Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ocak '13

 
Kategori
Felsefe
 

Ne kadar gaddar olursam o kadar kazanırım

Ne kadar gaddar olursam o kadar kazanırım
 

Hala daha küçücük hesaplar için bahane uyduranlar yalan konuşanlar nokta kadar çıkarları için virgül gibi eğilenler var toplumumuzda.

Hala daha 'ne kadar acımasız gaddar olursam o kadar kazanırım' mantığı önde gitmeye devam etmekte.

Hala daha kıskançlık, 'onda var ben de niye yok', 'bende yoksa onda da olmasın' gibi kişilik gelişiminden yoksun bireyler var ülkede.

Sadece ticari anlamda değil, her anlamda ve her alanda hala daha rakip gördüğü kişiyi gizli senaryolarla etkisiz hale getirme çabaları sürdüren insanlar mevcut günümüzde.

Bakın şöyle etrafınıza, yalan konuşmayan insana az rastladığınızı görürsünüz..

Yalan konuşmayan insanlar da yok değil elbette. Zira genelleme yapmak istediğimizde çıkan sonucun negatif yönde olduğu çok açık görülmektedir.

Doğru insanla karşılaştığımız zaman da, 'neslin son örneği' yakıştırmasını yapmadan da geçemeyiz..

Farkındaysanız 'hala' sözcüğünü çok kullandım..

Evet, ne yazık ki hala toplumumuzun büyük çoğunluğu bazı gerçeklerin farkındalığını algılayamamakta, doğruları, değişimleri değerllendirememekte ve yaşamın sadece ülke sınırları dahilinden ibaret olduğunu düşünmekte ve kendini global dinamizmin dışına itmektedir.

Hal böyle olunca da global değişim sürecinin ülkeye yansımalarını da değerlendirememiş oluyor.

Değişmeyen'in sadece değişimin kendisi olduğunu hepimiz biliyoruz..

Evrenin kendi içinde düzeni sebebi ile canlı hatta cansız varlıkların değişimi söz konusudur biliyorsunuz.

Evrendeki değişimleri en sade vatandaş bile algılayabilmekte ancak nasıl bi algıysa veya nasıl bi algılayamamaksa, ekonomideki değişimleri algılayamıyoruz çoğumuz.

Global ekonomi rüzgarı ile birlikte otuz yıl devam eden serbest piyasa ekonomisi programı, içinde bir çok evreler yaşamış ve devamlılığı süreci içinde değişimlerin yaşayacağını da öngörmek pek de zor olmasa gerek diye düşünüyorum..

Otuz yıl içinde üç önemli ekonomik kriz yaşandı ülkemizde..

Bu yaşanmışlıkların ekonomi modelinin kendi içindeki yansımaları olduğunun alltını çizelim bi kere.

Piyasa ekonomisine hazırlıksız yakalanan toplum ve dolayısı ile bireyler ne yapacağını şaşırmış, -amiyane tabirle- meta manyağı olmuş, kazananlar kazançlarına kazanç katmış, bir çok değerler yitirilmiş (kapitalizm'in doğal gelişimi nedeniyle).

Demem şu ki; ülkede yaşanan üç ekonomi krizin her birinde bireylerin metaya ve insani değerlere bakışı değişmesi gerekirken hala bir takım değişimlerin farkındalığını göremeyenler algılayamayanlar var..

Toplumun bir bölümü üç kriz gelişimi ile birlikte bazı güzellikleri yaşamıyor değil. Eski değerlere dönüş yapmak isteyen, dönüş yapan bireylere rastlayabiliyoruz.

Öncelikle daha önce yitirilmiş çekirdek aile kuramına önem verenleri görebildiğimiz gibi kaybedilen paylaşım duygularını tekrar yaşamaya çalışanları da gözlemleyebiliyoruz..

Elbetteki geçmiş yıllardaki şartlara geri dönüş değil, bugünün düzlemi içinde eski değerleri tekrar kazanmaktır doğru olan.

Toplumumuz bireycilikten uzak paylaşımcı ruhunu her ekonomi koşullarda yaşatacağına inanıyorum.

Yazımın girişinde bahsetmiş olduğum insan modelleri de değişecek süreç geçtikçe.

 
Toplam blog
: 2327
: 450
Kayıt tarihi
: 03.07.07
 
 

25.05.1960 doğumlu. Üniversite terk. Müzik, seyahat ve tiyatro sever. Antalya Devlet Tiyatrosu'nd..