Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ekim '10

 
Kategori
Güncel
 

Nasıl Bir Cumhuriyet İstiyoruz?

Nasıl Bir Cumhuriyet İstiyoruz?
 

Bugün Cumhuriyet’in ilanının 87. yıldönümü. Altı asrı aşkın bir süredir hayatını; padişahın, sadrazamın, şeyhülislamın iradesi altında sürdürmekte olan bir halk, 87 yıl önce bugün Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte, artık kendi ülkesinde onu yönetecek temsilcileri hür iradesiyle seçebileceği demokratik bir rejime kavuştu.

Cumhuriyet’in ilanı; savaşlar ve ölümlerle geçen acı dolu yılları, sonrasında Osmanlı hanedanının çaresizliği ve yurdu dört bir tarafından işgal eden düşman birliklerinin tarifi imkânsız acımasızlıklarıyla zor yaşam koşulları altında geçinen bir halka; yalnız kendi hür iradesiyle onu yönetecek milletvekillerini seçme özgürlüğünü değil, aynı zamanda toplum olarak onu, kendinden daha ileri düzeye sahip Batılı ülkelerin modern toplum seviyesine ulaştıracak birçok köklü devrim ve inkılâbın da temelini atmış oldu.

Ama Türkiye Cumhuriyeti, 87 yıllık serüveninde devrimler ve inkılâplarla ilgili birçok sancılı dönemi de ardında bıraktı. Cumhuriyet’in ilk yıllarında, özellikle hilafet yanlısı Anadolu halkının devrimleri ve inkılâpları benimsemesi bir hayli çaba ve zaman aldı. Bir bölümü ülkeyi bölmek isteyen Batılı devletlerin kışkırtmalarıyla daha da tehlikeli bir boyuta ulaşan isyanlar, ardında Yedek Asteğmen Fehmi Kubilay gibi onlarca devrim şehidi bıraktı.

Kısacası, asırlarca Osmanlı İmparatorluğu’nun kendine özgü tek düze ve çağın gerisinde kalan yaşam tarzını kendine örnek alan bir halkın, Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte gündelik hayatında yer alan asrî yeniliklere alışması pek de kolay olmadı. Fes giyimi tamamen yasaklanıp, onun yerini serpuşlu şapka aldı. Kara çarşaf yasaklanarak, Türk kadını hak ettiği modern görünüme kavuşturuldu. Eğitimde Arap Alfabesi, yerini Latin harflerine bıraktı…

Ama günümüz Türkiye’sine şöyle bir baktığımızda, geçmişte yaşanmış olan pek çok sorunun, bugün yeni türleriyle hâlâ ülke gündeminde yerini muhafaza ettiğini rahatlıkla gözlemleyebiliriz. Örneğin Türk toplumunu modern bir yapıya kavuşturabilmek için, 3 Kasım 1934 tarihinde kabul edilen Kıyafet Kanunu’na karşın, Cumhuriyet döneminde giyilmesi kesinlikle yasaklanan pek çok kıyafetin, bugün toplumun önemli bir kesiminde hâlâ giyilebildiğini söyleyebiliriz. Yine Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli teminatı olan Lâiklik ilkesinin, günümüz ülke siyasetinde pek çok tartışmanın odak noktasında yer aldığını üzülerek görebilmekteyiz.

3 Mart 1924 tarihinde kabul edilen Tevhid-î Tedrisat Kanunu’na rağmen, bugün birçok şehrimizde kızlarımız ya maddi imkânsızlıklardan, ya da aile töreleri gereği okuyamamakta; daha çocuk yaşlarında evlendirilmektedir.

30 Kasım 1925 tarihinde kabul edilen Tekke ve Zaviyeler Kanunu’nca yasaklanmasına rağmen, bugün Anadolu’da birçok şehrimizde çeşitli mezheplerden tarikatlar, hiçbir kanun gözetmeksizin faaliyetlerini sürdürebilmektedir. Yine dinimizce de günah olmasına karşın, Anadolu’nun birçok yerinde muska ve üfürükle şifa dağıttıklarına inanılan sahte hocalardan medet uman cahil ve yoksul kesimler bulunmaktadır.

Dünya atlası üzerinde Cumhuriyet rejimiyle yönetilen pek çok sayıda ülke var. Hemen doğumuzda yer alan ve katı İslami kanunlarla yönetilen İran İslam Cumhuriyeti de bu ülkelerden bir tanesi olmaktadır. Peki, biz nasıl bir Cumhuriyet ülkesi olmak istiyoruz?

 
Toplam blog
: 266
: 1321
Kayıt tarihi
: 22.06.06
 
 

1982 yılında İstanbul'da doğdum. Açık Öğretim Fakültesi İşletme Lisans eğitimimi 2005 yılında tam..