Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Nisan '07

 
Kategori
Bebek - Çocuk
 

Çouğunuz sizi darülacezeye mi verecek?

Çouğunuz sizi darülacezeye mi verecek?
 

Çocukluğumda Pazar günlerinin ayrı bir yeri vardır. Hem sever hem nefret eder bir havada yaşardım Pazar günlerini. Nefret etme sebebim her çocuğunkiyle aynıydı, o gün mecburi banyo günü ve öbür gün okula gidilmesi gerektiğinden dolayıydı. Fakat hala özlediğim çok renkli yanları da vardı. Sabah erken kalkılır kahvaltı sofrasında Uçan Kaz Morton seyredilirdi. Benim jenerasyonum bu çizgi filmi eminim hiç unutmamışlardır. Ardından Pazar Konseri başlardı tam o sırada piknik hazırlıkları başlamış eşyalar arabaya taşınmaktaydı. Sonra yola çıkılır ve piknik alanına gidilir bütün günü nasıl bir enerjiyse sanırım o zamanlar nükleer bir şeylerle çalışıyordum koşarak zıplayarak geçirirdim.

Ardından piknikten o muazzam toprak ve çimen kokusuyla karışmış vücutta hafif sızlamalarla eve dönerdik. Annem alel acele benim peşimde banyo olayına girişmeye kalkar ben her seferinde sorunlar çıkartmayı başarır fakat sonunda soluğu banyoda almak zorunda kalırdım.

Banyo bittikten sonra o müthiş dizi başlardı. Senaryo yazarı Umur Bugay ve yönetmen Yalçın Yelençe'nin gerçekleştirdikleri 13 yıl boyunca ekranlarda kalarak en uzun soluklu yerli dizi olma özelliğini taşıyan Bizimkiler.

Hepimiz ne kadar benimsemiştik o 7 ailenin gündelik yaşamlarını. Beceriksiz, titiz Sabri bey, Şükrü, ağabeyi Şevket, Abbas Bey, Baykuş Cemil, Kapıcı Cafer, Yandan Çarklı Halil, Katil Yavuz, Tak tak Sedat, Şair Cenap, İbrikçi Sıtkı ve diğerleri. Çıt çıkmazdı dizi bitene kadar. Dizi bittikten sonra eğer torpil yaptırabilirsem babama Parliament Sinema Club’te o hafta ne varsa seyretmeye çalışırdım fakat çoğunlukla piknikte harcanan enerjinin acısı filmin sonunda yazılar geçerken gözlerimi açarak sonlanırdı.

O zamanlar farklı bir heyecan farklı bir mutluluk vardı çocuklarda. Şimdiki çocukları gözlemlemeye çalışıyorum elimden geldiği kadarıyla. Eskisi gibi bir diziye, bir oyuncağa veya herhangi bir şeye karşı duyulan sıcaklık ve yakınlık artık yok denecek kadar az. Çocuklar kendilerine yarattıkları siber dünyalarında gelişimlerini daha çok heterojen şekilde yönlendirerek yollarına devam ediyorlar. Bizimkiler dizisinde ben çocukken Ali’yi takip eder ne afacanlıklar yapacak diye merak ederdim o hafta ve dizinin sonundaki yorumları severek dinlerdim. Şimdiki çocuklar ise bilmem ne dizisinde bilmem kim nasıl cep telefonu almış, saç modeli nasıl, yeni pantolon’u süpermiş gibi gereksiz durumlardalar.

Çocuklar bu şekilde büyümeye devam ederse ileride Darülaceze ve benzeri kurumlarda anne ve babalar dolup taşacak. Çocuk sevgi ve bağlılık içerisinde değilde marka model sevdalarıyla büyürse, evet sayın anne ve babalar bence geç kalmadan sizde Darülacezeden yerinizi ayırtın….

 
Toplam blog
: 99
: 2370
Kayıt tarihi
: 25.03.07
 
 

1977 yılında İstanbul'da doğdu, zamanının getirdiği bir çok avantajı değerlendirdi. Sokakta oynad..