Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ekim '10

 
Kategori
Futbol
 

Dünya Ve Avrupa 3.sü Bir Futbol Ülkesinden, 3. Sınıf Futbolcu Hikâyeleri

Dünya Ve Avrupa 3.sü Bir Futbol Ülkesinden, 3. Sınıf Futbolcu Hikâyeleri
 

Beşiktaş Kulübü’nün sezon başında gerçekleştirdiği Guti transferi; yalnız Siyah-Beyazlı taraftarlarda değil, bu ülkede futbola gönül veren geniş kitlelerde de büyük bir heyecan dalgası yarattı. İspanya Milli Takımı ve Real Madrid’in yıldız oyuncularından bir tanesinin, futbolculuk kariyerinin son demlerinde Türkiye Ligi’ni bir durak olarak seçmesi, nereden bakarsak bakalım Dünya ve Avrupa 3.lüğü derecelerini elde etmiş bir Türkiye’nin, zamanla dünya futbolunda nasıl bir yer edindiğinin göstergesidir.

Dünyanın futbol yıldızlarına, Türkiye Ligi’nin kapılarını açan ilk hamleyi; 1996 senesinde Gheorge Hagi transferiyle Galatasaray gerçekleştirmişti. Galatasaray, kadrosunda bulunan yerli-yabancı yıldız oyuncularla hem o sezondan itibaren 4 sene boyunca Türkiye Ligi’ni domine etmiş, hem de Avrupa Kupaları’nda, 2000 yılında UEFA Kupası zaferiyle taçlanacak başarılı dönemin temellerini atmıştı.

Ne var ki Türkiye’ye gelen her yabancı oyuncu; bir Hagi, bir Guti, bir Roberto Carlos kadar parlak bir futbolculuk özgeçmişine sahip olamadı. Kimisi büyük bir hayal kırıklığıyla Türkiye’de tutunamayıp, bir sene sonra başka ülkelere gitti; kimisi de oynadığı her takımda uzun süre başarılı olamayıp, Türkiye Ligi’nde her sezon başka bir takımın formasını giydi. Eskişehirspor’da oynadığı dönem Teknik Direktör Rıza Çalımbay tarafından kadro dışı bırakılan, şimdi ise eski teknik direktörüyle süren davasında hakkında 2 ay 15 gün hapis kararı çıkan Gineli futbolcu Souleymane Youla, işte bu futbolculardan akla ilk geleni.

Gençlerbirliği Başkanı İlhan Cavcav’ın, Türkiye Ligi’ne kazandırdığı Afrikalı oyunculardan Youla, ne var ki Gençlerbirliği’ndeki başarılı futbolunu fazla devam ettiremedi. Aralarında Beşiktaş’ın da bulunduğu birçok kulübün formasını giyen Youla, Türkiye Ligi’ndeki kariyerini daha uzun bir süre devam ettirecek gibi görünüyor.

Souleymane Youla gibi daha nice yabancı futbolcunun hikâyesi sürüp, gidiyor Türkiye’de. Yabancı oyuncu transferlerinde ödenen astronomik rakamlar, en sıradan futbolcu için bile Türkiye’yi cazibeli bir kariyer noktası haline getiriyor. Belki birçoğunun haritada yerini bulmakta dahi zorlandığı bir ülkeye, yabancı futbolcular, daha önce hiç kazanmadıkları kadar yüksek bir servetin peşinden geliyorlar.

Menajerler ise, futbolcuların kulüp yönetimlerince belirlenen bonservis ücretlerinin cüzî bir oranı karşılığında, onların hayal tacirliğini üstleniyorlar.

Türkiye’ye bir büyük takımda oynamak, yıldız futbolcu olmak hayaliyle gelen her yabancının hikâyesi mutlu sonla bitmez. Kimisi geldiği takıma bir katkı sağlayamaz; başka bir takıma ya bir süreliğine kiralanır, ya da bonservisiyle birlikte satılır. Kimisi de talihsiz bir şekilde sakatlanır, yeşil sahalardan erken kopar ve bütün geleceğini büyük umutlarla üzerine inşa ettiği futbolu, düşlediğinden çok önce bırakmak zorunda kalır.

Geçen hafta Kapalıçarşı’daydım. Dükkânların önünde duran tezgâhlar ve onlardan alışveriş eden yoğun kalabalığı yararak yolumda ilerlerken, gözüm bir ara tezgâhların arasında geçip, giden siyahî insanlara doğru takılı kaldı. Turist olabileceklerine pek ihtimal vermedim. ‘Gördüğüm her sakallı, dedem olur’ misali, hemen futbolcu veya basketbolcu olabilecekleri aklıma geldi. Ve muhtemelen de buraya, kendilerine milyon dolarlar, euro’lar harcayacak büyük bir takımın formasını giymenin hayaliyle gelmişlerdi. Futbol piyasasında harcanan büyük paralar ve gerçekleştirilen yıldız oyuncu transferleri, sanki İstanbul varoşlarına yeni bir Harlem inşa ediyor.

Milliyet, 08.10.2010

 
Toplam blog
: 266
: 1321
Kayıt tarihi
: 22.06.06
 
 

1982 yılında İstanbul'da doğdum. Açık Öğretim Fakültesi İşletme Lisans eğitimimi 2005 yılında tam..