Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Haziran '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Nihavend günler

Bu aralar öyle ağdalı laflarım, iddialı hikayelerim yok.

Gitar, alkol, ve Kaleiçi’nden oluşan yazı coğrafyam sahnede çok kullandığımız deyimle ‘mantara bağladı’

Önce sizi sonra kendimi hiç baymadan bir iki hikaye anlatıp çekileyim efendim.

Bazı şeyler not aldım da ben:)

1)Biraz resmi sayılabilecek bir yerden gelen telefonla (İsmini biraz değiştireyim bari) ‘kültürler arası hadiseleri normal hadiseler gibi yaşatma vakfının’ kahvaltısında bizim naçizane ekibimiz Seringel tayfası fena sayılmayacak bi paraya bi ekstra iş almış oldu. (Evet durum budur)

Çoğunluğu Rus, Alman, Hollandalı kadınlardan oluşan konuklara bizim sıkmabaş teyzelerin eşlik ettiği tuhaf bi oluşuma ne tür bi müzik yapılır doğrusu başlarda biraz afalladık. Bizi sorup etmeden buraya yollayan değerli abimizi de teessüflerimizi en akşamdan kalma şehvetlerimizle içimizden ilettik.

Sonra ver ettik nihavendi, saldık gitti.

‘Oğlum bura Antalya’mı lan?’

‘Vay anasını satayım ne olmuş ortalık’

‘Harbiye marşını çalıp gidelim mi lan protesto hesabı?’

‘Lan oğlum ne Harbiyesi kirayı ödemem lazım bugün, efendi olun alıp paramızı basar gideriz burdan’

‘Oportünist ne demekti hafız?

...

Bir ara türbanlı hanımlardan birisi yanımıza gelip ‘Bu şarkıdan sonra dernek başkanımız Abdullah Aktepe’yi konuşma yapması için sahneye çağırabilir misiniz?’ diye sordu.

‘Tamam ablacım’ dedik nacizane.

O ara dernek başkanını adını da unutmuşum ben.

Şarkı bitti önümdeki mikrofonu kapattım ve yanımda keman çalan Kenan’a ‘Lan oğlum o badem bıyıklı herifin adı neydi be?’ diye sordum.

Kenan’ın da yaka mikrofonu açıkmış babacan.

Badem, bıyık, herif lafları tavanda asılı kalıverdi bi süre.

Bi anda ön masalardan birinden kıpkıpmızı suratla bi adam kalktı ki ben onu görür görmez Abdullah Aktepe olduğunu anladım. (Zekiyimdir ben!)

O soruyu soranın hangimiz olduğunu anlamaya çalışıyordu ki konukların kendisini alkışlamasıyla hadise kaynayıp gitti.

...

Bizim Seringel tayfası da işini bitirip eve doğru giderken adeta çok ses, çok vücuttu.

‘abi bugün itibarıyla Seringel tayfası benim için bitmiştir, beni karşı devrimcilere hizmet edecek noktaya getirdiniz’

‘Ya oğlum abartıyosun ne hizmeti, adamlar özellikle bizi istemişler, öyle olsa ilahici çağırırlardı’

‘Öyle tabi’

‘Lan demek ki bu ilahi işinde iyi para var, tevekkeli herifler ciplerden inmiyor’

‘Sarı çiçeğin çetelesini mi tutacaksın oğlum bu yaştan sonra’

‘Bitmiştir abi, grubumuz kirlenmiştir artık’

‘Ulan don bu mu, nedir ikide bir kirlenmiştir kirlenmiştir’
...

Sonra bir mahalle derneğinden aradılar ve Avni Anıl şarkılarından oluşan bi repertuarla bu akşam lokallerinde bi dinleti verip veremeyeceğimizi sordular.

‘Veririz’ diye kapattık telefonu.

Konu da böylece değişmiş oldu.

‘Ulan bu memlekette niye insanlar ölmeden kıymetleri anlaşılmaz’

‘Öyle deme hacı Avni Anıl sağlığında da sevilirdi’

‘Ben Ege Üniversitesinde görmüştüm onu’

‘Ölüm olsun da Avni Anıl gibi olsun. Herkesin yüreğine bi şarkı bırakıp gitti adam.’

Üzerine yıldızlar yağsın...

Sahiden de öyle oldu...

Okan ünver

 
Toplam blog
: 104
: 489
Kayıt tarihi
: 06.03.08
 
 

1978 doğumlu Antalyalı bir müzisyenim, devamını ben de bilmiyorum..