Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Aralık '08

 
Kategori
Bayramlar
 

Neden çocukluğumuzda ki bayramlar en güzelidir?

Neden çocukluğumuzda ki bayramlar en güzelidir?
 

Bayram denince hep çocukluğumuza dönüyoruz nedense.
Çocuk iken mi bayramların tadını daha iyimi alıyoruz acaba? Eski bayramları özlemle anıyoruz iç çekerek.

Çocuklarımıza anlatıyoruz "ben çocuk iken bayramlar" diyerek başlıyoruz söze.
Gözler dalıyor uzaklara dar bütçeleri ile pazardan alınan gıcır gıcır ayakkabıları, annemizin diktiği elbiseleri elceğizi ile yaptığı bayram tatlılarını, şekerleri ve toplayacağımız bayram hasılatını düşünerek ne heyecanlanırdık biz.

Bayram sabahları erkenden kalkardık, bitmeyen ev işleri, terzi olan annemin dikişlerinin son ütüleri, kapının önünü bir kova su ile yıkama, bayram namazı için camiye giden baba ve kardeşin gelmeden tüm işlerini halledip, ellerinde çıtır çıtır sıcacık simitlerle eve gelişini keyifle beklemeği özledim ben.
Ellerinde seccade ya da kilimlerle camiye giden büyüklerin bazıları dönüşlerinde ya terlik ya da takunya ile de döndüklerini gördük. Babam hep eski pabucunu giyerdi çünkü oda bir gün terliklerle dönmüştü eve. Ne çok gülmüştük babam öfkeden köpürür iken.

Yine bir bayram namazına erkek kardeşimle giden babamın evin kedisinin kardeşimin ceketine kakasını yaptığını sabahın o karanlığında fark etmeyip camide rüku ya vardıkça burunlarına gelen o kötü kokuyu namaz kılan vatandaşların yaptığını düşünüp günahlarını aldığı gelir hep aklıma. Biz güldükçe babam ne çok kızmıştı bize.

Radyolar ya da televizyon da TRT ‘nin tek olduğu zamanlar da mutlak sabah oyun havaları çalardı. Hiç değişmezdi bu. Sanki şu an bile o keyifli tınılar kulağım da.
Adeta o günleri yaşıyorum o ailemin en kalabalık olduğu şekerleri annemin bizim bitirmemizden endişe duyarak sakladığı, evimizin pırıl pırıl olduğu, tüm babaların evde olduğu, keyifle bol domatesli ve biberli kıymalı kavurma ile kahvaltı edilip aile büyüklerine gitmek için hep birlikte dışarı çıktığı, erkeklerin traşlı en yeni ya da en temiz giysileri ile AİLE olarak eşlerini kollarına takıp çocukları ile bayram ziyaretine gittiği, annemin aldığı fındıklı akide şekerlerini, ender de olsa Hacı babadan alınan şöbiyet tatlısını ve annemi babamı ve kardeşlerimle yaşadığım o güzel bayram günlerini özledim.

Birinci gün biterdi aldığı şekerler annemin. Şimdi bakıyorum şekerliğe de geçen bayramdan kalan şekerleri daha iki bayram geçirtir. Nerede eski konuklar, komşular, yakınlarımız. Hepimiz gurbetlerde eski bayramları düşünerek az da olsa ısıtıyoruz gönlümüzü.

Bayram nedir?

Unuttuğumuz ihmal ettiğimiz yakınlarımızla hasret giderme, dünya telaşına dalarak unuttuğumuz tüm bu güzellikleri hep birlikte kimimiz tatil olarak kimimiz yakınlarımızla buluşarak anneler babalar evlat yolu gözleyerek onlar gelecek diye dolmalar sarmalar börekler yaparak “ah oğlum ah kızım ıspanaklı böreği de pek sever “ diyerek yaşam enerjisini şarj ederek kapının zilini bekler umutla. Çalan telefon umudun bir daha ki bayrama bırakır o sevinci. Açar telefonu kızı ya da oğlu “bayramın kutlu olsun anne biz gelemiyoruz kusura bakma, fırsat bu fırsattır diyerek filanca tatil köyüne gidiyoruz” diyecektir.

Çocuklarımıza ilerde keyifle anımsayacakları bayramlar bırakmak gerek.

Fındıklı akide şekeri ve anne tatlısı bayram harçlığını tertemiz giysili sevdiklerimiz ve mahsun kuyunlar kuzular…

Barış Manço’ nun o güzel bayram şarkısı finalim olsun, daha yapılacak çookkk işim var.

Bugün bayram

Erken kalkın çocuklar

Giyelim en güzel giysileri

Elimizde taze kır çiçekleri

Üzmeyelim bugün annemizi

Evet telefonun değil kapının zilini çalalım olur mu?





 
Toplam blog
: 292
: 1094
Kayıt tarihi
: 08.03.07
 
 

Yazmaktan hoşlanan... Kelimeleri renklendiren bir sihirbazım ben.. Bodrum'da yaşamaktayım.. Sev..