Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ağustos '10

 
Kategori
Güncel
 

Ne evet, ne hayır boykot!

Ne evet, ne hayır boykot!
 

Evet ya da hayır demeyecek olan sözü olmayandır.

Bu ülkede kritik bir aşamadan daha geçmekteyiz ve bir kısım dostlar boykottan, taraf olmamaktan bahsediyorlar.

Evet ya da hayır diyenlere eşit mesafede kalarak var olmaya çalışıyorlar. Biraz mızıkçı bir halleri var..

Alevera dalavera kürt mehmet nöbete hikayesi.. Kaç yıldır bu ülkede ve dünya da ne oluyor sorusunun cevabını okuyamamaktan ileri gelen bir tavırsızlık.

Kendi adıma evet ama yetmez derken, değişime yönelik; demokrasiyi istemek yönünde bir tavır aldığımı düşünüyorum.

Somut basit düzenlemeler daha ileri süreçlerin zorlanmasına aracılık edebilir.

Yarın boykotun sorumsuzluğundan değil, evet ama yetmez demenin yüklediği sorumluluk taşıyacak daha ileri demokratik istemleri. Sol olanın en güncel yaklaşımlarından birisi de bu tavır olacak.

Çünkü; çok kültürlü bir toplumsal zeminde herkes için iyi olanı aramak zorundayız ve bu sürecin sonu yok; olabilecek farklılıkları dahi öngörmek zorundadır; “Demokrat”

Sadece ne darbeciyiz ne şeriatçı kolaycılığının bir başka versiyonu ortaya koyduğunuz tavır, bu hakiki solculuk değil, sorunu seyretmek; siyasetsizlik benim açımdan.

Sorunun çözümünde elini taşın altına sokmayanlar sorunun parçasıdır.

Boykotçuların temel paragrafı şu: “Yeni ve demokratik bir anayasa istediğimiz için bu oyunda yer almayacağımızı, seslerimizin, taleplerimizin ‘evet’ ya da ‘hayır’ oyları arasında kaybolmasına, silinmesine izin vermeyeceğimizi, referandum sandığına gitmeyeceğimizi kamuoyuna bildiriyoruz.”

Düşüncemizin gücü ile çözümün bir parçası olarak var olabiliriz. Boykot tavrı bağıra bağıra şimdiden kayboluyor.

Bir karar verin anayasanın aynı kalmasından yana mısınız yetersiz de olsa biraz demokratikleşmesinden mi?

Ak parti zihniyetinin ‘demokratikleşmeden yana olamayacağını varsaysak bile bu onların sorunu.. Çünkü yapılacak değişikliklerle ilgili tavrımızı değiştirilecek içerik belirlemeli.

‘Sadece biz demokratikleşme konusunda kararlıyız, samimiyiz bizim getirdiğimiz değişiklik esas alınmalı’ anlamına gelebilecek bir tutumu geçmişte çok eleştirdik, ayrıca başımıza ne geldi ise de bu tekkecilikten geldi..

Anayasa değişikliği talebinin Ak partiden gelmesi onun dayatması olması eleştirisi ise bir başka kaçamak yaklaşım. Katılımcı mekanizmalar oluşturularak daha uzun bir yoldan toplumun katılımının sağlanması denenebilirdi, elbette bu bi yandan da Ak partinin ciddi demokrat olduğunu varsaymak anlamına geliyor. . Ancak yine de mecliste muhalefetin istediği değişiklikler yapıldı ve ayrıntılı bir tartışma yaşandı. Bu rejimde özlenen böylesi doğrudan katılımcı süreçlerin öne sürülmesi ne kadar gerçekçi..

Bir diğer eleştiri ise referandumun yeni anayasa tartışmalarını sönümlendireceği ve var olan anayasayı sağlamlaştıracağı.. En azından şu anda toplumun değişik kesimleri anayasa konusunda bilgi sahibi oluyor.

Bu değişiklikler neden 12 Eylül anayasasını sağlamlaştırsın?

Referanduma sunulan değişiklik doğrudan 12 Eylül’ün yönetim anlayışının özünü zihniyetini yaralayacak.

Evet derken; bu değişimin evrensel demokrasi anlayışına doğru hızla yol almasını istiyorum.

Ama derken hükümeti uyarıyorum.

Diğer yandan bu ülkede anayasa sadece darbelerle değil, benim tercihimle de yapılabilir bunu görmek istiyorum.

“Bizde varız” demenin daha etkili bir yolu var; “evet ama yetmez!”

 
Toplam blog
: 444
: 1284
Kayıt tarihi
: 13.09.07
 
 

MB zengin kültürel bir eksen; düşüncelerimizin buluştuğu, tartıştığımız, birbirimizi etkilediğimi..