Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Aralık '08

 
Kategori
Deneme
 

Noktasız yazı kırmızı don ilişkisi üzerine

Noktasız yazı kırmızı don ilişkisi üzerine
 

...


Noel kutlamaları bu yıl dış dünyada çok şenlikli geçecek. Elin adamı kriz paçalarını tutuştursa bile adam gibi eğlenmeyi biliyor azizim. Çünkü ekonomik krizlerin gelip geçici olacağının bilincinde

Hasbelkader aydını bol bir ülkede olma bahtiyarlığını yaşayan gafil bir blogcu olarak kendi ülkesini sorgulama yürekliliğini gösterenlerin emperyalist batı karşısında kuyruğunu kıstırarak miyavlamaları belki de iki bin sekizin hafızalarda kalacak son kabile ayaklanmasıdır

Mevsim kış “özür kabilesinden “ olup memleketin fabrikalarında işçilerin kriz bahanesi ile kapının önüne konduğu zamanlarda evine ekmek götüremeyenler sizi bir nebze ırgalamazken mutlu, mutlu sevgilinize kırmızı don almaya giderken, yollar buzlu telef olmayasınız diye hem direksiyona miyavlar gibi yapışacaksınız hem de şanzıman kutusundan gelen sese kulak verip vitesse sıkıca sarılacaksınız ki yoksa ne güzel gündeme oturdum , ne kadar aydınım havası ile arkanızdaki emperyal düşüncenin desteğinden kurtulmanız işten değildir. Şarompole toslayıp Tommiks’teki Konyakçı gibi kafanızın üzerinde kırmızı donlar dolaşırken çam ağacının altına kırmızı don paketi bırakma fanteziniz güme gidebilir.

Kumpanyanızın aslında ABD ile Rusya’nın Kafkaslardaki üstünlük yarışında maç bahanesi ile Erivan’a kapağı atan ve de yılardır süregelen küskünlüğün bitirilmesi figürHanı rolü kesilen zatı muhteremin rücu ile eş zamanlı kumpanyanızın aslında biraz da aceleye geldiğinin farkındasınızdır, aklınızdan geçirmediniz.

Genlerinize işlemiş komplekslerinizi daha ileri tavizler ile çözme yanılgısı li-boşşh yıkama tarih temizlemeye soyunmanızı açıklamak için yeterli değil gibi. Tarihsel sorunları mutlaka tarihe bırakmak gerekli demiyorum ancak ülkelerin tarihlerinde yüzyıllar nokta kadar bile değildir değil mi li-boşşhum.

Ve genlerine işlediyse olumsuz fotoğraflarıyla yapılan ihanet hepimizin ve de biliyorsak sevdiklerimiz tarafından vurulmanın en acı acısını, artık sen de anlamalısın.

İnsan sevdiğine kızar, üzülür, ağlar, yakarır, bağırır, türkü yakar, hasret çeker, sever…

Kumpanyacım, aydınım sen nereden bileceksin cepheden köyüne döndüğünde gördüğün tecavüzün, vahşetin, ölümlerin acısını. Empati diyorsun ama hiç bu taraftan bakmıyorsun.

Yazıya noel diye başladım bak senin için. Araya kırmızı don’lu senaryolar da sıkıştırdım. Ve tek sen okuyasın diye noktadan virgülden tasarruf ettim. Kurtul artık iplerinden kuklacı emperyalist şapa otursun , yandaş bulmasın bu topraklarda. İhanet özür dilesin ki bahar olsun çiçeklerin kan damladığı iklimler değişsin…

 
Toplam blog
: 1114
: 827
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Ankara'da yaşar, dünyalı,aynadaki görüntüsüne muhalif, vicdan hesapları yapmaktan yorgun, yaşanıl..