Neyzen Tevfik, Aşk ve Gülce

Aşk... Aşksız bir hayat olmadığı gibi, aşksız edebiyat ve güzel sanatlar, hele hele şiir de olamaz. Karacoğlan'ın aşkıyla müzik dünyamız kaç asırdır meşgul. Karacoğlan türküleri olmasa, bel ki de müzik piyasası iflas bayrağını çoktan çekmişti. Aşk, Yüce Yaradıcı' nın insanoğluna verdiği en güzel hediye...

Günümüz aşkları gelip geçici. Günümüz aşkları değişken toplum yapısına ve birey yapısına göre de şekillenmekte. Tüketici toplumun bireyleri, gelip geçici aşklarla, aşkı tüketmekte. Aşk oyuncak, aşk gündelik heves oldu gayri. Gayri, çöllere düşecek Mecnunlar yok. Küçümen bir rüzgârda toz olup giden ikili ilişkiler var. İhanetlerle, geçici tercihlerle şişirilmiş balon havası günümüz aşkı.

Kara sevda mı? O da ne ki?

Kara sevdayı ancak para sevdasında görmekte insanoğlu.

*
Gün olmuş, nasıl olmuşsa olmuş, Neyzen Tevfik, İstanbul gençlerinin arasına düşmüş.Gençler bir halka teşkil eder şekilde oturmuşlar ve birbirleriyle şakalaşmaktalar.

Maksatları Neyzen´i konuşturmak ve bu ünlü şairin başından geçmiş aşk öyküsü varsa onu öğrenmek.

Halkanın en başındaki delikanlı:

-´Arkadaşlar, bugün herkes başından geçen bir aşk öyküsünü anlatacak. Hiç saklamak ve saklanmak yok.Bugün itiraf günüdür. Ona göre! Şimdi ilk olarak ben anlatıyorum, hem de ilk aşk öykümü. Sırayla anlatacağız! Tamam mı? ´
Demiş.
Başlamış, başından geçen ilk aşkı anlatmaya...
Sonra, sıra ile diğer gençler de başlarından geçen aşk öykülerini anlatmaya başlamışlar. On-onbeş genç öyküsünü anlatmış.
Sıra Neyzen´e gelmiş.
Herkes pürdikkat tabii...
Neyzen, halkada bulunan gençleri şöyle bir süzdükten sonra;
-´Geçmedi! ´ demiş.
Bunun üzerine, halkanın başında konuyu açan genç;
-´Herkes başından geçen aşk öyküsünü anlatacak, ona göre! ´
Demiş.
Neyzen tekrarlamış:
-´Geçmedi! ´
Halkadan öyküsünü anlatan bir genç;
-´Geçmedi ha? ! Hem adın Neyzen olacak, hem de bu yaşta olacaksın, başından bir aşk öyküsü geçmiyecek. Amca, bırak allasen! Hele anlat! Kimbilir, bu yaşa gelinceye kadar senin başından kaç aşk öyküsü geçmiştir. Anlat da dinleyelim! ´
Neyzen;
-´Evlâdım size geçmedi dedim. Anlamadınız galiba. Geçmedi. Geçmedi işte! ´
Bir başka delikanlı;
-´Nasıl geçmedi? Nasıl geçmez? ´
Diye seslenmiş.
Neyzen;
-´Evlâ tlarım anlattıklarınıza göre sizlerin başından gelip geçmiş. Hem de bir kaç tane birden öyle değil mi? ´
Halkada ki gençin biri;
-´OOO Neyzen amca, mesela benden, dur bakiimm, galiba 5 tane geçti´
Bir başkası;
-´Benden 8 tane aşk geçti.´
Deyince Neyzen;
-´Evet, sizlerin başından gelip geçmiş. Hem de çok sayıda. Ama, benim başıma bir girdi, pir girdi, BUNCA YIL GEÇTİ DE O AŞK GEÇMEDİ, yaktı, yıktı, kül eyledi de Neyzen´ini, geçmedi işte! ´
Devam etmiş;
-´Aşk, sonsuzluktur. Aşk erimek, yok oluştur. Aşk yanmaktır. Ney olup inlemektir! Ney´in inleyişi hep aşktandır gençler.´

***
Aşkla bağlı olmak, aşkla sarılmak, aşk içinde yoğrulmak... Evet, vaz geçmemek, tutkunu, meftunu hattâ kölesi olmak. Onu ciddi olarak, baş köşede düşünmek. Vazgeçilmezlerin en başında tutmak...

Sanat ve edebiyatta da aşkın vaz geçilmezliği önemlidir.

Edebiyat , özellikle de şiir sancılar içinde. Bu sancıların kutlu bir doğuma dönüşmesi için, yeni çağın yeni EDEBİYAT AKIMI sloganı ile yola çıkan bizler, GÜLCE EDEBİYAT AKIMI' nı da evvelâ aşkın etrafında dokumaya başladık.

Neyzen Tevfik'in girip de hiç çıkmayan aşkı misali, şiirimizi tarihte hak ettiği noktaya yeniden çıkarma heyecan ve telaşı içerisindeyiz. Çabamız, gayretimiz bu yöndedir.

Aşkımız söz sultanı şiiredir. Mısraların gülüşünedir. Harflerin efsunkâr gözbebeklerinedir.

*
Evet Saygıdeğer Dostlarım;
(...ŞİİRE OLAN AŞKIMIZ 44 YILDIR DEVAM ETMEKTE, SON NEFESE KADAR DA DEVAM EDECEK İNŞALLAH...

GÜLCE EDEBİYAT AKIMI, ŞİİRİ CİDDİYE ALANLARIN-KARA SEVDA-AŞK TUTKUSU İLE ONA BAĞLI OLANLARIN AKIMIDIR...)

Şiir aşkıyla yanan, şiire sevdalı dostlarım;
Hepinize Antalya´ dan Toros yeşili ve Akdeniz mavisi gönderiyorum...

Mustafa CEYLAN