Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Kasım '11

 
Kategori
Tarih
 

Nuşireva'nın zilleri

Nuşireva'nın zilleri
 

Nizamü’l Mülk “Siyasetname”nin birinci faslına: “Allahü Teâlâ her çağda halk arasından birini seçerek onu hükümdarlara yaraşır bir takım özelliklerle donatır.”(1) diyerek başlar. Monarşinin meşruiyeti bundan daha güzel anlatılamaz. Yeryüzüne nizam vermek iddiasında olan tüm hükümdarlar güçlerinin tartışılmazlığını buradan alırlar.

Daha eski dönemlerde Tanrı- Krallar varken giderek Yarı-Tanrı ve daha sonra da Tanrının Gölgesi krallar hüküm süregeldi. Monarşinin modern zamanlara yaklaşırken değiştirdiği kılıktan başka bir şey değildir bu süreç. Sürecin tek belirleyeni Hâkim ve Yasa Koyucu bir insanın var olması.

Gücünü tanrıdan alan bu krallar bile tebaasına adaletle ve eşitlikle hükmedebilmesi için halkın nabzını ölçmek isterlerdi. Çünkü “zulüm ve gaddarlıkla payidar” (2)olmanın çok zor olduğunu biliyorlardı.

Nizamü’l Mülk 11. YY da danışmanlığını yaptığı Melik Şah’a eski İran Hükümdarlarından Nuşireva’nın başından geçenleri şöyle dile getirir.” Nuşirevan sarayından çıkarken bir kadın ona doğru koşarak maruzatını arz eyledi: “Ey Melik eğer cihangir isen şu zavallı kadının hakkını teslim et ve arzuhalime kulak ver.” Dedi”(3)

Kadın Azerbaycan’ın Horasan ilinde kocası öldükten sonra küçük bir toprak parçası ile ekip biçerek yarı aç yarı tok yaşayan ve vergisini de ödeyen bir reaya. Horasan valisi kadının arazisini elinden alıp köşk yaptığı araziye bahçe olarak ilave eder ve karşılığını da önce vermek ister fakat kadın arazisini hiçbir şekilde satmaya yanaşmadığı için Vali de kızar bedel filan da ödemez. Kadın dilenciliğe başlar sonra da derdini hükümdara anlatmak üzere günlerce yolculuk yapar, kaybedecek bir şeyi olmadığı için çekinmeden Hükümdar’ın önüne çıkar. Hükümdar konuyla ilgilenir ve en dürüst gulamlarından birisini Vali’nin tüm durumunu araştırmak için Horasan’a gönderir. Kısa sürede Vali’nin büyük yolsuzluklar yaptığı ortaya çıkarılır ve derisi yüzülerek içi ot doldurulup ibret için yedi gün sarayın kapısına asılır. Bu olaydan ders çıkaran Nuşirevan halkın korkmadan maruzatını anlatabilmesi için:

”Her nereden gelirse gelsin dergâhımıza iltica eden kimi kimsesi olmayan düşkün ve miskinlerin hallerini saklı tutmayıp devamlı bizi haberdar kılasınız der.Ardından da huzura gelenlerin utanca ihtiyaçları olmasın diye, yedi yaşındaki bir çocuğun dahi elinin erişebileceği zillerin asılı olduğu bir zincir yapmalarını emreder. Huzura şikâyet için varanlar o zinciri sallayarak zilleri çaldırır. Zillerin sesini duyan Nuşirevan çalan kişiyi huzura kabul eder, maruzatını dinler ve hakkını zalimden alırdı.”(4)

Meşruiyetini Tanrıdan alan krallar bile halkının maruzatını dinlerken. Sandıktan çıktım diyip yakınına kimseleri yaklaştırmayan “Parasız Eğitim”isteyen öğrencileri zindanlara attıran, görüşmek isteyen, haklarını savunan öğrencileri biber gazıyla yerlerde süründüren, hak arayan depremzedeye biber gazı sıktıran, işçileri, emeklileri, kadınları yerlerde süründüren; muhalif gazetecileri, hak arayan Kürt’leri zindanlara dolduran ey mağrur seçilmiş kral, Nuşireva’nın zilleri dört senede bir yapılan seçim değil. Muhalefetin rahatça konuşabileceği ve az olanların seslerinin kısılmadığı yerdir.

“Saltanat küfür ile devam bulur; amma zulüm ve gaddarlıkla payidar kalmaz.” (5)

1,2,3,4,5-Siyasetname- Nizamü’l-Mülk

 
Toplam blog
: 29
: 1638
Kayıt tarihi
: 21.02.11
 
 

1958 Erzurum doğumluyum. İ.Ü.Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü mezunuyum. İstanbul'da yaşıyorum. ..