diyor, ödev için ben de adaleti ele almıştım. ''Adalet emin'' demektir diyor bir filozof, diğeri ''adalet herkes için eşittir'' diyor, Sokrates savunmasında adaletin ödüllendirileceğini dile getiriyor, Menon'da genel anlamda erdemlerin evrenselliğini okuyoruz...

   Sonra ben Nar'ı izledim.

   Bir kadın vardı ki o kadın Serra Yılmaz! Asuman, anne, bir de anneanne.

   Adaletini sağlamaya gelmiş, filmin uzun süresinin geçtiği mekana, deniz gören güzel bir eve.

   Asuman son çare olarak bir ilaç, bir silah intikam için değil, adalet için Doktor Sema'nın evine geliyor, Bu son çareden bir önceki çare olarak da Seda Sayan'a gitmiş. ''Seda Sayan'a bile gittim!'' diyor. Adaleti sağlamak için, adalet ifşa etmekmiş gibi.

   Doktor Sema'ya göre yaşananların güven duygusuyla, adaletle pek alakası yok. O da ''dünyanın işleyişi böyle'' diyor. Sema'nın tavrı bize toplumsal maskeleri hatırlatıyor, söküp atamadığımız, en yakınımızın en yakınındayken bile yüzümüzde olan maskelerimizi. Söküp atamıyoruz çünkü o maskelere sahip olduğumuzu o işleyiş sebebiyle farketmiyoruz. Deniz, Sema'nın sevgilisi, bir nar tanesi, hepimiz gibi ya da hiçbirimiz gibi. Onun da bir inanmış maskesi var mesela.

   Küçük küçük dünyalar var, kimine göre kiminin dünyası küçük, film esnasında herkes birbirine haykırıyor 'senin küçücük bir dünyan var'' diye...

   Asuman özür bile beklemiyor, intikam değil çünkü ''giden geri gelmez'' diyor. Bir rapor var onun doğrusunu istiyor. Nar, birçok anlama çekilebiliyorken filmde, son sahnede bir anlam ağır basıyor. Mustafa ise sanki adalete yaklaşıyor, ödevime, erdemli davranışa örnek bir şey yapıyo ve sonra çıkıp gidiyor o evden...

   Yine de Mustafa ödevimi kurtaramıyor. Nar; ödevimi yırtıp atsam yeridir.

   Hepimiz birbirimize dönüşüyoruz, adalet de her şeye dönüşüyor, bir ruh gibi düşünün diğer bütün duyguların içine girip saklanıyor bir müddet. Bu bazen güven olabiliyor, bazen intikam, bazen şov gibi bazen merhamet, bazen dünyanın işleyişi ya da işleyemeyişi... Nar gibi birken çok, adalet.

 
Toplam blog
: 31
: 1120
Kayıt tarihi
: 13.08.10
 
 

Her yıl yeni bir yaşı kutluyoruz. Yılın o gününde sanki birden büyüyormuş gibi hissediyoruz. Aslı..