Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Nisan '07

 
Kategori
Bebek - Çocuk
 

Nüfus anarşisi üzerine yansımalar

Nüfus anarşisi üzerine yansımalar
 

Üreme egolarımız şahlandı yine...

Saat 08; Zübeyde Hanım Doğum Evi'nin girişindeyim. Karidorlar, bahçedeki banklar, üst üste, balık istifi bekleşen insanlar ile dolu.

Bu bekleyenlerin yarısını gözümle ayırıyorum bir kenara, bir kısmı sağlık sorunları ile buraya gelmiş olsa, diğer yarısı için içeride doğum yapan eşi bekleme olasılığı yüzde doksan dokuz.

Yüzlerindeki sararmadan, seslerindeki tondan, sağa sola koşuşturmalardan, ellerindeki naylon torbalardaki bebek eşyalarından, bunu tahmin etmek hiç de zor değil.

Çocuk kelimesi beni hep korkutmuştur.
ANA OLMAK!

BABA OLMAK!

Ya da bunların üstesinden gelinebilecek istikrarda olabilmek!
ebeveyn olmaktır bunun bir diğer adı çünkü.

Bir çocuğa sahip olmak.
Bir çocuğu sahiplenebilmek.

Bu ince çizgiyi çizmeyi başardığımız an zaten sorunu beynimizde çözüvereceğiz.

Nedir ANA olmak?
***************
Ne güzeldir o mis gibi süt kokusu ile yeni doğan bir canı yüreğine yaslamak ve ona süt vermek. Ona yün patikler örmek, masallar okumak, elinden tutarak ilk adımlarını attırmak, ilk şarkıları ona okumak ninnilerde.

İLK,
İLK,
İLK...

İlkler hep hem çok zor ve hem de çok şahanedirler.

Galiba üreme egomuzu tetikleyen de bu şahanelik...

Nedir BABA olmak?

Kendi canımız kanımızdan olan bir canı yüreğimize sarıp sarmalamak, onun ağlayışından canımızın yanması, onun tebessümüyle yaşamımıza can katılması.

Ama bütün bunlara rağmen, bütün bu şahaneliğe rağmen çocuk konusu bana hep korkutucu gelir.

Çünkü ANA & BABA olmak sadece ona süt vermek, günü birlik karnını doyurmak, gereksinimlerini karşılamaktan ibaret olmuyor maalesef.

Onu, toplumda bir birey olmaya hazırlayabilmek için, salt karnını doyurmak, giydirmek yetmiyor.
Çok daha fazlası isteniyor bizden.
RUH açlığını mesela, öğrenme açlığını giderebilmek, onunla arkadaş olmak ona zaman ayırmak, önemsemek, ciddiye almak...
Onunla alışverişe çıkmak, uçurtma uçurmak,
mutfakta tezgahın bir kenarını ona açarak ilk hayat derslerini onunla baş başa paylaşmak.

Bunlar geçti o yarım saatlik zaman diliminde beynimin içinden şimşek hızı ile.

Bağırmak istedim;
-Neden bu üreme egosu neden?

Neden bu kadar fütürsüzce çoğalmaktayız? Evdeki imkanlar, yetecek mi bu yeni doğan cana?
Yoksa sefalete yepyeni mirasçılar mı doğmakta?
Üreme egomuzu da dizginlemenin vakti gelmedi mi artık?

Çok katı ve de bencilce değil mi bu sözlerim?

Belki, ama bence bu egonun faturasını doğan o yeni canlar cılız bedenleriyle ödeyecekler. Aç kalarak, eğitimsiz kalarak, üşüyerek, kimi zaman itilip kakılarak,
kendi haline bırakılarak, akranlarının sahip oldukları ile kendilerini kıyaslayarak kahrolarak, ama ilk anda ne kadar da kulağa hoş gelir o ağlayışlar...
O minicik patikler ve renk renk zıbınlar ne kadar da şahane gelir vitrinlerde üreme egolarımıza.

Çoğalma dürtülerimiz, zürriyetim yürüsün sancıları ardından da hiç de aklımıza getiremediğimiz yoksulluk senaryolarının sosyolojik travmaları.

Üstelik bu toplumsal sorunları sokaklarda onlarla birlikte bizler de yaşamak zorunda kalıyoruz.

Sahiplenilememiş çocukların sokaktaki yaşam kavgaları ve şiddet, madde bağımlılıkları, düzeni deforme edecek kapkaç olayları ve eğitimden uzak bir sürü gözardı etmeye çalıştığımız evsiz yurtsuz bir kesim yeralmakta.

Neden, çünkü çocuk sahibi olunmadan önce BÜTÇE hesaplamaları yapılmadan, sadece soyum sopum devam etsin de ne olursa olsun gibi bir nüfus anarşisi, görüyorum ben çok çocuklu ailelerin düşünce tabanında.

AİLE PLANLAMASI=ÜREME EGOLARIMIZ

Bu dengeyi hizalamanın vakti saati gelmiştir de geçiyordur artık.

Ocak ayının başlarındayız, şu anben bu manzarayı size resmetmeye çalıştığım zaman dilimi.

Yeni doğum yapmış bir ana, ayağında naylon terlikler, üzerinde incecik bir hırka, elinde bir bebek bohçası...

Nereye kadar bu manzaralar, nereye kadar?

ZÜBEYDE HANIM DOĞUM EVİNDEN MANZARALAR.

NİLGÜN ÇAKICI/BURSA

9.nisan 2007-10.06

 
Toplam blog
: 238
: 1468
Kayıt tarihi
: 26.03.07
 
 

Bursa'dan bir milliyet okuru olarak, burada sizlerle olmak çok güzel. Bir ev hanımıyım, iki çocuk..