Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mart '13

 
Kategori
Aile
 

Nereye gidiyoruz

Farkında mısınız bilmem, toplum olarak vurdumduymaz, tepkisiz, her şeyi kabul eden bireyler olup çıktık. Duygularımız, hayatın çarkında, zamana yenik düştü. Bana değmeyen yılan, bin yıl yaşasın, hikâyesi yer aldı hayatımızda. Bin yılın içinde, bir tek kişiye değmeyen bir yılan varmıdır sizce? Bin yılın içindeki, bir gününde, bizim için olacağını düşün müyoruz herhalde.

Sadece başımıza gelince, her şeyi bir anda anlar, hatta hatip kesiliriz. Aklımızda tek konuyla dolaşırız uzun süre. Bu, sadece başımıza geldiği için bizi ilgilendirir. Başkasına olunca hikâye kıvamında dinler geçeriz.

Vurdumduymazlığımızı düşününce, bunun nedenini çocukluk yıllarımızda aramadan geçemedim. Uzmanlar, davranışlardaki birçok sorunun, çocukluk yıllarından gelen alışkanlıklara bağlı olduğunu söylüyorlar. Bizde, bu bilginin ışığında yola çıkarsak eğer, şöyle gerilere bir gidelim. Alfabeyi, öğrendiğimiz yıllara dönecek olursak,”Baba bana top al.”Anne bana bebek al, öğrendiğimiz ilk kelimeler, bunlar olmadımı? Kardeşime değil, sadece bana al.

Bencillik, minicik beyinlerimize bu şekilde yerleştirildi. Ben ön planda oluyor. Baba, anne kardeşime de al, paylaşım olmuyor mu sizce?

Sadece, kendi öneminde ve kendi bilincinde, büyüyen çocuk, kendini geliştirip varlığını ispatlayamamışsa, sadece kendini önemseyerek büyüyor. Kendinle ilgili olmayan şeylerde, onun için hiçbir önem taşımıyor.

Geçmişi hatırladığımda, bir cinayet haberi insanları günlerce konuştururdu. Hep birlikte üzülür, çözüm üretmeye çalışırdık. Şimdi, hemen her gün sanki normal haber gibi duyduğumuz cinayetlere, hangimiz tepki veriyoruz? Sanki hayatımızın bir parçasıymış gibi cinayetleri, haber kıvamında dinleyip geçiyoruz. Başkasının başına gelen bu olayların bir gün bizimde başımıza gelebileceğini, aklımızdan bile geçirmiyoruz.

Duyarlı olmanın hazzını, yeniden yaşamak için, şöyle etrafımıza bakmamız yeterli olacaktır. Başkasının başına gelen olayların, bir gün bizim olmasada, yakınlarımızın başına gelebileceğini düşünmemiz, bize duyarlı olabilmek yolunda ışık olacaktır. Etrafımızda olan olaylara duyarlı olursak, en azından çocuklarımıza da örnek teşkil etmiş oluruz. Geleceğin genç kuşakları, hayata daha duyarlı daha anlamlı bakmayı öğrenmiş olacaklar böylece.

Bu ülke bizim, burada yaşayan insanlar bizim insanımız, her ağlayan göz bizim gözümüz, isyan eden her ses bizim sesimiz, hayata tutunmaya çalışan bu insanlar bizim insanımız. Kederiyle, sevinciyle yaşanan her olay bizim. Güleniyle, ağlayanıyla bu insanlar bizim. Bizim olarak baktığımızda her olay, paylaşmanın hazzını, tek yürek olmanın gücünü bize yaşatacaktır.

 
Toplam blog
: 47
: 402
Kayıt tarihi
: 06.11.12
 
 

İzmir'de doğdum.  Adana!da yaşıyorum. Evli ve iki çocuk annesiyim. Uzun zaman bir gazetede köşe y..