Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ağustos '13

 
Kategori
Futbol
 

Ne olacak bu Fenerbahçe’nin hali?

Ne olacak bu Fenerbahçe’nin hali?
 

Nasıl başlarsa öyle gider.

Böyle düşünenler, baştan “teslim bayrağı”nı çekmişlerdir. Onlara göre, bundan sonra yapılacak yoktur. İşi oluruna bırakacaksın, gittiği yere kadar gidecek. İş, beklenenin aksine, rayına oturursa, ne iyi...

Yoksa?

Bu, bir “kaderci tavır” değil de nedir?

Futbol da, bu “yaklaşım”dan kurtulamaz. Hazırlık maçlarındaki görüntü, hep öyle sürecekmiş gibi algılanır. Diyelim, Spor Toto Süper Lig’in kaderi, kimilerince daha baştan çizilir!..

Hele, “Büyükler” için, bir de Avrupa yolunda “tökezleme” olursa... Bir sorumlu aranır; bulunur da... Genelde de “kurumsal kimliği” taşıyan kişi ya da teknik adam, “hedef tahtası”ndadır artık.

Avrupa yolu zordur; gruplara gidecek yollar taşlıdır. Ayağın takılmaya görsün bir, kapaklandı mı yere, belini doğrultamazsın bir daha...

Ya Spor Toto Süper Lig?

İlk maçlarda fırtına gibi esen takımlara gelen ilk övgüler, sonradan nasıl da çöpe gidiyor. O övgüleri yapanlar, sezona birkaç maç sonra bitiyor gözüyle bakanlar, geçmişi ne de çabuk unuturlar!..

“Bir atımlık barut” bitince, fırtına gibi esen o takımların nasıl gerilere düştüğü; düşenlerden “küçük”lerin “küme”ye döndükleri az mı oldu?

Dememiz odur ki, nasıl başlarsa öyle gider, bir “umutsuzluk” belirtisinden başka bir şey değil!..

Kuşkusuz, “umutlu” olmak iyi de, umut bağlananın “gerçek gücü”nü hesaba katmamak, rakipleri küçümsemek, yanılmayı da birlikte getirir.

*****

Başlıktaki soru, ne olacak bu Fenerbahçe’nin hali, size de soruluyordur. Aslında en zor soru, yanıtı bilinen ya da öyle sanılan soruyu sormaktır. Kişi ister ki, bildiği o yanıt, karşıdan da gelsin. Gelsin ki, ne denli doğru düşündüğü, saptamalar yaptığına kendisi de inansın.

Ya da düşündüğünün tersi, “olumlu” yanıt olarak kendine dönerse, bunun  doyulmaz keyfi bir başkadır!..

Sahi, ne olacak bu Fenerbahçe’nin hali?

Aykut Kocaman gitti, “Bekleyen Adam” Ersun Yanal geldi.

Her başlayış gibi, her gelen de bir “umut”tur. Bazen gelen, gideni aratır. Zaten bir “şey”in ne olduğu, tek başına bir anlam ifade etmez. Karşılaştırma, farkı ortaya koyar. Bir bakmışsın, o beğenmediğin, beğenilmeyi gerçekten hak etmiştir.

*****

Ne olacak bu Fenerbahçe’nin hali?

Maç bitmeden tribünleri boşaltanlar, bir başka maçta, maç öncesi yine futbolcularını alkışlayacak, destekleyecektir.

Sonrası, alkış mı gelir ıslık mı, futbolculara düşüyor.

Fenerbahçe niye tekliyor?

Futbolcu, “isabetli pas” yapmış diyelim, ama nasıl? Almış pası, ya kaleciye ya da yanındaki arkadaşına vermiş; sayısal veriler de “olumlu”...

Çoğu tehlike yaratan bu “pas”lar, Fenerbahçe’de çoktandır bir “hastalık”...

Hele sonradan oyuna girenler, çıkanı aratıyorsa, sonra da niye oynadı/ oynamadı “muhabbet”i yapmanın bir anlamı olmuyor.

Asıl eksik olan ne?

Mücadele...

Taraftarın beklediği, bulamadığı ve tepkilerin kaynağı da bu...

Fenerbahçe’de “orta saha”da adam çok, ama oynayan yok!... Oynayanlar da, topu düşünmeden olmadık yere atınca, tehlikeli alanlarda çalım sevdasıyla ya da güçsüzlük nedeniyle topu kaptırınca, yük bir kişinin üstüne binince, ipler kopuyor. Yardımlaşma unutulmuş gitmiş.

Çözüm mü?

Bilenler söylüyor; bize sıra gelmez!

Son söz:

Fenerbahçe’de kafa karışıklığı, futbolda kötü gidiş ancak, önce CAS, sonra Yargıtay’dan çıkacak olumlu kararlarla giderilebilir.

 

http://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..