Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ocak '16

 
Kategori
Deneme
 

Nokta koyun bitsin

Nokta koyun bitsin
 

Her geçen gün azaldığına inandığım tek bir duygu var: Samimiyete olan güven. Ateşin altına odun atar gibi bu duyguyu besleyense bir tutam hasret. Yalanların içinden DOĞRUyu bulmaya, fitne çocukların oynadığı oyunlara kadar inmişken RİYASIZLIĞA, hadsizliğin sempatik olarak algılandığı bir dünyada SAYGIYA, iki öpücük niyetine tezgaha düşmeyen SEVGİYE, arkadan iş çevirmenin marifet sayılmadığı ZİHNİYETE, her lafın ardından bir kötü arayanlara inat hala İYİ NİYETLİ olan insana, ama İNSANA, fedakarlığı gören GÖZE, kalp kırmadan dillenmiş SÖZE, kendini bilen ÖZE, bütün yaşanmışlıkları bir yana attırmayacak olan ARKADAŞA, arkadaş dedikten sonra utandırmayana, hala UTANMA duygusunu unutmamış cana hasret... 
 
Can yakmayan AŞKA, şiddet sirkine dönmeyen ERKEKLİĞE, hafifliğin üzerine etiketlendirilmediği KADINLIĞA, unutulmamış AİLELERE, yapay hayatlara karşı TEPKİYE, o hayatları mahveden, bütün bir ömrün seyrini değiştiren o GURURUN TERKİNE, ama onursuzluğa da engel olan dozu kaçmamış GURURA, kimsenin kimseye sabrı kalmamışken hadi neyse diyebilene, her şeye rağmen HOŞGÖRÜlü davranabilene, birilerinin hayatlarına dokunan GÜLÜMSEMELERE, bayram sabahlarındaki ÇOCUKLUĞA, o çocukluğun en MASUM anlarına hasret... Yüreğiyle konuşana, yanıltmayan, yarı yolda bırakmayana, yapılan onca FEDAKARLIĞA kör olmayana, her defasında tiksinerek söylediğim "vefasızlara" karşı dik durana, sevgiyi, ilgiyi, anlayışı görünce ŞIMARMAYANA, parayı görünce SAPITMAYANA, insanları YORMAYANA, iktidarı bulunca hak gözetmeni unutmayan ADALETE, yıllarca tanıyıp da bir anda kim bu yabancı dedirtmeyene, menfaati için duyguları paspas yapmayana, iki kuruşluk heves için insan harcamayana, hala bir yerlerde başını yastığa koyunca VİCDAN muhasebesinde açık çıkarmaktan korkan o güzel yüreklere hasret.. 
 
İşte bir tutam hasret. Küçücük hacmine dünyaları sığdıran, yılların köprülerini yaktıran hasret. Hasreti dindirmeye bile hasretken bu engellerin hangisini kaldırmaya gücünüz yeter bilmiyorum. Olanlar karşısında bazen özünüz tükeniyor biliyorum. Nokta koymak zor geliyor, koydum sandığınız anda hemen bir çengelle virgüle dönüştürebiliyorsunuz her şeyi, farkındayım. 
 
Sahi, idare et, görmezden gel diye diye kaçıncı uzatmaları oynuyorsunuz? Aslında öyle yapmak istememiştir dediğiniz kaç anı biriktirdiniz hasretinizde? Hani yapmaz dediğiniz şeyler var ya, tam da öyle yapmak istediği için yapılmış şeyler, kandırmayın artık kendinizi. Çengellerle vakit kaybedip virgüllerinizi süslemeyi bırakın desem ayağı yere değmemiş bir söylem olacak belki ama siz noktalara karar vermişseniz, nerede duracağınızdan eminseniz, bir gayretle yapabiliyorsanız buyurun! 
Peki ben mi? 
 
Artık virgüllerin çengellerini silmeye başlasam iyi olacak. Gramere aykırı cümleleri bağlayıp duruyorum devrik devrik. Sırf virgüllerin işlevi bitmesin diye... 
En iyisi siz gidin ben ardınızdan yetişirim size
 
Toplam blog
: 61
: 157
Kayıt tarihi
: 26.09.13
 
 

"Sevgili günlük" tadında, aşure kıvamında ..