Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Uzman Psikolojik Danışman Gizem KOLÇAK

http://blog.milliyet.com.tr/uzmpskdangizemkolcak

27 Ekim '19

 
Kategori
Psikoloji
 

Nasıl Korurum İçimdeki Çocuğu

KIRILGAN

Kırılgan bir çocuğum ben 
Yüreğim cam kırığı 
Bütün duygulardan önce 
Öğrendim ayrılığı 
Saldırgan diyorlar bana 
Oysa kırılganım ben 
Gözyaşlarım mücevher 
Saklıyorum herkesten 
Ürküyorlar gözümdeki ateşten 
Ürküyorlar dilimdeki zehirden 
Ürküyorlar o dur durak bilmeyen gözükara cesaretimden 
Diyorlar: Bir yanı sarp bir uçurum, 
Bir yanı çılgın dağ doruğu. 
Oysa böyle yapmasam ben 
Nasıl korurum içimdeki çocuğu? 
Bir yanım çılgın nar ağacı 
Bir yanım buz sarayı.

Murathan Mungan

Nasıl korurum içimdeki çocuğu?” Kaçınılmaz ki zor duygular herkesin hayatının bir parçası. Duygularımızla elimizden geldiğince en iyi şekilde baş etmemiz gerekir, kaçmaya çalışmak beklenmedik sorunlar yaratabilir. Arabanızın beklenmedik bir anda bozulmasının yarattığı hüsran türünden zor duygular, kendiliğinden kaybolup gidebilirler. Bir araba kazasında yaşadığınız korku gibi diğer bazıları ise sizi asla terk etmeyebilirler. Huzura sadece bu duygulara taze bir bakış açısıyla baktığımızda ve bu duygularla olan ilişkilerimizde değişiklikler yaptığımızda erişebiliriz diyor Christopher K. Germer ve ekliyor duygular biraz beden, biraz da zihindir: Beden nasıl düşündüğümüzü etkiler ve düşünmek de bedenimizi…

“Yüreğim cam kırığı” Bedenine karşı yumuşak, sevgi dolu bir yaklaşım içinde olmak ise farkındalığa atılmış ilk adım gibidir.  Yumuşama, izin verme, sevme, bırakma, akışta olma bu kavramları zihnine, bedenine ve  hayatına almayı dene. 

Bir yanı sarp bir uçurum, Bir yanı çılgın dağ doruğu.” Duyguların için uygun sözcükleri bulmayı dene. Beyin üzerine yapılan araştırmalar, duyguları ifade etmek için sözcükler bulmanın, beynin stres tepkisi veren bölümünü devre dışı bıraktığını göstermiştir. İşte farkındalık meditasyonlarının tam olarak yaptığı şey bu. 

Acı çekmenin doğasını açık bir şekilde görebilme becerisidir, acının doğasını anlamaktır şefkat. Güçlü durabilmek ve ben bu acının bir parçasıyım diyebilmektir ve her şey gibi “öz” de başlar. Germer’a göre şefkatli olma deneyimi, duygusal rahatsızlığa karşı direnme eğiliminden vazgeçmektir. Bir kişiyi, acıyı, veya acıya olan kendi tepkilerimizi kabul etmektir. İşler iyi gitmediğinde kendimizi kendimizi yargılamak ve acımasız olmak gibi bir alışkanlığımız vardır. Ancak öz şefkatli olan birisi  bu güçlüklere ve engellere katı eleştirilerle değil, anlayışla yaklaşır. Yaptığı şey bu acıları ve engelleri görmezden gelmek değildir. Tutumu farklılaşır, iyileştirir… 

“Gözyaşlarım mücevher, Saklıyorum herkesten” Tadını çıkarmak terimi ile başlayalım: “kişinin hayatındaki olumlu deneyimlerle ilgilenme, onlar için müteşekkir olma ve onları misliyle arttırma yeteneği”ne sahip olanların ruh halini anlatmak için kullanılan bir terimdir. Evet bu keyifli eylem bir tür öz şefkattir. Sana yapılan bir iltifatın tadını çıkarıyor musun?Son zamanlarda lezzetli bir şeyler yerken tadını çıkarmak için gözlerini kapatıp yavaşça çiğnedin mi? Belirli kişilere karşı duyduğun sevginin keyfini sohbet aralarında çıkarabiliyor musun? Taze sonbahar havasını derin bir nefesle içine çekmeye eğilimli misin? Mutlu olduğunda yüksek sesle kahkaha atar mısın? Elde edilen bir başarı nedeniyle hakkını vererek gurur duymakta bir mahsur var mıdır? Neden olsun? Saklanma.

“Kırılgan bir çocuğum ben” İçimizdeki çocuk kavramı ile devam edelim: öz şefkat algımız erken çocukluk deneyimlerimizle tabi ki ilişkili. Aslında kendimizle olan ilişkimiz kısmen ebeveynlerimizin/bakım veren kişinin bize nasıl davranmış olduğuna bağlıdır. Psikolojinin en popüler kuramlarından olan “Bağlanma Kuramı” hayatın şifresini çözmüşçesine sorularımızı yanıtlamaya devam ediyor. Küçükken bize bakan ve önem veren kişilerin imgelerini içselleştiriyoruz. İçindeki çocuğa bir de bu gözle yaklaş. 

Denemeye ne dersin: Doğa Meditasyonu Doğa herkesin yüreğine dokunup ısıtabilen, gülümsetebilen, şifa olabilen bir diğer yandan da sürekli olarak ölüm, kuraklık, çetin şartları ile acımasız olabilen bir insan psikolojisi metaforu gibi gelmiştir bana. Her şeyin geçiciliğini çok iyi yansıtır bir diğer yandan da. Evet çok iyi bir öğretmendir ama. Biraz yürüyüş, biraz deniz kenarı, biraz kafanı kaldırıp sonsuzluğa uzanan ağaçları seyret, çıplak ayakla bas toprağa, çimene… Sadece temas et ve hisset. Ol. 

Sevgiyle…

Psk.Dan. Gizem Kolçak 

@pskdangizemkolcak @gizemkolcak

 
Toplam blog
: 59
: 91
Kayıt tarihi
: 21.06.17
 
 

  Uzm.Psk.Dan.Gizem Kolçak, lisans ve yüksek lisans eğitimini Yeditepe Üniversitesi Psikoloji..