Nefret Kartları

Nefret Kartları

Sana Bir Kart Atarsam!

Bu kartlar ise fazlasıyla acımasız, kaba şiirler ve çizimlerle doluymuş.

Tarihte nefret kartları varmış.

Düşünün lütfen, birinden nefret ediyorsunuz lakin yüzüne söyleyemiyorsunuz. Ne yapıyorsunuz? Hemen Nefret Kartı alıyorsunuz, acımasız şeyler yazıyorsunuz?

Sen şöylesin, böylesin, bunu da yaptın, şunu şöyle söyledin gibi.

Ya da şiir yazıyorsunuz. Hani bildiğiniz şiir.

Lakin şiir denilince aklınıza romantik, sevgi dolu sözlerle bezeli dizeler gelmesin.

Bu şiirler bir hayli kaba olarak yazılıyormuş. Sadece kelimeler biraz daha düzenli, şiir edasında ama aslında hakaretlerle dolu.

Bunların haricinde bu Nefret Kartlarına çizimlerde yapıyormuşsunuz. Çizin çizebildiğiniz kadar. En kötü halleri, şekilleri çiziyorsunuz. Alanın vay haline.

Bu uygulama ne zaman yapılıyormuş derseniz.

Viktorya döneminde yapılıyormuş.

Her dönemin kendine göre güzelliği var.

Buna güzellik diyebilirsek eğer.

Bence bu da bir buluş.

Sadece merak ettiğim, yüzüne söyleyemediğini Nefret Kartına yazıp gönderdikten sonraki karşılaşmada hiç kart yazılmamış, okunmamış gibi mi davranıyorlarmış birbirlerine. Ya da küsüyorlar mıymış?

Şimdilerde olsa.

Of Aman Allah’ım. Sen nasıl yazarsın, sen kimsin. En çok güldüğüm;

“Sen benim kim olduğumu biliyor musun?”

Cevap veriyorum.

“Yok. Bilmiyorum. Kimsin?”

Nazan Şara Şatana Araştırmaları…