Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Mayıs '13

 
Kategori
Güncel
 

Neyin savaşını yapıyorsunuz siz!

Neyin savaşını yapıyorsunuz siz!
 

Biz birleştirmek için geldik, ayırmak için değil. MEVLANA


Zaman zaman insanlığa dair bir şeylerin yavaş yavaş tüketilişine tanıklık ediyorum. Reyhanlı da yaşanan o büyük trajedi ve akliselim düşünemeyen hırçın bir kalabalık gibi.Benim nasıl olurda insanların kalbi bu denli kararır dediğim olaylardan biriydi hatayda yaşanan saldırı.

Kim yapmışsa yapmış, bu tarz terör olaylarını gerçekleştirenler kesinlikle insan olamaz! Her sabah olduğu gibi ekmeğini adeta taştan çıkarırcasına dükkanını açan bir baba, yoldan geçen bir anne, okula giden bir çocuk, ve patlayan bombalar. Neyin savaşını yapıyorsunuz siz?

Nedir paylaşamadığınız? İnsanların barış ve refah içerisinde yaşamayı bu denli zorlaştırmak istemelerini aklım almıyor doğrusu.Henüz Hatay saldırısı acımızı dindirememişken yapılan diğer insanlık suçu ise, bir başka ülkenin savaşından kaçmış suriyeli mültecilere yapılan eziyettir. Benim görüşümde siyasetimde insandır ve insan Tanrının yarattığı en kutsal varlıktır. Bu yüzdendir ki ne siyaseti ondan daha üstün kılarım nede başka türlü çıkarları.

Diyeceğim o ki savaşın bir başka masumlarını yaftalamak ve onları suçlu ilan etmek ise insanlığın bir başka ayıbıdır. Zalim Esad'ın zulmünden kaçıp Türkiyeye sığınan o insanlar her ne olursa olsun bu kadar hoşgörüsüzlüğü hak etmiyorlar. Sosyal paylaşım sitelerinde görmekteyim, gerek hükümetin hedef alınması gerekse mültecileri bu sınıflandırmalara sokmak gerçektende akıllıca bir yaklaşım değildir. Oysaki birlik olmalı insanlar, nefret ve çirkef dolu sözler akıtmak yerine, tek bir gülümsemenin bile binlerce yaraya merhem olacağını bilmiş olması gerekirdi şu zamana kadar insanlığın.

Güçlü Türkiyemin güçlü kurucusu Gazi Mustafa Kemal şayet bu manzarayı görmüş olsaydı eminim insanların merhametlerini sorguya çekerdi. Kendinizi kontrol edin,insanları sağduyulu davranmaya teşvik edin, sorunları karalama kampanyalarıyla değilde diyalogla çözmeye çalışın, yanlış giden illaki birşeyler olacaktır bunu diyalagla çözün. Öyleyse ülkenin ve milletin çıkarlarını korumak için uğraşın, düşman sevindirmeyin. Ezbere bildiğiniz herşeyden artık feragat edin. Bizzat öğrenin, sorgulayın, ama bunu çirkinleşerek değil, çünkü bilirimki çirkinleşerek hareket edenler yerinde saymaya mahkumdurlar onlar bir arpa boyuda yol alamazlar üstelik. Yayın yasağına gelince bir şeyleri renkli tv camındandan görmeye gerek yok, bir şeyler yasaklanıyor dahi olsa insanların kalpleri o acılarıda o fırtınalarıda pekala hissedebilirler. Yayın yasağını iki türlü buluyorum, doğru ve yanlış olmak üzere ayrılıyor bunlar.

Doğru buldum çünkü gördüğümüz manzaralar insanlığın yaptığı katliama adeta an be an tanık olmaktı. Zaman zaman bunun etkisinde kalmışlığımızda elbetteki olmuştur. Bu bizi güçlü kılmaz, bu bizi bitik kılar. Sağduyumuz devre dışı kalır bu durumda sağlıklı düşünemeyiz.Düşman arar ve bir onlar kadarda kalplerimizinde katılaşmasına şahitlik ederiz. İşte bu yüzden fazla detaycı olmaksızın ekranlara her görüntünün verilmemiş olmasını doğru buluyorum. Yanlış bulduğum tarafı
ise tek bir emirle bunca kanala hükmediliyor olması. Bu emri ister Başbakan versin ister bir başka kurum hiç farketmez bu gazeteciliği kelepçeleyerek hapse atmakla eşdeğerdir benim gözümde. Bunca zaman yapılan gazatecilik anlayışını yok saymaktır,küçümsemektir. Diliyorum ki şu saatten sonra savaş çanları çalmak yerine, ülkeyi bölmek,kaosa sürüklemek yerine, herşeyin yeniden düzeltilmesi için uğraşan bir insanlık bulabiliriz karşımızda. Ve diliyorumki dili,dini, rengi farketmeksizin her türlü insana benim insanımdır denilebilir...

Yazan-Edibe Toğaç...

 
Toplam blog
: 153
: 534
Kayıt tarihi
: 14.02.12
 
 

28.05.1988 Adana doğumluyum ve Adana'da yaşamaktayım! Yazar&Şair '' Başka türlü seviyorum ben seni'..