Neşet Abdal'ın verdiği son ders

Dün bütün gün malum sosyal medya sitelerinde hiç yorum yapmadım, paylaşımda bulunmadım, izledim yalnızca neler olup biteceğini. Sosyal medyanın sanallığında harcanacak mı? Yoksa üzerinden edebiyat mı yapılacak diye?

Oysa ki hiç öyle olmadı; hatta, hayattayken kıymetini bildiniz mi sanki polemiğine bile luzum bırakmayan ve "Mahzuni'miz" gittiği vakit karşılaştığım samimiyeti birkez daha Neşet Ertaş "yorulup gittiğinde" gördüm.

Gördüm ve inandım ki; ozanlar gittiğinde hayat durur, siyaset bile kendini aşağılar yalnızca, çatal dillerinden dökülenler anlamsız olur sinsi çakalların, halk bir olur, tek yürek, tek vücut. Ne sağcısı kalır, ne solcusu, ne ateisti kalır, ne dincisi, ne entelektüeli kalır, ne lümpeni, ne cahili, ne rokcusu kalır ne popcusu acı çekmeyen, hüzünlenmeyen.

Ozanlar gittiği vakit; hayatın kendisi lal olur çünkü ozanlar tüm dünyanın peşinden koştuğu, uğruna dağları deldiği, çölleri aştığı, yeri geldiğinde onun için savaşlara tutuştuğu en yüce erdem, duygu ile dokunur tüm insanlığın yüreğine karşılıksız. AŞK ile. O yüzden ozanlar siyaset üstü, mezhep, din, dil, ırk üstü bir sevginin muhattabıdır.

İşte yine o yüzden ozanlar gitti mi, tüm yurt insanı sokaklara dökülür ve akıtır gözünden tomurcuğu tek vücut olup. Onlar toplumsal barışın yegane ilacı, tutkalıdır ve hayatlarını bu uğurda o kadar özveri ile harcamışlardır ki, cenaze törenleri bile halkın birlik, beraberlik içinde bir araya gelmesine vesile olur.

Boşuna değildir yani dövlet böyüklerinin bugün cenazeye iştirak etmeleri. Zira ozanlarla ters düşen her siyasetçi, her hükümet yok olmaya mahkumdur çünkü kimsenin gücü bu halkın Türklerini susturamaya yetmemiş, hiçbir zaman da kimsenin gücüTürklülerimizi susturamaya yetmeyecektir.

Mirasın bize emanet Neşet Abdal, gelecek nesillere bu geleneği senin Türkülerini, bozlaklarını diyerek bizler aktaracağız. Gittiğin yer belli senin ve tüm ozanların. Bize oralardan dua edin, sizsiz buna çok ihtiyacımız olacak.