Nefes Almak Yetmez

Ne zaman, nerede doğacağımıza, kimin çocuğu olacağımıza, ırkımıza, cinsiyetimize, zengin ya da fakir olacağımıza biz karar veremeyiz. Ancak içinde bulunduğumuz şartların en iyisini, en güzelini ve en mutlusunu yaşamak için çaba sarfetebiliriz.

Bazen düşünürüm, çok zengin, çok sosyal, herşeyi olan insanların bir psikolog taburuyla gezmeleri için sebep nedir? Neredeyse hiç gülmezler. Hep sıkıntıları vardır. Astrologları vardır her seansına (otuz dakika) servet ödedikleri. Günlük yaşamlarını Astrologlarının reçetesine göre yaşarlar. Tuvalete gitmeleri dahil.

Kimileri askıda ekmek almak için utanarak girerken fırına, bir kahve de askıdan içerken duyduğu mahçupluğu, koca koca fırın sahipleri, kahve zinciri patronları, birazcık gülebilmek için onun bunun kendilerini kandırmalarına izin verirler. Başkalarının hayal bile edemeyeceği yaşantıda, hep mutsuz, hiç gülmeden hayatlarının her gününü  boşa harcarlar nedense.

Bütün bunların yanında,her zaman mutlu, her zaman gülen ve eğlenen, en kötü kavga anında bir darbuka sesiyle bir anda kahkahalarıyla oynamaya başlayan roman kardeşlerimizi düşününce pes diyorum. Akşama kadar çöp kutularından çıkanları toplayarak, sırtlarında taşıyan bu insanların, gecekonduya bile  benzemeyen toplu yaşam yerlerinde, her zaman mutluluk, her zaman gülme var. Belki karınları aç yatıyorlar, çoğu insan olmayan insanlar tarafından itile kakıla yaşıyorlar, okula bile gidemiyorlar belki ama mutlular ve gülerek her günlerini dolu dolu yaşıyorlar.

Çok pahalı olmadığını anladığımız gülmeyi neden unutuyoruz? Çok mu zor gülmek? Güncel yaşamımızda bulunduğumuz zamanın getirdiği gerginliğe rağmen, hiç mi iyi bir şey olmuyor hayatta? Nefes almıyor muyuz, ailemizle,yakınımızla,komşumuzla. Bir lokma da olsa karnımız doymuyor mu? Hiç mi güzel şey yaşamıyoruz? Umudumuz da mı yok hayattan.

Yaşam olan her yerde umut, umudun olduğu her yerde huzur, huzurun olduğu her yerde mutluluk vardır. Mutluluğun olduğu her yerde de gülümseme.

Öyleyse günlerimizi boşa harcamayalım. Gülümseyelim geleceğe.